lamâk gayesini gütmektedirler. Ni- Harpsız Dünya Teri silâhlarının korkunç kudretlere varışı, elbette ki insanlığın başı Üzerine asılmış Damokles kılıcının keskinliğini arttırmaktadır. Ama bunun, o kılıcın ipini sağlamlaştırdığını da görmemek kabil imidir? İkinci Dünya Harbinin sona ermesinden ibu yana onsekiz sene geçmiştir. Bu onsekiz sene gibi netameli ve kıvılcımı dolu devreyi dünya belki de hiç bir "Barış Devri'nde yaşamış değildir. Eğer insanlar oklarla savaş- sâlardı, birbirlerine çoktan girmişlerdi. Harp tüfeklerle topların patla- ması manâsına gelseydi boğazlaşma başlamış ve bitmiş olurdu. Ama bugün harp ilânının, New York ile Moskovânın bir anda tahribi ve en kısa zaman içinde yüzmilyonlarca insanın ölümü demek olduğu bilindi- ğinden dolayıdır iki herkes sinirine hâkim olmakta, küçük menfaatler hep en büyük menfaatin önünde tesirsiz kalmaktadır. İki taraf da aşa- ğı yukarı eş silâha sahip olunca, vuruşma bir nevi intihar halini almak- ta, kimse bir maceraya göz göre göre atılmamaktadır. Hani bu manza- raya bakıp ta, atom sırrını ruslar hesabına çalıp satan meşhur çifte bir nevi "İnsanlığın Kurtarıcısı" gözüyle bakmamak zordur. Ama hâdisede bir başka sebebin bulunduğu, Çin idarecilerinin delice teklifleri dolayısıyla ortaya çıkmıştır. Rusya henüz Amerikanın refah seviyesine erişmemiştir. Ancak Rusya, bir "Aç Millet" de değildir. Ak- sine, refah yol bir şeyi tehlikeye atmak kolaydır. Hattâ bunun hiç bir tehlikesi yoktur. Ümitsizliğin cüreti arttırdığı hep bilinir. Rusya bu durumdan çıkmış, kaybedecek şeyi bulunan memleket olmuştur. Böyle bir memleketi, dik- tanın en koyusuyla bile, bir harbe atmanın hem mahzuru ve hem de güç- lüğü ortadadır. Rusya bugün Çinin durumunda olsaydı, bir filozof kadar akıllı uslu konuşmakta bulunan Krutçef aynı sözleri söyler miydi? Bi- linmez, Söyleseydi bile, tonunun bu olmayacağı muhakkaktır. Zenginden çok az sergerde çıkar. Mesut maceracı hemen hemen yoktur. Krutçefin Rusyası bundan dolayı statükonun muhafazasını istemektedir ve yarın onun daha fazla taraftarı olacaktır. Her geçen günün, dünyada barışı kuvvetlendirmesi bundandır. Çin de muhtemelen bunu bilmekte- dir. Dün bir harbin patlaması bugünden daha muhtemeldi. Yarın bu ih- timal, bugüne nazara dahi kuvvetini kaybedecektir. Dünyanın bir nük- leer harbe doğru gitmeyip tam aksi istikamette ilerlemekte oluşu orta- ya bir tek tehlike çıkarmaktadır; Kazaen harp! fiti kıta arasında direkt telefon hattı hem bunun delilidir, hem de bu- na karşı tedbir düşünme devrinin geldiğinin hayırlı müjdecisidir. nazaran kuvvetlidir. unda mesafe almıştır ve almaktadır. Mevcut bulunmayan. Zina Çin Rus- tektat Kumanyada bir başarı (oka- sandıklarına dair haberler (o vardır. Bu doğruysa ancak Rusyanın, kom- şusu bir memlekette buna, müsaade etmesi pek akla yakın ihtimal de- ğildir- Çinlilerin Balkanlarda, o Ar- navutluktan sonra ikinci bir köprü- başıları o bulunacaktır. Şimdi hedef Amerika, Fransa, İtalya, Brezilya ve Hindistan, yahut Belçika gibi mem- leketlerdeki komünist partiler için- de ihtilâflar çıkarmak, Komünizme başka bir hedef tayin etmek, Dünya İhtilâli sloganını yerliden o piyasaya sürmek ve bunun için bir nükleer hârbi tahrik etmektir. Fakat rusların durumu, çinlilere AKİS/22 yayı, rus nükleer bombalarıyla Ame- rikaya karşı bir harbe itmektedir ki bu, ateşten kestane çekmek için maymun kullanmaya kalkışmaktan farksızdır. Rusya "Çin, isterse kendi bombalarıyla şansını denesin!" diye- bilir. Bu hafta, Çin İdarecilerinin yüz milyonlarca insanın ölümünü pazar- lık konusu etmeleri bu idarecilerin Hindistan tehdit tarzım hatırlattı. Çin idarecileri Hint Liderlerini şöyle tehdit etmişlerdir: "— Biz 600 milyonuz, siz 400 mil- yonsunuz. Her çinli için bir hintli ölse, sonda biz gene 200 milyon ka- lırız!" İngiltere Yeni skandaller Bu haftanın içinde Londrada bir in- giliz, gazetelerin manşetlerine baktıktan sonra "İki Dünya Harbi arasındaki Fransaya döndük!" diye düşünmekten kendini alamadı. Ger- çekten de, şu anda "İngilterenin ne- si meşhurdur?" diye sorulacak olsa alınacak cevap muhtemelen Oo "Sisi" değil, "Rezaletleri" olacaktır. Zira, bundan onsekiz ay Önce Batıya ilti- ca etmiş ve verdiği bilgiyle bir çok rus casusu şebekesinin yakalanması sağlanmış olan sovyet ajanı Anotoli Dolnistinin isminin ingiliz gazetele- rinde açığa vurulması Thames sa- yılarında bir yeni kıyametin daha kapmasına sebep oldu. Hâdisenin il- gi çeken tarafı bu çeşit gevezelikle- rin, amerikan istihbarat teşkilâtın- da şöyle bir inanç uyandırmasıdır: "Bu ingilizlere sır söylemmez!" Böyle bir inancın, iki müttefikin münasebetlerine (ogölge (düşüreceği şüphesizdir. Dolnistin Batıya iltica (o ettikten sonra, hem Amerikada ve hem de İngilterede Rusya lehine faaliyet gösteren ajanların isimlerini vermiş- tir. İngiliz Amirallik (o Dairesindeki cinsisapık Vassall'in 18 v 1 hapis ce- zası yemesiyle sonuçlanan hadisenin bu bilgilerle ortaya çıkarılmış bulum- duğu Bildirilmektedir. İki firari in- giliz diplomattı -onlar da çinsisapık- tırlar Burgess ile Maclean'in Rus- yaya kaçışlarında Üçüncü adam ola- rak rol oynamış bulunan Haroid sonra ele geçmiştir. Bu yüzden ingi- liz ve amerikan gizli oteşkilâtları Dolnistinin adının açığa vurulması- nı istemekteydiler. Ancak haber haf- tanın sonunda ingiliz gazetelerine u- çurulmuştur. Hükümet perşembe gü- nü, milli menfaatler sebebiyle isimin yazılmamasını gazetelerden istemiş, fakat cumartesi günü gazeteler Dol- nistin ismini yazmışlardır. Şimdi, Profumo Skandali ile Dol- nistin Skandali arasında bir de ba- gın belirmesi hâdiseye tuz ve biber de katmıştır. Dolnistin, Ohristine Keelerin rus dostu İvanof Lomdra- daki Sovyet Elçiliğinde görev görür- ken bu elçilikte ataşe olarak bulun- maktaydı. D münasebetle, İvanof - Keeler hâdisesinde ingiliz (o güvenlik sırlarının ne derece rol oynadığını en iyi bilecek durumdadır Bu naf- tamın içinde oLondralıların ağzına yeni sakızlar verdi.