20 Temmuz 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

20 Temmuz 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEK N | Petrol Kuleler ormanı kşam saatlerinde İstanbulla İzmi- ti birleştiren yollardan o geçenler, karanlığın ortasında, çok uzaklarda parlayan bir alev görerek merakla.- tnflar. Gerçekten uzaktan görünüşü yangını andıran bu alev, izmit dolaylarında iki oyıldanberi o ça- lışmakta olan petrol rafinerisinde hiçbir işe yaramayan, ticari değeri de kalmayan- artık gazlerin fazla- laştığı zamanlarda ortaya çıkar ve diğer zamanlarda görünmez. Her petrol rafinerisinde olduğu gibi, İz- mit'teki tesislerin -daha doğrusu İs- tanbul Petrol Rafinerisi, İPRAŞ'ın- karakteristik bir sembolü olan bu a- lev, bir bakıma tesislerin çalışmak- ta olduklarını belirten bir gösterisi de sayılabilir. Gerçekten 2 Mayıs 1960 günü top- rağın makinalarla kazılmasıyla giri- şilen inşaat tam 15 ay 22 gün sür- müş, ortalama 2500 işçinin çalışma- sıyla bu müddetin sonunda 210 bin metreküb toprak kazısı, 17 bin 500 metreküb beton dökülmesi, 10 bin ton tatarında kaynak işçiliği oyapı- lıp 350 kilometre boru döşendikten sonra, yılda | milyon ton ham pet- rol işleyecek de bu koca- man tesis tamamlanmıştı Aslında, tam 21 tane villeek ku- İlk düşünce, Türkiyenin en büyük petrol ten merkezlerinden birisi olan İstan- bul dolaylarında kurmaktı. Bugünkü adı olan İPRAŞ -İstanbul Petrol Rafinerisi TAŞ- da oradan gelmek- tedir. Böylelikle "pazar" konusu çö- zümlenmiş ve rafinerinin daha eko- nomik bir sekilide çalısması sağlan- mış olacaktı. Ancak. İstanlbula ya- kın yerlerde bu çapta bir tesisi içi- ne alacak, yol ve ulaşım imkânları- na da sahip bulunan bir arsa bulu- namadı. Nihayet İzmit dolaylarında Tü- tünçiftlik köyü önümdeki I milyon metrekarelik bir arazi parçası ama- uygun görüldü. urası denizin İz mit körfezinin- kıyısındaydı, kısa bir iskeleyle 45-50 bin tonluk tan- kolayca o yanasa bilmesine tesislerle bü- yük ölçüde lüzumlu olan ve özellik- AKİS/24 canlılık . K le -seyrek de olsa- hiçbir zaman ke- silmemesi istenen elektrik cereyanı- nı taşıyan hatların da pek yakının- da olan bu yer satın alınarak inşaa- ta girişildi. Kârlı bir iş TE sahipleri, başta Türk Pet- rolleri Anonim Ortaklığı olmakla beraber, işin yürümesi obakımından, ortaklığı şart olan Amerikan CAL- TEX Cbrporation'un da katılmasıy- la, ortalama 250 milyon Türk lirası sermaye koydular. Bu bedel tama- men rafinerinin inşasına (harcandı. 25 milyon dolarlık dış finansman bor- cu ise rafinerinin yılda sağladığı 8 lığın devam o ettirilmesinde o birçok menfaatler vardır. İşte, çeşitli olayların etkisiyle petrol (opiyasasında ancak bütün dünya opiyasasına oOhakim olan, birçok kıtalarda çeşitli ülkelere pet- rol satan büyük şirketler iyi İş yap- makta, bunlar ellerindeki (o stokları bazen Kuzey, bazen Güney yarımkü- resine, Avrupaya veya (Amerikaya doğru sevkederek, Oo hiçbir (ozaman müşterisiz kalmamağa ve ellerinde- ki mala iyi fiyatla müşteri bulmağa imkân sağlamaktadılar. Oysa ki, yalnızca bir tek ülkeye petrol sat- mak üzere inşa edilen bir petrol ra- finerisinin elinde daima bir miktar ve belirli çeşitte petrol kalması, bu- na ise ancak düşük fiyatla talip bu- labilmesi mukadderdir. Bu işe, pet- rol şirketlerinin daima ( birbirleriyle bir çeşit "akrabalık" kurduklarının Bir petrol rafinerisi İşleyen demir ışıldar milyon dolar tutarındaki döviz eko- nomisiyle en geç 6 yıl içerisinde ta- mamen ödenmiş olacaktır. Bu hesap, ham petrolün tama- men CALTEX şirketinin Basra kör- fezi dolaylarındaki üretim alanların- dan getirilişine göredir. İleride, Tü-"- kiyeye yılda I milyon ton ham pet- rol 'veren kuyular açılabildiği (o tak- dirde, yıllık döviz ekonomisinin da- ha da artacağı muhakkaktır. Rafi- neri, aradaki mukaveleye göre, ça- lışmağa başladığı 1962 yılından iti- baren 10 yıl sonunda Türk Petrolle- ri Anonim Ortaklığına devredilecek- tir' Ancak CALTEX -veya dünya çapında diğer bir şirket- ile ortak- nedenini açıklamaktadır. Altın değerindeki sıvı petrolün tabiatta oluş teorileri üze- rindeki tartışmalar hayli eskidir. Şimdiye kadar genellikle kabul edi- len şekil şudur; Milyonlarca yıl ön- ce dünyanın yüzeyini kaplayan ok- yanuslar, sonraları yavaş yavaş ku- ruyarak yerlerini toprak parçalarına bırakmışlardır. Bu değişikliğin birçok kerre tekrarlanmasıyla, her seferin- toprak yüzeyinde biriken su ya- ratığı artıkları, tektonik olaylar so- nunda, yer kabuğunun derinliklerine gömülmüştür. Bu su yaratığı artık- ları, kimyasal etkilerle, bakterilerin

Bu sayıdan diğer sayfalar: