Damga! er devri damgalayan, yahut her şahsın hurusiyetim gösteren bir hâdise vardır. Bunlar öyle hâdiselerdir ki o devrin, yahut o şahsın zihniyetinin eseri, neticesi- dir. Fakat öyle bir mâna ve önem almıştır ki artık dev- rin, yahut şahsın sembolü haline gelmiştir. Örtülü Ödenek, adına Adnan Menderes dinilen ve türk toplum hayatının içinden bir kuyruklu o yıldızın hem parlaklığı, hem devamsızlığı ile gelip geçen bir si- yaset adamının âlâmet-i farikasıdır- Türkiyede, -maa- lesef-, on yıl Başbakanlık yapan bu zatı, Müsteşarı Ahmet Salih Korurun tuttuğu bakkal hesabından dana iyi hiç bir şey damgalayamaz. Kaşlarını yolmak için kullandığı cımbızından çocuklarının tahsil masrafları- na kadar bütün şahsi hesaplarını devletin Örtülü Öde- neğinden ödetecek kadar fütursuz, sorumluluk duygu- sundan mahrum, laubâli bir adamın hükmettiği devlet nasıl bir devlettir ? Bu sualin cevabı, Kromit Dâvasın- dadır. Yandaki sütunlarda bu dâvanın esasını ve tafsi- okuyacak olanların, parmaklarını ısırmamaları- na imkân yoktur. Haberde belirtildiği gibi, bunun bir eşini bulmak için meşhur Stavisky Hâdisesine (okadar geri gitmek lâzımdır. Adalet, bizim Stavisky'lerden bu inanılmaz cüretin hesabını elbette ki soracaktır. lar, hiç bir şey örtbas edilmez ve herkes her şeyi gö- rür. Fransada, Stavisky işinde olduğu gibi Ama rejim kapalı olunca, bir ihtilâli beklemek lâzımdır. İhtilâl gelip çatıncaya kadar, bu havadan para kazanma şir- keti sadece örnek olur, sadece cesaret verir, sadece teşvik yerine geçer. Tıpkı, D.P. devrinde olduğu gibi.. Basın susturulup Meclis mürakabesinin imkânları ka- patıldığı an, böyle tipler birer yarasa gibi rejimin ka- ranlıkları içinde uçuşur dururlar- Bunun, baştaki adamın adının Menderes veya Ay- demir, yahut Ahmet veya Mehmet olmasıyla bir alâka sı yoktur. Namuslu bir kapalı rejim ne görülmüştür, ne işitilmiştir. İdealist bilmen Bitlerin, bütün çağların en büyük hırsızlarından Göring'in marifetlerinden haber dar bulunmadığını sanmak için deli olmak o lâzımdır Bu bir sistemdir. Böyle bir sistem içinde (Menderes Zorlu veya Ağaoğluna, Hitler, Göring veya muhtaç olduğu müddetçe onların "örtülü faaliyet"ler ne mutlaka göz yumacaktır, müsamaha gösterecekti Mesele, bunların hakkından Hitler veya Menderes değil, umumi efkârın gelebilme hakkına sahip bulunup bulunmamasından ibarettir. Kromitin akıl durduran kirli dosyaları, bugün A bu hâdisenin, her kapalı rejimin bir hususiye- ti olduğunu farketmemek imkânı var mıdır? açık olsun her memlekette bir Oğuz Akal, bir Samet Ağaoğlu ve Fatin Rüş- Bejim açık bunlar devir devanı ederken adaletin huzuruna çağırılır- palı olsun, bir Mükerrem Sarol, tü Zorlu ile Mithat Dülge çıkabilir. teminatsız krediler sebebiyle işine son verilince Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge tarafından Zi- raat Bankası Beyoğlu Şubesi Müdür- lüğüne, getirildi. Bu arada Yapı ve Kredi Bankası, Akalın on milyonu bulan borçlarını ödeyemediğini göre- rek kendisine borcunun. 5 milyon li- ralık kısmını ödetmesi şartıyla ban- kanın kalan 5 milyondan feragat et- ei bildirdi. Ancak Akal bu 5 mil- on a ödeyemiyecek durumdaydı ve ayağına kadar gelen bu fırsatı ka- çırmak da istemiyordu. Kredi tale- biyle muhtelif bankalara müracaat etti, fakat hiç birinden müspet sonuç alamadı. Akal böylece ne yapacağı- nı bilemez haldeyken imdadına eski dostu Edirne Milletvekili Mükerrem si adlı gazeteyi çıkardıkları arkada- şının haline pek acımıştı! "— Gel, seni Ziraat Bankasına götüreyim. Bundan sonra, krom işle- rini bu banka kanalıyla halledersin" dedi. Akal bu habere pek memnun ol- muştu. Sarola derhal müspet cevap verdi. Artık şansı açılmıştı. Ancak Akal Rejim Ka- olunca, faydalısını işini sağlam kazığa bağlamak isti- yordu. Bu sebeple bir kere de, eski- den Yapı ve Kredi Kukası Beyoğlu Şubesi Müdürü olan Rifat oOzanla görüşmeyi uygun buldu. Böylece hem Ozan ve hem de Saroldan gelen tek- lifler» Genel Müdürlük "hayır" diye- miyecekti. Nitekim Mithat Dülge faz la nazlanmadı ve Ozana.çağırtarak Oğuz Akal ve sahibi bulunduğu Kro- mit Şirketi hakkında bilgi istedi. O- zanın. Akala en büyük yardımı işin bu safhasında oldu. Zira Beyoğlu Şu- besi İstihbarat şefinin Kromit firma- sı hakkında hazırlamış olduğu rapor hiç de iç açıcı değildi. Raporda Akalın uçan kuşa dahi borcu olduğu ve Kro- mit şirketinin sadece Yapı ve Kredi Bankasına olan borcunun bile ser- mayesini aştığı belirtiliyor ve o("Bu durumda adı geçen firmaya bir kre- di açılması halinde borcun tahsili im- kânsızdır" deniliyordu. Bu rapor Sarol, Akal ve Ozan üç- lüsünün bütün projelerini suya dü- şürecek nitelikteydi. Derhal birşey- ler yanmak ve meseleye bir hal ça- resi bulmak gerekiyordu. Telâşa ya- pılan üç kafadar akla gelebilecek en yan edenler Mamakta cereyan edenlerle karşılaştırıl sa, hiç kimse şüphe etmesin, Türkiye bütün derslerin alacaktır. basit ve çocukça yolu seçerek ru yok ettiler. İstihbarat ser baştan başa değiştirerek kurdu yeni bir istihbarat ekibine A- lehinde yeni bir rapor hazırladı Oysa bu telâş yersizdi. Dülger Aralıkayınınbaşlarında Genel mü- dürlüğe gönderilen bu raporu meden İdare Meclisi kararına den 5 milyon liralık bir teminat tubuyla Akalın Yapı Kredi kasına olan borcumu Ziraat Ba na yüklediği gibi ihracat mas ketine fazladan | munzam kredi açmıştı. Bu olaydır ki, daha sonralar mit Yolsuzluğu adı ile anılaca yük skandalin ilk adımını teş ti. 1954 yılında 6 milyon lira bu kredi miktarı daha "Mister yüzde 10" Fatin Rüştü Zorlu ve Samet oğlunun da üçlüye iltihaklarıla yılı başlarında 74 milyon lira du! Kaşkarikolar furyası rı ü takip eden yıllar Oğuz için verimli oldu. Darda