EĞİTİM Dr. Öktem evinde eşiyle Hayat kırkından sonra başlar gitim Seferberliğinin sadece (o lâfıy- la, edebiyatıyla geçindi. Müsbet hiç bir adım atılmadı ve hiç bir şey dü- zeltilemedi. İkinci Cumhuriyetin iki nönü Kabinesinin iki Milli Eğitim Bakanı, M.B.K, devrinin Milli Eğitim Bakanlarından daha güçlü çıkmadı. Halbuki bu arada, eğitim meselesi- nin türk toplumu için önemi gittikçe artmaktaydı ve dâva her gün bir dav gibi boy atmaktaydı. Şevket Raşit Hatiboğlunun bu yükü kaldırama- yacağı inancıdır ki Hükümetteki Mil- li Eğitim sandalyasında bir değişik- liği zaruri hale getirdi. Önümüzdeki yaz aylarında bir becerikli elin tu Bakanlığı alması ve yeni ders yılına kadar sistemin prensiplerini koyma- sı gerekiyordu. Anlayışlı Hatiboğlu kendisine ik- tifasını verdiğinde Başbakan İnönü onun halefini tayinde fazla odüşün- medi. Elinin altında bu istidatta bir adam vardı: Dr. ay Öktem. Öktem Bakan o İnsanlar ai gibi oolmadıkla- rından yeni Bakanın iyi çıkıp çık- mayacağı koklayarak değil, icraatı- na bakılarak hükme bağlanacaktır. Ama İbrahim Öktemin politika ha- yatı, kendisine böyle bir sansın ve- rilmesini haksız göstermemektedir. Öğrenci Öktem | Öktem 1904 yılında Kara- manda doğdu. Babası hem çiftçi- lik, hem ticaret yapıyordu. Kendisin- den büyük, iki kız kardeşi vardı. Ai- lenin en küçük ve tek erkek çocuğu oldu. Babası bugün 85 yaşındadır ve Karamanda oturmaktadır. Annesi 79 yaşındayken ölmüştün Küçük Ök- temin öğrenim hayatının maceraları lise öğrenimi sırasında başladı. 1917 yılında babası onu Almanyaya gön- dermek istedi, ama Birinci Dünya Savaşı yüzünden gönderemedi. Bu- nun üzerine Öktem, 1918 yılında İs- tanbulda Amerikan Kolejine girdi Ders yılı sonunda İstanbul işgal edil- di, okul kapatıldı. Genç kolej öğren- cisi, tam yirmi gün süren yorucu ve güç bir kara yolculuğundan sonra baba ocağına dönebildi. Bundan son- ra özel öğrenim görmeye başladı. 1919-1920 de Mersindeki Fransız Kolejine yazıldı ve okumaya başladı. Ancak üç ay sonra bu kolej de kapa- narak, genç İbrahimin öğrenimi ye- niden yarım kaldı. 1931 yılında Bey- rut Fransız Lisesine kaydolarak öğ- renimini tamamlama imkânlarına kavuştu. Burasını bitirince Beyrut- taki Fransız Tıp Fakültesine kaydol- du, P.C.N. ile birinci sınıfı burada okuyarak Fransaya gideceği (o sıra- da babası razı olmadı, 1923 yılında oğlunu İstanbula alarak İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesinin ikin- ci sınıfında okutmaya başladı. 1929- da Tıp Fakültesini bitiren genç doktor 1930-1932 arasında ikibuçuk yıl Fransada cerrahi ihtisası yaptı ve yurda döndü, Genç doktor, ken- eğe önem verilmemesi, asistan ola- rak alınanların kürsü (o profesörleri- ne hizmetçilik yaptırılmasıdır. Bu i- nancını, Milli Eğitim Bakanlığı ma- kamında Dr. Öktem açık yürekle söylemektedir. Akademik kariyere girmemesinin nedenlerinden (öteki Dr. Öktemin ülkücülüğüdür. İbrahim Öktem üniversite öğrenimi o yaptığı yıllarda öğrenci derneklerinde önem- li görevler almıştır. Tıp Fakültesi Öğrenci Derneğinin Başkanı, Üniver- site Talebe Birliğinin kurucusu ve başkanı olmuştur. 1928-1930 yılları arasında Milletlerarası Talebe Fede- rasyonu Genel Sekreteri olarak hiz- met görmüştür. Böylece üniversite öğrenimi sırasında mücadeleci (o bir öğrenim hayatı yaşamış, bu süre içinde Anadoluya hizmet gerçeğini kavramış, bu ülküyü bir parola gibi kullanmıştır. Yüksek öğrenimi biti- rip ihtisasını yaptıktan sonra, yıllar- hizmet etmeği kendisine bir borç bil- di. Böylece, "şehirden tezini kendi hayatında gerçekleştirmiş ola- caktı. Doktor Öktem PBakardık, İbrahim Öktemi 1932 yı- lında Sivas Memleket Hastahane- sine tâyin edince hemen yola çıktı, görevinin başına gitti. 1937 yılına ka- dar Sivasta başhekim ve operatör o- larak çalıştı. 1937-1943 yılları arasın- da Zonguldak Memleket Hastahanesi- nin başhekimi ve operatörüydü. 1943. 1954 yıllarım da Bursa Memleket Hastahanesinde başhekim ve operatör olarak geçirdi. 1954 yılı Dr. Öktemin siyasete atıldığı yıldır. 1982 de başlayıp 1954 e kadar sü- ren meslek hayatından toplum konu- ları ile yakından ilgilendi, özellikle Halkevlerinde çalıştı. Sivasta ve Zon- guldakta (o Halkevi Oo Başkanlıkları, yaptı. Son görevi olan Bursada bü- yük haşan kazandı ve hem iyi bir o- peratör, hem de sosyal hayatta faal bir insan olarak çok popüler oldu. Bugün çok bursalı onu hâlâ, doktor- luğundan tanır ve sever. Nitekim 1954 seçimleri galip çat tığında, D.P. Bursa gibi çok kuvvet- li bulunduğu bir ilde gözünü Dr. ök-