YURTTA OLUP BİTENLER Anayasa Mahkemesi ve Başkanı Sünuhi Arsan çünkü yoktu. aa öyle ndan tenmişti de, on "“— Benim hakkımda, beni tekrar ahküm etmek için bir hikâye uy- rulmuştur. Bu, tam bir polisiye imandır ve gerçekle ilgisi yoktur hikâyenin..." diye edebi bir tar'z- a konuştu. Kromit davasıyla (o ilgili (o bütün saatı, sadece memleket menfaat- ti gözetilerek - Mithat Dülgenin 1c- atı gibi..- yapılmıştı. Evet (Oğuz salı tanımaktaydı. Ama, rüşvet al- ış olması bahis konusu değildi. " — Rüşvet aldığım iddia ediliyor, tat rüşvet vermek sucu kimseye yüklenilmiyor.."dedi. Samet Ağaoğlunun böyle bir tirad n hazırlanmış bulunduğu, hattâ ba- cümleleri ezberlediği seziliyordu. tün ifadesine şu hava hâkimdi: adisini Yassıadaya gönderen kuv- vetin yeni bir komplosu karşısınday deliller tahrif edilmiş, bir takım sikalar yok edilmişti! Bu “pis iş- kendisinin bir rolü yoktu Sorgular bittiğinde, bir devri kate şayan şekilde odamgalayan adetâ onun alâmeti o farikasını kil eden "pis iş"le alâkalı duruş- tun 28 Eylül 1963'e bırakıldığını, şkan karar olarak bildirdi. Sanıklar, salonu terkettiler. Kirli torbasını açtı C.H.P. Tehlikeli alâkalar çrP Grup Başkan Vekili Rüştü Ö- zal evvelâ uzun uzun düşündü, sonra fikrini söyledi: "— Grupun temayülü şudur: Bir Komisyon kurulmuştur. Bu komis- yon bir takım arkadaşlarımızı tanık ve sanık sıfatıyla dinleyecek, sonra kanaatini bildirecektir. Meselenin bir Grup meselesi olacağını sanmam. Mesele Partiiçi bir (Omeseledir o ve Merkez Yönetim Kurulu ile (Parti Meclisini ilgilendirmektedir. Biz sa- dece olayları izliyoruz.". Özalın, CHP' li milletvekillerinin temayülleri ile ilgili bu açıklamayı yaptığı sırada .B.M. nin ikinci katındaki 106 numaralı odada CHP Tetkik Komisyonu tanık odinlemek- teydi. 106 numaralı oda -CHP Sena- to Grup Yönetim Kurulu oodasıdır- sön derece ilgi çekici ifadelere sah- ne oluyordu. Hürrem Müftügil, Asım Yılmaz, Ali Riza Akbıyıkoğlu ve Muammer Ertemden müteşekkil dört kişilik Kurul o gün Şevki o Aysan, Mehmet Sağlam ve Şeref Bakşıkı ta- nık sıfatıyla,dinledi. İfadelerine mü- racaat edilen Kenan" Esengin, Kasım Gülek ve Avni Doğan Kurula ifade için gelmek şöyle dursun, Meclise bile uğramamışlardı. 106 numaralı odada Komisyonun dört üyesinden başka bir de, ifade- leri zapta geçiren bir daktilo bulun- maktaydı. İçerdeki hava, hiç de bir Tahkikat Komisyonu havası değildi, bir sohbet havam içinde ifade alını- yordu. Bakşık ve Aysan, ilgi ifadelerini bu hava içinde Saat 10 ile 11 arasında Şeref Bak- şık 106 numaralı odaya alındı ve i- İadesi zapta geçti Komisyon üyeleri Bakşıka, İkinci Koalisyonun kurulmasına tekaddüm eden günlerde gençlerin yaptığı bir toplantıdan bahsettiler ve bu top- lantıda Bakşık ile Avni Doğan ara- sında geçen bir münakaşayı anlat- masını istediler. Bakşık olayı hatır- ladı ve bildiklerini anlattı. Hikâye, AP-CHP koalisyonunun bozulmasından sonra gittikçe (o ger- ginleşen -siyasi tansiyon içinde baş- lamıştı. Gençlerin teşkil ettiği 40 ki- şilik bir milletvekili ve senatör grupu, o sıralarda ikinci kattaki 106 nu- maralı odada -ne tesadüf!- toplan- mışlar ve son hâdiseler (karşısında Grupta takınacakları tavrı karar- laştırmışlardı. İşte bu sırada oAvni Doğan da aralarına katılmış ve 1s- rarla bir konuşma yapmıştı. Doğan, "Görüşlerim var- . Bilhassa İlhami S kâlet ettiğim sırada bu münasebetim kesafet kazanmıştır. Ordunun tema yüllerini bilirim. Askeri müdahale er