alıştırın, , yüzünüzden bir şey anla- masın, Aylardanberi ölüme karşı yaptı- ğı çetin mücadelede zavallı Emin, hem aslan gibi bünyesini bitik bir hale getirmiş, hem de ruhunu hırpa- lamıştı. Eliyle işaret ederek beni tâ yanına çağırdı: i Sami, dedi, şimdiye kadar sakli bir duyguyu sana açık- layacağım: i mı yediniz. 2 numaralı Galatasaraylı benim! Gözlerinin fert bir an için tekrar gar Arkadaşlarına söyle, hakkımı Vermezlerse ruhum hepinizden dava- cıdır, cümlesini ilâve en min, hayatının son büyük ham- lelerinden birini yapmıştı. Başı ya- na devrildi, elleri yorganın üstüne mecalsiz düştü. Ben de şaşırmış kal- mıştım, klübün bahsini ettirmek is- temeyen insan bu mu idi?... Emimin son arzusunu yerine ” getirmek için evvelâ Asımla görüştüm. O da Emi- ni çok severdi, klüp dertleri bizi bir- birimize üç silahşörler gibi (o bağla- mıştı. Asım, Emini kurtarmak için anım verirdi, fakat Galatasaraylı- lığını ifade eden alâmetten hiç hır şey terkedemedi, ona razı olamadı. Elinden gelmiyordu. o Galatasaray kongresi, iş kendisine intikal edince, bu iki emektar arkadaşın her ikisi nin duygusundan heyecanlandı, her ikisini ocaklarına bağlılık zaviyesin- den haklı gördü ve güzel bir netice- ye vardır Emin de, Asım da Galata- sarayın 2 numaralı Azası sayılacak- lar, üç numara kimsenin malı olma- yacak, konseye verilmeyecekti. Fa- kat hakikatte öyle olmadı. Eminin asil ruhundan münhal kalan yeri bir tek kişi değil, bütün Galatasaraylı- lar, bir anda, hisleriyle doldurdular!" İlk tohum, ilk teşkilât. Kisi buraya aktarılamıyacak ka- soluk bir fotoğrafta Galata- Me ilk futbol takımını teşkil e- den göster: Önde Tahsin Nahit. Ali Sami Emin Bülent, Reşat Şirvazi, küçük Ali bağdaş kurup oturmuşlar, arkalarında Abidin Daver, o Tülyüz, Bekir, Nuri, Celâl Kemâl, onların arkasında da ayaktı Mazhar Asım, Milo, Cevdet ve Refik ayakta durur- lar. Birinci Dünya Harbi bunların ve ilk Galatasaraylıların bir çoğunu Galatasaraylılık vefa- sı onların mübarek havralarını, tek- nelerinde plaketlerinde, bilhassa gö- vie ebedileştirraiştir. başlangıç yavaş sayılamıya- di bir gelişme kaydederek 7.9.1921 Metin Oktay Bir çifti ayak tarihine kadar ulaşmıştır. Bu devir Altınordu, Anadolu.. İdman Yurdu, Süleymaniye, Fenerbahçe, Hilâl, Ve- fa, Nişantaşı, Kumkapı, Darüşşafa- ka, Beylerbeyi, Bakırköy- Türkgücü, Galatasaray, Haliç Fener ve Üskü- darın, palazlanıp boy. verdikleri de- virdir. Maçları yağmurlu havalarda şemsi yeli hakemler idare eder, saha- yı seyircilerin insafı veya taşan he- yecanı sınırlardı "Dayan Galatasa- ray!" diye bağırılan bu maçların sü- sü neşesi olan "Sarı kırmızı forma- mız revnaklar saçar - Yeşil çi üzerinde gül gibi açar" gün saçları "Ateş - Güneş" çocukları sade ses- leri değil, yürekleri de titreyerek anarlar. Vaktiyle Kuşdilinde, kanarya ka- fesi gibi süslü, beyaz- boyalı bir köşk vardı. Fenerbahçe klübü idi burası. Burada Galatasaray Reisi oOCevdet Hocanın başkanlığında 14 Temmuz 1922 de 16 klüp temsilcisinin katıldığı bir kongre toplandı ve Türkiye İd- man Cemiyetleri ittifakının ilk baş- kanı ile Yönetim Kuruluna Başkan: Ali Sami, İkinci Başkan: Burhanet- tin -Felek-, Umumi Kâtip: Fethi -Hi- lal-, Muhasip: Nasuhi -Baydar- seçil- diler. Böylece I numaralı Galatasa- raylı I numaralı spor teşkilâtının | numaralı başkam oluyordu, İlk Olim piyat kafilesinin -1924- başkanı ol- duğu gibi... Bu tarihe kadar geçen süre El de sayısız kupalar alınmış, ölçü hayli iptidai olmakla beraber rekor çüğü -önce SPOR lar tesis edilmiş, bisiklet, koşu ve deniz yarışları kazanılmıştı. Ancak bunlar Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı ile beraber bir sicile bağlan- mıştır. Sarı - kırmızı formalı klübün 58 inci yaşını ln bugünde futbol- daki durumu su 1925 İstanbul. şampiyonu 1926 İstanbul o ,, 1927 İstanbul o ,, 1958 İstanbul — ,, 1958 Türkiye 1939 ei mükâfa tı şampi- yon 1954-55 e İstanbul şampiyonu 1955-56 Profesyonel İstanbul şampiyona 1951-58 Profesyonel İstanbul şampiyonu 1961-62 Milli lig şampiyonu 1962-6S Milli lig ve Türkiye e şampiyonu Güneş çarp Yukardaki "zaferler listesine (o bakı- lnca sarı - kırmızılıların 1981 den sonra bir kriz geçirdikleri he- men göze çarpar. Eskiler buna, bi- raz da acı bir şaka katarak "Güne GAMMA” derlerdi. 1982 den sonra her sosyal bünyede belirmesi tabii o- lan bir kriz. Galatasarayda da ken- dini göstermiştir. Bunun çeşitli amil- leri ve sebepleri vardır. Klübün iyi idare edilmediği iddiası, bazı kişile- rin kaybettikleri iktidarı tekrar ele geçirme arzusu yahut hırsı, mektebi temel sayan anlayış ile ansipe klüp önleminin zıdlaşması bunların arasında idi... Camiaya büyük örnek- leri geçmiş ve çoğu Tanrı rahmeti- ne kavuşmuş eski Galatasaraylıların hatıralarına hürmeten bu anlaşmaz- lığın iki taraftaki şampiyonlarını ve davranışlarını anmadan işin hikâye- 1985 de Galatasarayın ligde du- rumu hiç de parlak değildi. Hattâ perişandı. Küme düşmemek için İs- tanbul Sporu sadece yenmesi değil, averajını da (o düzeltmesi lâzımdı. Tenkidler, hırpalamalar, Ali Haydarın başkanı bulunduğu Yönetim Kurulu- nu yıpratmak için girişilen polemik amansızdı. Eşref Şefik, Sadun Galip ve eli kalem tutan deha bir çoğu bu kampanyada baş çekmekte idiler. İş- te, ziyadesiyle meşhur İstanbul Spor maçı bu atmosfer içinde oynanacak- tı. Maç oynandı ve keçi raifin kü- "oğlak", sonra o da "ke-