m A KI S Yıl: 10 22 Haziran 1963 Sayı: 469 Cilt: XXVII HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI YURTTA Millet İki ay daha.. Beri hiç bir Sıkı Yönetimi bu ida- re altında yaşayanlar tarafından bugünkü Sıkı Yönetim kadar hafif- likle kabul oedilmemiştir. o Nitekim Mecliste, şartların basit icabı, bir ay- lık müddet iki ay daha uzatılıp üç aya çıkarılınca halk hiç bir menfi tepki göstermedi. Hele en kısa sa- manda gece sokağa çıkma yasağının da kaldırılması kabil hale geldiği takdirde, Sıkı Yönetim bir kahır de- gil, tam bir lütuf olacaktır, Zira, oe- lirli hududu aşmış bir başıbozuklu- gun Sıkı Yönetim idaresi altında tek- rar zaptırapta alındığını herkes his- setmektedir. Ankarada bir takım sar- hoşların ve rahatsız edici tiplerin Sı- kı Yönetim hudutları dışına atılması işin şakaya gelir tarafı (oolmadığını göstermiştir ve herkese ayağını denk atması için ihtar olmuştur. Aynı u- sulün İstanbulda da tatbikine geçil- mesi hiç kimseyi şaşırtmamalıdır. Sıkı Yönetim, hürriyetlerin kullanıl- ması ile asayişsizlik arasındaki çiz- giyi bu ilk bir ay içinde başarıyla çizmiştir. Bu hafta, Meclisin kararından Sonra çok kimsenin aklından gecen ludur: Sıkı Yönetim, nihayet bir ge- çici idaredir. Zaten meziyeti de bun- dan ileri gelmektedir. Mühleti bitin- ce ne olacaktır? Büyük şehirlerin ba- şıbozukluğu gene devam edecek mi- dir? Yoksa, memleketin güvenlik teş- kilâtı görevinin sorumluluğunu niha- yet anlayıp alacak mıdır? Haftanın ortasında Milli Savunma Bakanının Mecliste yaptığı açıklama ise o Sıkı Yönetimin milli güvenlik konuların- da da büyük fayda sağladığını orta- ya koydu. O saha ne olacaktır? İtiraf etmek lazımdır ki, İnönü Hükümetlerinin içişleri oBakanların- dan hiç biri bu önemli konuya el at- mamışlar, onun üzerine ciddiyetle e- ğilmemişlerdir. Bugünkü Bakan Be- kata da, bu hususta öyle Varlık gös- terecek, çok konuşmayı bırakıp çok iş görecek bir devlet edamı hüviye- tine bürünecek istidatta görünme- AKİS/6 OLUP Bİ Hıfzı Oğuz Bekata Kol gezen! mektedir. Bir içişleri Bakanı için dolaşmak faydalı olabilir: Önce me- seleleri, oturup hal yoluna soktuktan ; man dolaşan Bakan, koyduğu prensiplerin nasıl tatbik edil diğini görmek fırsatım bulur. Aksi halde ise, bir avarakasnaklıktan kur- tulmak imkânı yoktur. Sıkı Yönetim göstermiştir ki bü- yük şehirlerdeki inzibatsızlığın çare- si yok değildir. Vardır. Olmayan, bu- nu sağlayacak teşkilâttır. Polisin her bakımdan kifayetsiz olduğunu bilme- yen azdır. Polis neferleri, kıyafetle- rinden fiziklerine, tavırlarından zih- niyetlerine, vatandaş üzerinde saygı uyandırmaktan uşaktırlar. Teşkilâtın mutlaka elden geçirilmesine, o köhne “karakol sistemi"nin kaldırılmasına, yeni bir ruh, yeni bir şekil bulun- masına lüzum vardır. Ancak o suret- ledir ki Sıkı Yönetimin geçici idaresi devrinde sokak ve caddelerin aldığı "baş ağrıtmayan hal" devamlı olur TENLER ve demokratik rejim "Al sana de- mokrasi!" şikâyetleri yüzünden boş yere itibarından olmaz, Bu üç, ay herkese göstermelidir ki Şikâyet asıl "Al sana zında ifade edilmek lâzımdır. Bunda, Demokrasinin bir günahı yoktur. İngiltereye bir baksanıza... Güvenlik Sabreden derviş B- haftanın ortasında, Milli Gü- venlik Konseyinin Çankayadaki Cumhurbaşkanlığı Köşkünde, Cum- hurbaşkanı Cemal Gürselin başkan- lığında yaptığı toplantının bitmesin- den sadece bir kaç saat sonra Milli Savunma Bakanı İlhami Sancar sos günlerin en önemli haberini verdi, Haber, Türkiye Büyük Millet Mec- lisinin kürsüsünden verildi. o Sanca- rın bildirdiğine göre kökü dışarda cereyanlar ve bunlarla alakalı ter- tipler, faaliyetler tesbit edilmiştir. Her şey, bir iki. güne kadar umumi efkâra açıklanacaktır. Tahkikat, Sı- kı Yönetim sayesinde daha kolaylık- la yürütülmüş ve netice daha çabuk elde edilmiştir. Milli Savunma Ba- kanı, Hükümetin bu çeşit zararlı dav- ranışlarla kâfi derecede alâkalanma- dığı yolunda yapılmış bir tenkidi de şöyle cevaplandırdı: "— Unutmamak gerekir ki suç- luyu suçüstü yakalayabilmek için ba- zı tedbirlere ihtiyaç vardır. Bunu, Hükümetin alâkasızlığı sanmak ha- taların en büyüğüdür." Mili Savunma Bakanı İlhami Sancarın konuşması, T.B.M.M.de Sı- ki Yönetimin uzatılıp uzatılmaması hususu görüşülürken yapıldı. Bazı milletvekili ve senatörler kökü dışar- da cereyanlar karşısında Hükümetin kayıtsız kaldığınnı, asıl bunların üze- rine eğilmek gerektiğini (o söylediler, İlhami Sancar saatin 17'ye oyaklaş- mak üzere olduğu bir sırada söz alıp kürsüye geldiğinde -Hükümet adına söz almıştı- batı gazeteciler sansas- yonel bir şeyin söylenmeyeceği inan-