lukçular 18 kişiyi geçmekteydi ve a- damakıllı Grupa hâkim olmuşlardı. .T.P. li mücahitler intikam almakta gecikmediler. Seçim kanun- ları müzakere edilirken inadına salo- na girmediler ve oylamaların hiçbi- rine katılmamakla, hırslarını bir al- dılar, bir aldılar. Hikâye böylece, tavşanın odağa küsmesiyle sonuçlandı ve pek eğlen- celi bitti İş gene karıştı. Y: .T.P. de bunlar olurken Koalisyo- nun en küçük ortağında da işler pek tıkırında gidiyor denemezdi. C. K.M nun tasarılarında bazı de- $işiklikler yapılmasını istemekteydi Ancak küçük partide disiplin diğeri ne nazaran fersah fersah fazla gö- ründü. C.K.M.P. Grupu toplandı ve değiştirge önergelerini 3 nokta üze- rinde tesbit ederek sözcüye konuş- masını hazırlamak üzere sundu. Söz- cülüğe Cevad Odyakmaz tayin edil- di. C.K.M.P. Mahalli Seçim Kanun- ları üzerinde şu noktalarda değişik- lik ni ordu: — Şehirlerde yapılan Mahalle Mu seçimlerinin de tek de- receli olması. 2 — Şehirlerde de köylerde oldu- Su gibi Muhtar ve İhtiyar Heyetle- rine partilerin aday göstermemesi... 3 — Belediye Başkanlarında tah- sil şartının aranmaması. Salı günü müzakereler sırasında C.K.M.P. sözcüsü bunları partisinin görüşü olarak rahatlıkla açıkladı ve Genel Kuruldan bunların üzerinde durulması ricasında bulundu C.K.M.P. tarafından gelen itiraz küçük "bir usül meselesinden o ötürü oldu. Pazartesi akşamı oCeyad Od- yakmaz yanında Faruk Küreli ye bir kaç C.K.M.P. li olduğu halde Meclis- ten çıkarken yanma CHP. G Başkan Vekili Rüştü Özal yaklaştı. Özalın elinde bir önerge vardı. Öner- ge Seçim Kanunlarının "İvedilik ve Öncelikle" görüşülmesini talep edi- yordu. Koalisyon kanatlan Baskın Vekillerinin imlalarıyla" ertesi gün bu talepde bulunulacaktı. Özal Od- yakmaza önergeyi imzalamasını rica etti. C.K.M.P. Grup Başkan Vekili: “. Bunu yarın görüşürüz.. Şim- di imzalayamam, Zira bir iş daha var" dedi. Özal bütün nezaketiyle Hükümet ortağı milletvekilini selâm ladı ve "yarın"ı bekledi. Ertesi gün bütün siyasi partile- rin Grup Başkan Vekilleri (Meclis Başkanı Sirmen tarafından bu ko- nuyla ilgili olarak çağırıldı. Başkan ge sarısı "Çiftçi Borçlarının Ertelenme- ve Basın - Yayın Teşkilât Kanu- yodul AP, Ankarada, sadece Belediye Başkanlarının Bir teklif ve Ötesi Necdet Uğur değil Belediye ve İl Genel Meclislerinin de ekseriyet e seçilmesini savu- nup -bunun çıkmayacağından emin olarak!- sanki bu seçimleri vuracak- mış havasını yaymaya çalışırken bu BARR İstanbuldaki İkinci Baş- kanı Necati Arıbaştan bir teklif gelmiş bulunmaktadır: İstanbul Bele- diye Başkanlığı için partiler bir müşterek aday göstersinler; Teklifin güzel ve mantıki olduğunu söylememek, gerçeği saklamak olur. Sahiden de, İstanbul gibi partili ve partizan Belediye Başkanları- na alışmış bir beldede bütün partilerin desteğine sahip bir tarafsız ida- re adamının iş başında bulunup kendisini şehrin meselelerine vermesi son derece iyi olacaktır. Bunun, çeşitli faydaları bulunacaktır. Bir defa, her partide -ve tabii C.H.P. de- mevcut klâsik nüfuz tacirleri, partilerdeki mevkilerine da- yanarak bir "çıkmaz işleri çıkaran adam" şöhreti yapıp bundan büyük paralar -haraçlar- kazanan kimselerin çanlarına böylece ot tıkanmış olacaktır. İş sahipleri, bu suretle "Parti Başkanı Avukat" tutmak so- runda kalmayacaklar, böyleleri her "Rüşvetçi iş takipçisi"nin durumun- da kalacaklardır- Belediyeyi, D.P. devrinde olduğu gibi bir "parti am- barlığı" haline getirmek isteyen siyasi teşekküller de hava alacaklar- dır. İstanbul Belediyesi yaralarını sükünetle saracak, nu yapan Belediye Başkanı, bir partinin temsilcisi olduğundan dolayı politik sebeplerle öteki partilerden kendisine yöneltilecek hücumlardan masun bulunacaktır. Ancak, fodul A.P. bir memleket menfaatini kendi şahsi parti men- faatinin üstünde görebilecek olgunlukta mıdır? Bu partinin * İdaresinin kimlerin elinde olduğunu bilenler için buna müsbet cevap vermek im- kânı yoktur. Bu bakımdan Arıbaşın aklı başında teklifi kabul edilirse, A.P- nin mahalli seçimler konusunda attığı palavraların mahiyeti de ortaya çıkmış olacaktır. Zira bugün, İstanbulda bütün partilerin üzerinde ittifak edeceği tek bir isim vardır; Şehrin, Hükümet tarafından tayin edilmiş başarılı Be- lediye Başkanı Necdet Uğur- Gerçekten Uğur, kendisini oraya getiren- lerin bütün hesaplarını doğru çıkarmış, realist ve ölçülü, her hangi bir politik tesire karşı makül metanete sahip, 1950 - 60 devresi usullerinin İflâs etmiş olduğunu müdrik bir idare adamı olmuştur. Uğurdan n Hükü- met memnundur, Basın memnundur, halk memnundur. Bu üç kuvvetin her biri, İstanbulun Belediye Başkanında bir "yeni tip" idareci bulmuş ve onu sevmiştir. Uğur da, iş yaparak bu sevgiye her gün biraz daha hak kazanmaktadır- Şimdi A.P., İstanbula bu Belediye Başkanı üzerinde Koalisyon par- tileriyle bir görüş birliğine varacak mıdır? Varırsa, gerçekten mükem- mel olur. Ama varmazsa, Arıbaşın teklifi gene fayda verecek, Koalis- yon partilerine ışık tutacaktır. AKİS/13