VI . E G | Politikacılar Bir umut kapısı (Kapaktaki oBakan) Mili Eğitim Bakanlığına Dr. İbra- him Öktemin getirildiğini | işiten çok kimse, Bakanları peşin beğen- memek bizde âdet olduğu için, o gün bugündür dudak bükmekte ve bunla- rın içinden bazıları "Birader, gene mi bir doktor!" diye söylenmekten kendi ni alamamaktadır. Bir alışkanlık Milli Eğitim Bakanlığına bir eğitimcinin, Sağlık Bakanlığına bir doktorun, Bayındırlık Bakanlığına bir mühen- disin, Dışişleri Bakanlığına bir dip- lomatın getirilmesini tabii (o kılmak- tadır, İsmet İnönü, çok zaman yap- tığı gibi bu sefer de "bizim ölçüler" imizi bir kenara itti ve batı mem- leketlerinde daima yapıldığı gibi Ba- kanlığa bir "politikacı"yı getirdi. Zi- ra bir Milli Eğitim Bakanı ders ver- meyeceği için eğitimci olması şar değildir. Sağlık Bakanlarının hasta tedavi etmeleri de âdet sayılamaz. Köprülerin projelerinin (Bayındırlık Bakanları tarafından çizilmediği ise bilinmektedir. Bakan, bir bakanlığı idare etmek dirayetine sahip politi- kacı demektir. Nitekim İnönü Ka- binesinin en başarılı Bakanlarından İlhami Sancarın Savunmayla ilgisi a Tİ M yedek subay olarak askerlik yapmış bulunmasından ibarettir. Bülent E- cevit çalışma (meselelerini olduktan sonra öğrenmiştir. Öztrakın tekelciliği, bol sigara iç- mesinden başka temele dayanma- maktadır. Ama bunlar, üç politika- cının üç mükemmel Bakan olmasını önlememiştir. Hatta, biraz da yardım etmiş sayılabilir. Milli Eğitimin doktor Bakanı Ök- tem bitirdiğimiz hafta içinde bir AKİS mühabiriyle tam birbuçuk saat eği- tim meselelerini görüştüğünde, İnö- nü Kabinesinin pek âlâ bir yeni "Ba- şarılı o Bakan" kazanma şansının mevcut bulunduğu intibanı verdi. Bakanlık koltuğuna oturmasının ü- zerinden fazla bir zaman geçme- miş olmasına rağmen İbrahim Ök- tem, bir çok eğitim meselesi hakkın- da fikir ve hatta karar sahibidir. Bir defa yeni Bakan Türkiyenin en önemli davasının eğitim işi olduğu- nu bilmektedir ve bunun gereğini yapma azmindedir. Öktem şöyle de- di: — Atatürk devrimlerinin türk toplumunu eriştirmek istediği hede- fin yolunu, ben eğitimin politikası sayarım, Eğitim politikasında Ata- türk milliyetçiliği anlayışı içinde millet m iz başlı- ca gayemiz olaca Bakan bu ilemi beyanı bir re- alist ifadeyle tamamlamaktan çe- kirimedi: . "— Bunu yapmak için ciddi re- formlara, bakanlığın bünyesinde i- dari değişikliklere ihtiyaç olduğu i" nancındayım." "Bakanlığın obünyesinde (idari değişiklikler”, Milli Eğitim Bakanlı- ğını oişgörmezlikten, uyuşukluktan kurtarabildiği nisbette İbrahim Ök- tem bir işgören ve çinamik Bakan olarak isim yapacaktı Yücelden sonra.. Te . "Eğitimin ıstırabı" Hasan Ali Yücelden sonra bağladı. De- mokrasinin dalgalarına kargı iyi mu- avemet edemeyen ve büyükleri ta- rafından gerektiği gibi korunmayan Yücel Milli Eğitim (Bakanlığından ayrılınca, kurmuş olduğu sistem dört bir tarafından ve çeşitli zümrelere mensup kimseler tarafından kemirir- di. D.P. iktidara geçince Avni Baş- manın bir an süren Bakanlığı bir. ü- mit verdi, fakat medeni Başmanın iptidai D.P. büyükleriyle geçineme- yeceği çabuk ortaya çıktı. D.P. Tev- fik İlerinin şahsında kendi o "İdeal Bakanını buldu. On yılın sonunda eğitim sistemimiz tam iflâs ohalin- deydi ve her şeye yeniden başlamak lâzım geliyordu. M.B.K. devri, başarısız Milli Eğir tim. Bakanlarıyla bir "Palavra Dev- ri" olarak geldi geçti. Herkes "E- Dr. Öktem evinde eşiyle sohbet ediyor Yorgun geçen bir günün acısı böyle çıkar AKİS/19