bula gittiler. Eşyaları çok olduğu i- çin İki araba ile yola çıkmak zorunda kaldılar. Lüsyen Avunduk, kırmızı, spor Wolkswagen'i ile önde gidiyor- du. Kızını da yanına almıştı. Arka- daki, yöne ayni marka siyah araba- da ise Nail Avunduk, oğlu ve eşyalar vardı. Kafile böylece yola koyuldu. Hanı. ikinci sünnet düğünü, Se- nato Genel Sekreteri Azmi Sor- gunun oğlununki oldu. Muhafız Ala- yı gazinosunda yapılan düğün çok kalabalıktı ve çok güzel geçti. Misa- firler geç vakitlere kadar kaldılar, pek çok eğlenildi ve danslar edildi. Gecenin en neşeli siması Dr. Saim Bostancı idi. hassa yaptığı twist'- ler, kalp masajları kadar takdir top- ladı. B' hafta Bulvar Palasta iki düğün ol du. Birincisi kokteyldi. Dilek Tunca bir iranlı ile evlendi ve yeni evliler hemen İrana hareket ettiler. Düğünde bütün rap kolonisi hazırcı. Ri Pirinççioğiu, bir Ni kalmak üzere, hafta içinde ingiltereye i. Bu se yahate İnci Pirinççioğlu da katılmak istiyormuş. Fakat maa- lesef kocasını yalnız göndermek mec buriyetinde kalmış Köyyerien dönen Osman Kavuncu, Akayda, dört tarafı terasla çevri- li bir çatı katı satın aldı. Bekâr ya- şayan Kavuncu, üşütmüş olacak ki, bugünlerde, bu yaz sıcağında parde- sü ile geziyor. giyindırlık Bakanı ' İlyas Seçkin, geçirdiği ameliyatın nekahat dev- resini kısa keserek Trabzon limanı- nın bazı tesislerini açmak üzere, bu- günlerde, kalabalık bir gazeteci gru- pu ile, günü birliğine, uçakla Trab- zona gidip gelecek. Ondan sonra da, Hopa limanının temelini atmak üze- re, tekrar Karadeniz seyahatine çı- kacak. je Bankası Genel Müdürü Selâhat- tin Babüroğlu, yaz iznini geçirmek üzere İstanbula gitti. Tatilini Tuzla- da, Bankanın yazlık kampında, me- murları ile Böğizecek, çer yardım teşkilatının Türkiye mümessili, yakışıklı ve odul Mr. Chrjstopher Fallon'un, buradaki vazi- fesi sona erdiği için Amerikaya dön- mesi gerekiyordu. Fakat aşk insana neler yaptırmaz! Mr. Fallon burada bir türk kızma çok fazla bağlandığı için, bir süre de izinli olarak Türki- yede kalacak, dönerken yeni karısını beraber götürecek. atan gazetesinin genç yazı işleri V müdürü Ergin İnanç, hafta sonun- da, hem birkaç gün dinlenmek, ham de hasta amcasını görmek üzere eşi ile beraber İstanbula gidecek Yakın- da baba olacak olan sevimli gazeteci şimdiden sevinçli ve heyecanlı- pgrftanın başında, Pazartesi günü gıcır gıcır bir makam * otomobili Bakanlıklardan aşağı doğru indi ve tam Piknikin önünde park etti. Oto- mobilin yakışıklı genç şoförü kapıyı açtı ve Beyefendiye yol verdi. Oto- mobilden inen, Devlet Bakam Verik Pirinççioğluydu. Pirinççioğlu, şoföre ir şeyler söyledi, sonra yaya geçi- dinden karşıya geçti, ağır ağır iler- ledi ve ASA kundura mağazasına girdi, ayağına fiyakalı bir ayakkabı seçti. Tam bu sırada 0007 plâka nu- maralı otomobil de ASA kundura mağazasının önüne yaklaşmıştı. Va- tandaşın biri hafif tertip gülümsedi ve yanındakine: TÜLİDEN HABERLER Peki, diyelim ki yeni Bakan şatafattan pek hoşlanmıyor da, onun için kundura mağazasının önünde o- tomobilinden inmedi. Ama, ne diye orada bindi?dedi. ransa Başbakanı ve Dışişleri Ba- K mas aseb nında bekliyorlardı. Başbakan İnönü ve üç yardımcısı ican, inçer, Feyzioğlu- bir arada duruyorlardı. Bu sırada muzip bir rüzgâr, bol saç- lı Alicanın saçlarını bir sola, bir sa- ğa savurmağa başladı. İnönü neşeli bir kahkaha attı ve yanındakilere hitaben: — Gördünüz mü bol saçlı olmanın faziletini!.. Bakın, Alicanın saçları nasıl m “8 bir sola uçup duru- yor” dedi an BEY verdi: "— Tabii, Paşam.. Bakın, vi oğlunda hiç kımıldama, yar mı? Rüz gâr ona tesir etmiyor." CHP li Başbakan Yardımcısı Fey- zioğlu lâfa karıştı ve — Siz saçlara değil, şapkanın al- tındakilere bakın Paşam..-" dedi. İnönü ve Dinçer e ve sonra mütebessim bir eda ile şapka- larını çıkardılar. Rüzgâr, yerini si- çak bir melteme terketmişti. AKİS/27