genç adaylardan daha ziyade Maud- ing öne fırlayacaktır. Böylece Mu- hafazakâr parti, arzulanan gençleş- me ve kendi kendini yenileme hare- ketine zirveden başlamış olacaktır. Tabii bir başka ihtimal, Macmil- lan'ın seçimlerden önce Muhafazakâr Partinin başından ayrılması ve par- tinin seçime bir değişik komuta al- tında girmesidir. O takdirde Butler, Maudling ve Hailsham favori olarak göze çarpmaktadırlar. Ama bu hafta hâdiselerin göster- diği, ingiliz soğukkanlılığının hâkim olacağı ve spektaküler değişiklikle- rin gerçekleşmeyeceğidir. Batı-Doğu Statüko yerinde! Berlindeki Utanç Duvarının iki ta- rafı, bugünlerde tip itibariyle çok değişik, ama kudret bakımından bir- birinin eşi iki devlet adamını gönlü, her birine -canlılık derecesi bir tara- fa konulmak şartıyla- tezahürat yap tı. Duvarın Batı tarafında Kennedy, Doğu tarafında Krutçef o görüşlerini söylediler, kendi dünyalarının tezini savundular. İki lider tabii (o değişik kelimeler, farklı ton kullandılar. A- ma ifade ettikleri şudur: Statüko de- vam edecektir ve harb olmayacaktır. Zira hem Kennedy, hem Krutçef hep urun istikbalde tahakkuk edecek he- deflerden plâtonik şekilde (o bahsetti- ler. Almanya Meselesi elbette ki ka- rışık dünyanın tek meselesi olmaktan uzaktır. Ama iki liderin kemen he- men aynı zamanda bu memleketi Ve bilhassa bu memleketin ikiye ayrıl- mış başkenti Berini ziyaret etmele- ri Almanya Meclisinin taşıdığı sem- bol kıymetini bir defa daha ortaya , Kennedy” nin verdiği leştirilmesi bırakmayacağı- dır. Krutçef de Rusyanın bu dâvayı terketmek arzusunda olmadığını aynı derecede kuvvetli sözlerle söylemiş- tir. Bu aslında, iki tarafın da kendi mevkilerinden geri çekilmek niyetin- de olmadıklarının belirtilmesi demek tir. Dünyanın her tarafında, İkinci Dünya Harbinden sonra teessüs eden muvazenenin Zor kullanılarak değiş- . şeklinde bir tasavvurun ol- ı bir bakıma gönüllere ferah- lık ema Ama diğer taraftan, barışçı yollarla bir esaslı anlaşmaya gidilmesi için de fazla ümit olmadığı iki liderin Berlin seyahatinin dünya umumi efkârına verdiği intihadır. Komünistler Kardeş kavgası (Gecenlerde bir batılı diplomat "Rus- lar bir takım siyasi hâdiseleri, u- zaya adam gönderip geri getirmek- ten daha geç haber verirler" diye DÜNYADA OLUP BİTENLER şikâyette bulundu. oOBunun sebebi, Krutçefin bundan bir süre.önce S.S. C.B. Komünist Partisinin Merkez Ko- mitesi önünde yi konuşmanın ancak geçen haftanın sonunda, oda kısmen yayınlanmış olmasıdır. — Ko- nuşmayı okuyanlar hayret etmekten geri kalmadılar: Krutçef bu deme- cinde, ilk defa olarak, açıkça çinli komünist liderleri şiddetle itham et- mektedir. Tuhaf, tesadüf, bu (açıklamanın Moskovada yapıldığı sırada Pekinde bir başka açıklama yapıldı: Mosko- va Hükümeti Pekin Hükümetine müracaat ederek, Sovyetler aleyhinde Rusyada beyannameler da- gıtan üç çinli diplomat ile iki çinli öğrencinin geri alınmasını istemiştir. "Beyanname" denilen, rus komü- nist partisinin ithamlarına karşı Pe- kinin verdiği cevabın metnidir. Bu cevap ne rus, ne de rus taraftarı dünya komünist hasmında yayınlan- mıştır. Şimdi, iki kızıl dev arasında Sü- rüp giden, fakat b men saman altından dışarı çıkarıl- mayan amansız mücadelenin safha ve neticelerine KE ve bilhassa Batı intizar ediy Ellerini a Seks ve Basın profumo - Keeler Hâdisesinin bu kadar büyümesine lüzum var mıdır ? Bu sualin cevabı, hayır olmak gerekir. Gerçi, olup bitenlerde spek- taküler taraf olduğunu saklamak imkanı yoktur. Yalan söyleyen bir Bakan, yalan söylediğini kabul edip çekilen bir siyaset adamı, sallanan Hükümet, Parlâmentoda açılan görüşme, güzel bir manken kız, geniş bir e teşkilâtı.. Bunlar, ilgi çekici hususlardır. Ama gene de, dün- asın bu sıralarda geçirmekte olduğu büyük kriz dikkat naza- rına İlla takdirde koparılan gürültüyü tamamile anlamak zordur. ünyanın her tarafında gazeteler, satışlarındaki düşüklükten, ya- kut tirajların normal ölçüde- gelişmemesinden şikâyetçidirler. Bir ciddi krizin bütün basını tehdit etiği bilinmektedir ve her tarafta buna karşı çareler a İkinci Dünya Harbinden bu yana hep aynı şekil. de devam eden ve temcit pilâvı mahiyetini alan hâdiseler artık okuyu- cuların ilgisini çekmemektedir. Onun için gazeteler başka saltalarda ko- nular aramaktadır. En ciddi yayın organlarında, bile siyasi hadiseler birinci sayfalardaki itibari» mevkilerini kaybetmekte, onların yerini da- ha taze ve daha sansasyonel havadisler almaktadır. Böyle bir sırada ortaya ıkan Profumo - Keeler hâdisesinin üzeri- ne, dünyanın irili ufaklı bütün gazeteleri bunun için tehalükte atlamışlar- dır. Seks, şimdi her umumi efkârı cezbeden bir konudur. Buna bir de si- yasi skandal karışınca, konu tadımdan yenmez hal almıştır. Eğer dikkat edilecek olursa, meselenin biberli tarafi haberlerde daima ön plânda, tutul- makta ve kimin kiminle nasıl, nerede, ne kadar yattığı hattâ bundan ta- rafların ne derece zevk aldığı en hurda teferruatına kadar anlatılmakta- dır. Ne yapalım ? XX. Asrın ölçüsü, dünyanın her tarafında bu işte! AKİS/25