YURTTA OLUP BİTENLER Üçüncü protokole "Mali Proto- kol" ismi verilmektedir. Bu, Türkiye- ye Pazar Devletleriyle aynı iktisadi Satır, sigarasını derin derin ne- fesledi. Kalkmağa hazırlanırken bir gazeteci Genel Sekretere yaklaştı ve: arınki Parti Meclisinde ne- ler görüşülecek acaba?" diye o sor- du. Genel Sekreter fırsatı ganimet bilip gazeteciye gerekli bilgiyi ver- meğe başladı ve sözünü şu cümleler- le özetledi: dımın miktarı 175 milyon dolardır ve 5 yıl içinde tamamlanacaktır. Ancak doların değerinin değişmesi -Türk parasına göre- halinde yardım mik- tarı ayarlanacaktır. Protokollerin imzalanmasının gün meselesi olduğu gene Gürün tarafın- dan açıklandı. Temmuz ayı ortasın- da bütün anlaşmalar tamamlanacak ve mesele kesin olarak halledilecek- " İki aydan beri birtakım ö- nemli olaylar gelip geçmiştir. Bütün bunların muhasebesi yarın başlıya- oak toplantıda yapılacaktır. . Geniş bir rapor hazırladık. Teşkilatın me- selelerinden, partinin en üst kademe- sine kadar herşeyi içine alıyor..." Satır sonra dayanamadı ve oyla- maya iştirak etmek üzere nefes ne- fese salona koştu. C.H.P. Genel Sekreterinin gerçek- ten yorucu bir gün geçirdiği bilini- yordu. Genel Merkezde, Merkez Yö- netim Kurulunun bazı üyeleriyle Per- tir. Ankaradaki bu toplantıda görüle- cek şey muhakkak ki. Yardımcısının devamlı bilir ki- gören olmamıştı İki ileri, bir geri H.P. e Sekreteri Kemal Satır Kemal Satır Sıvanan kollar yapmışlar, üzerinde durulması gere- ken olayları bir kere daha gözden a günü öğleden sonra Grup eticiğiğinden birisi yanına Meclise biraz yorgun Seldi. Kendisi- soku geçirmişlerdi. ni koridorda bir koltuğa atıp iki Oylama var beyefendi, içeri!" Rapor iki büyük kısımdan müte- nefes sigara içmeyi (oderliyordu ki, dedi. şekkildir. Birinci kısan teşkilâtın Hususiyetin icabı Yibassa İsmet İnönü, partisinden bahsederken der ki: "C.H.P. nin türk toplumu için bir özelliği var- yük şiddetle tenkid eder. Onun İçin, parti mi A bil- memiz laz C.H.P. Genel Sekreteri Kemal Satır da, daha bu haftanın içinde, teşkilatına (ogönderdiği ve mahalli seçimlerle ilgili tamiminde "Mille- tte ümidini bağladığı C.H.P-" den bahsetmektedir. Bu sözlerin bir övünme olduğu rın ileri sürmek mümkündür. Çok kimse, İnönü ile Satırın hamamda söylediklerini de belirtebilir- CHP. nin idarecileri partileri bak kında gerçekten böyle bir kanaate sahipseler, bunun icabını yapmakla mükelleftirler. "Milletin ümidini harladığı bir parti" de. illetin kaderini tehdit eden sergüzeştcilere yer olmamak gerekir. Bun. başta İnönü, partinin idarecileri söylemiş- lerdir. Ama, sergüzeştçi olarak Ser- güzeştçiler Dâvasında isimleri oge- çenler hâlâ bu partinin safları için- dedirler. Onların yatakları, hâlâ kendilerini C.H.P. de tutturabilmek için va pa saldırmaktadırlar. P. de işlerin nasıl yürüdüğü- nü e için bu tiplerin parti saflarından mutlaka atılacakları malümdur. Her şey, Kurultaydaki sözleri en parlak şekilde doğrula- nan İsmet İnöniinün kesin karar verdiğini ve meseleyi Haysiyet Di- vanlarını; göndereceğini göstermek- tedir. CHP. Genel Başkanı o sıra- da bunları sergüzeştçilerle temas halinde olmakla suçladığında, bun- lar ve yatakları gürültü patırdı et- mişler, İnönüden vakitsiz açıkla- malar istemişlerdi. Mamakta bildi- rilmiştir ki Avni Doğan, İsyan Ka- rargâhından aldığı emir (o üzerine Meclise bir takrir vermiş ve baş- bakanın elindeki delillerin ne ol- duğunu öğrenmek istemiştir. bakan -bunca yıllık kurt- bu oyu- na gelin de bildiklerini söyleseydi bunun İsyan Karargâhı için ne kar dar istifadeli olacağını anlamak i- çin keskin zekâya ihtiyaç yoktur. Bunun yanında Mamakta bildirilen bir başka husus, Aydemir ile hem- pasının Kasım Gülekin mutemet a- damı Kâmil Kırıkoğlu vasıtasıyla yeni parti kurma plânları yaptıkla- rıdır. Yeni parti kurmak hiç kim- senin kusur bulacağı bir da mamız ei Aydemir ile hempası o yo- lu tutmalarının değil, silâh zoruyla pek parlak fikirlerini türk milleti- ne zorla kabul ettirebilecekleri ha- yalinin hesabını vermektedirler. A- ma kanunlar nazarında bir suç teş- kil etmeyen parti kurma . plânına bir partinin kodamanları katılırlar- sa, onlar hakkında Kanun bakımın- dan değil, parti olarak bir şeyler yapmak lüzumu ortaya çıkar. C.H.P. mazide tereddütlerinden dolayı çok hasar görmüş, beş yere çok zedelenmiştir. Umumi efkârın, haklı davalarda fazla beklemeyi sevmediği, "Gereği yapmak"tan çe- kinenleri kınadığı hatırlanırsa nasıl olsa tahakkuk edecek bir lüzumlu ameliyatı fazla savsaklamamanın fazileti kendiliğinden ortaya çıkar. AKİS/15