DÜNYADA OLUP BİTENLER ingiltere Bir güzel, bin dert... profumo olayının üzerinden bu ka- dar zaman geçtiği halde gazetele- rin hiç birisi bu olayın üzerinde du- rulacak yeni bir tarafını bulmakta güçlük çekmiyor. Dünya halk oyunun önemli kişilerin yatak odası (o hikâ- yelerine olan düşkünlüğü malüm ol- duğuna göre buna şaşmamak lâzım- dır' Yalnız halk oyunun davranışla- rı bu tip olayların sinema dünyasın- da ya da siyaset dünyasında görülü- şüne göre farklı şekilde ortaya çıkı- yor. Böyle bir macera Biradan bir filmin milyonlar getirmesine yaradı- ğı halde siyasi hayatta kaabiliyetli bit politikacının sönmesine, hatta sal- lanan bir iktidarı yere düşürebilecek nihai darbenin vurulmasına yol aça- biliyor. Artık istifa etmiş olan Harb Ba- kanı Profumo ile güzel manken Keeler'in talihsiz münasebetleri -tabii sadece Profumo için talihsiz. Kimse- nin tanımadığı manken bugün en par- lak tekliflerle aranan bir yıldız ada- yıdır. İngilterenin siyasi hayatını alt üst etmiştir. Zaten itibarını kaybet- mekte olduğu yapılan ara seçimleriy- le anlaşılan Muhafazakâr hükümetin bu skandaldan sonra belini kolayca doğrultamıyacağı ortaya çıkmıştır. Hükümetin Profumo dışındaki ü- yelerini tehdit eden tehlike, Bakanın İngilterenin emniyeti ile ilgili sırları mankene ve dolayısıyla Sovyet ataşe- tarafından bilinmekte olduğu iddia- sından geliyordu. Bu ihtimallerden bi- rinin gerçekleşmesi, halinde okabine- nin toptan istifasından başka yapı- lacak şey yoktu. Böyle bir durumda yapılacak seçimleri ise muhafazakâr- ların kazanması ihtimalinden ciddiyet le bahsetmeye imkan yoktu. Mac Mil- lan, geçen hafta içinde yaptığı bir ka- bine toplantısında bakanlarını bu o- laydan daha,- önce haberdar olmadı- ğına ikna etti. Sağda solda yapılan dedikoduları Başbakan da duymuş- tu, fakat bunların doğruluğunu Pro- fumoya her soruşunda "katiyetle a- sılsız" olduğu cevabını alnrştı. Bu i- rahat bakanları ikna etmeye kafi geldi. Bu oldukça önemli bir netice- dir. Çünkü Mac Millan'ın canını sı- kan bir tehlike de bazı bakanların da- ha istifa etmek üzere ooluşlarından geliyordu. Basın da devamlı olarak di- ger bakanları istifaya çağırıyordu. İ- tibarlı Times gazetesi "Şimdi her ba- kan bir imtihan geçirmektedir" diyor ve ekliyordu: "Diğer bakanların bu olayla bir alâkaları olmadığı söyle- nebilir fakat onlar da Profumo re birlikte çalıştıklarını ve onu işbaşına getiren idarenin bir parçası oldukla- rını unutmamalıdırlar." Bu tazyikle- rin bir sonucu olarak başta Sağlık Bakam olmak üzere üç kadar baka- nın istifa etmek üzere oldukları ısrar- la söyleniyordu. İşte Başbakan önce bu tehlikeyi bertaraf etmiştir. Daha sonra da kurulan tarafsız bir komite olayın güvenlikle ilgili yönlerini ince- Fasülyenin suyu mide bozdu lemiş ve bu bakımdan üzerinde duru- lacak hiç bir mesele bulunmadığını kararlaştırmıştır. n gelişmeler Mac Millan'a yardım etmiş olmasına rağmen haf- ta başında meclisteki müzakereler hiç. de onun için başarılı geçmiş sayıla- maz. Güven oyu talebi kendi partisi- çok mebusun da mu- halefetiyle karşılanmışta. Irak, Yeni hükümete eski dert Ypkiden beri Irak hükümetlerinin ba- şına dert olan ve General Kasımın düşürülmesine yol açan sebeplerden birisi olan kürt meselesi geçen haf- tadan itibaren tekrar suyun yüzüne çıktı. Hatırlanacağı üzere son ihtilâl! den. Önce kurtler Kasımın ordusuna karşı amansız bir mücadele içindeydi- ler. Irak hükümeti dağlık arazide ba- Ey bir gerilla harbi veren kürtleri m bir kontrol altına almak imkânı- nı ii türlü bulamıyordu, Sovyetler Birliği de Kasım vasıtasıyla petrol cenneti ortadoğuya sızmak dâvası peşinde olduğu için bu mücadelesin- de Kasımı tamamen destekliyordu. Hattâ kürtlere karşı kullanılan silâh ve malzemenin pek çoğu Sovyet men- şeli idi; Bu silâhları kullanan Iraklı subaylar da ya Sovyet Rusyada ya da Irakta sovyet teknisyenlerin idaresi altında yetiştirilmişlerdi. Sonra diğer arap devletlerinin bilhassa Mısırın her ne kadar lIrakla arası iyi değil i- diyse de ırak-kürt mücadelesine kült- ler lehine herhangi bir müdahalede bulundukları görülmüyordu, İşte bu oldukça elverişli şartlar al- tında yürütülen savaşın bir türlü ba- şarıya ulaştırılamaması Kasıma kar- şı duyulan memnuniyetsizliği arttıra- rak son ihtilalin gerçekleşmesine yar- dımcı oldu. Hattâ ihtilâlcilerin daha önce kürt liderleriyle pazarlık yap- tıkları ve kendilerine muhtariyet ta- nınması şartıyla ihtilâli destekleye- ceklerini bildirdikleri dahi söylendi. İhtilâlin başarıya ulaşmasıyla bir- likte kürt meselesinde yeni bir saf- ha açıldı. Yeni kabineye kürt bakan- lar alındı. Güçlüklerin silâha başvur- madan müzakere yoluyla halledilebi- leceği söylenildi ve bu meseleye karşı genellikle müsibet bir tavır takınıldı. İhtilâlin ilk haftası içinde de kürt temsilcileriyle birlikte mesele ele alı- narak müzakerelere başlanıldı. Bu müzakereler önceleri oldukça süratli bir gelişme kaydetti. Kasım-zamanın- da hapsedilmiş ve esir alınmış kürt- lerin önemli bir kısmı varılan anlaş- ma sonucunda tahliye edildi. Pren- sip olarak kürtlere muhtariyet tanın- ması gerektiğinde de kolayca anlaş- maya varıldı. Iraklıların bu bol kese- den vaatleri karşısında kürtler do ta- leplerini iyice arttırdılar. Artık muh- tariyet ile birlikte petrol gelirlerin- den önemli bir hisse, müstakil sayı- labilecek bir ordu ve ayrı bir parla- mento da istiyorlardı. Abdüsselâm Arifin yeni rejimi as- lında kürtlere karşı zaman kazanmak peşindeydi. Rejimi sağlam temellere oturtmadan önce uzun sürecek bir iç savaşı Söze almak budalalıktı. Önce yapamam gereken, şey ihtilâli sallantı lı durumundan çıkarıp ordu üzerinde tam<bir hâkimiyet kurmaktı. Yoksa Abdüsselâm Arif de kürt çıbanının ancak yarayı deşerek tedavi edilebi- leceği kanaatindeydi. Yalnız ameliya-