lüzumunu hissetti. Ama gene bir ne- tice alamadı. Sadece, o kadar uzun konuştu ki hayli zaman ziyan etti. Ancak gazetecileri en çok güldü- ren, M.P. nin yaptığı bir yanlışlık ol- du. Gazetecilere bir konuşma meta dağıtıldı. Üzerinde "Millet Partisi Kırşehir Milletvekili Memduh Erde- mirin 33 Lokomotif Hadisesi dolayı- sıyla takrir sahipleri adına T.B.M.M.'n- de yaptığı konuşma" yazılıydı. Erde- mir kürsüye çıktığında bambaşka bir şeyler söyledi. Halbuki dağıtılmış o- lan metin "Yüksek malümlarıdır Ki, Demokrasinin içinde yaşayacağı ma- nevi iklimin başlıca unsuru fazilettir. Bu itibarla demokratik rejimi kurmak ve yaşatmak azminde olanlar her yer- de faziletsizliklerle mücadeleyi.." gibi cafcaflı laflarla başlıyordu. o Erdemir yerine oturup ta Bakan konuşunca ve onu takiben söz Bölükbaşıya verilince sabık müntehir, bir kâğıt çıkarıp onu bilinen edasıyla okumaya başladı. Ko- nuşma, "Erdemirin Konuşması" diye dağıtılan metindi! Basın locasında kahkahaların bini bir para oldu. Muziplikler zinciri orada bitmedi. Bölükbaşı konuşmasını bitirmişti ki, elektrikler söndü. Söndü ve bir türlü yanmak bilmedi Bir ara Başkan cel- seyi tatil etmeyi düşündü, fakat o da. kabil olmadı. Teklif edilen tarihler ko- nusunda bir üye 'Oya koy!" diye ba- gırınca, gözgözü görmeyen karanlık i- çinde herkes gülmeye başladı. Gerçi bir süre sonra elektrik geldi ama, bu sefer de üyeler gitmişti. Salonda ek- seriyet olmayınca, Başkan işin tamam- Halük Nurbaki İşin içyüzü Yanılıyorsunuz, General Dura! Şeref Dura Yyöstirma Bakanı General İhsan Şeref Duranın, bir hiddet anında "Za- ten bu memlekette namuslu insanların çalışmasına imkân yoktur" di- ye isyan edişinin anlaşılmayacak bir tarafı yoktur. General Dura bütün hayatı boyunca tertemiz kalmış bir insandır ve prensiplerini Bakanlığı sırasında da devam ettirmiştir. Kirli işlere karışmamıştır, kirli işlere dai- ma karşı çıkmıştır. Şimdi böyle bir adamın, lokomotif ihalesini GE değil de GM kazandı diye itham altında bırakılması, hele, illâ, bir Meclis Tah- kikatında menfaati olanların Cumhurbaşkanından başlayıp dergilere ka- dar itham edip te her yerden eli boş dönünce "Ulaştırma Bakanının ih- mâli vardır!" bahanesi altına sığınmaya' kalkışmaları kelimenin tam ma- nâsıyla haksızlıktır, insafsızlıktır. Ama, General Duranın isyanı esas itibariyle haksızdır. Bilakis, öyle bir devre geliyoruz ki bu memlekette sadece namuslu insanların o çalış- ması kabil olacaktır. Yıllardır bu istikamette ve bunun için mücadele et- miş kuşaklar ve zihniyet ilk başarıyı 27 Mayısta almışlardır. O günden bu yana da, umumi efkârda gelişmenin ne yolda olduğu herkesin gözleri önündedir. Karşı taraf bugün son savaşlarım vermektedir. Çeşitli şantaj, tehdit, siyasi baskı ve menfaat esasına dayanan dalavereler daha bir süre görülecek, hakikaten namuslu ve dürüst insanlar bu silâhlarla saf dışı edilmeye çalışılacaktır. Ama, zafer onlarda kalmayacaktır. Ne var ki bu mücadelede, İsmet İnönünün daha yıllarca önce söyle- diği bir ana prensibi gözden hiç uzak tutmamak lâzımdır: Bu memleket- te namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmak mecburiyetindedir- r. General Duranın, bir namuslu insan olarak mücadeleyi terketmek hakkı yoktur. Hak ve hakikatin daima gerçekleştiğini,, savaşa devam e- denler görebilirler. niliyordu. İkincisinde Memduh Erde- lanmasını Çarşambaya bıraktı. Gene usul meselesi M üzakerelerin başlangıcında iki tak- rir okundu. Birincisinde, Bakan hakkındaki Meclis Soruşturması tak- ririnin, Meclis Araştırma Komisyonu- nun Millet Meclisine verdiği meşhur rapor hakkında Millet Meclisi bir ka- rar verdikten sonra ele alınması iste- mir, önce o raporun okutulmasını ta- lep ediyordu. Coşkun Kırca çıkıp, işin mahiyetini anlattı. Bir defa, Meclis Araştırması bir konu hakkında Mecli- sin aydınlatılması için açılmıştı. O komisyonun raporunu müzakere edip bir karar almak bahiskonusu değildi. AKİS/L1