22 Haziran 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

22 Haziran 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F Feza Fezada ilk kadın (gecen hafta Cuma günü Sovyetler Birliğinde mahalli saatle 15 de fe- zaya yeni bir astronot fırlatıldı. Adı Valeri Fedorovig Bikovski ve rütbe- si de hava yarbayı olan bu daha 29 yayındaki genç adam 8 gün süreceği tahmin edilen yeni bir seri deneme- nin önderliğini yapıyordu. Aslında genç astronotun başladı- niş yankılar uyandırabilecek bir ni- telikteydi. Gerçekten Bikovskinin fe- zada yörüngeye (o yerleşmesindenberi henüz iki tam gün geçmişti ki dün- ya radyoları Sovyetlerin ve insanlık aleminin ilk kadın feza pilotu Valen- tina Treçkovanın da fezadaki öteki yurttaşının yanına ulaştırıldığını ha- ber verdiler. Böylece feza çalışmalarında yep- yeni ve önemli bir adım atılmış olu- yordu. Genç astronot Treçkova 26 ya- şını yeni tamamlamış bir kadın pa- raşütçüydü. Şimdiye kadar 126 atla- yış yaptığı belirtiliyordu,, Feza pilot- luğuna geçen yıl alınarak bir yıllık eğitimden sonra bugünkü denemeye katılan genç kız, babasını İkinci Dünya Savaşında kaybetmiş, iki kar- deşi ve annesiyle beraber yaşamak- taydı. Denemenin amacı, resmen a- tıklandığına göre, "uzay uçuşunun Çeşitli faktörlerinin İnsan o organiz- masında yaptığı etkilerin" özellikle kadın ve erkek vücutlarında ne gibi farklar ogöstereceğini incelemektir, İlk bakışta tamamen akademik arar tırmalara ayrılmış gibi görünen bu 8 günlük denemenin İlim ve teknik yönü kadar ileriki feza yolculukla- raçların yapılabilmesi yolunda ne ka- dar önemli olduğuna şüphe yoktur. Hiç ihmal edilmemesi gereken bir diğer nokta da amerikalıların geçen ay ortasında yaptıkları başarılı dene- menin, özellikle hür dünyada yarat- tığı müsbet izleri gölgelemek amacı- na güdüldüğüdür. Bunda ne ölçüde başarı sağlanmıştır ve denemenin e- Ma amaçları bakımından başarı de- recesi nedir? Bunun cevabı ancak gelecek hafta verilebilecektir. Dev adımları Uygarlığın teknik yönden en ileri iki kutbunu temsil eden Birleşik Amerika ila Sovyetler Birliğinin fe- za araştırmaları alanında büyük bir F N yarışa çıktıkları malümdur. Sovyet- lerin baştanberi inisiyatifi. elden bı- rakmamağa çalıştıkları, amerikanla- rın ise olsa olsa, ötekilerden pek ge- ride kalmamağa çalıştıkları da artık bilinen bir gerçektir. Bu, özellikle son iki yılda, daha açıkça belli ol- muştur. Gerçekten 1957 Kasımınla Rusların uzaya ilk suni peyki fırlat- tıkları zamankine oranla bugün ame- rikalılar, Sovyetlerden biraz daha geride kalmış görünmektedirler. Bu- nun sebepleri nelerdir? İlk ve esaslı sebep, aradaki ne- tod farkıdır, amerikalılar uzaya in- san göndermektense daha az yer Kaplayan, daha hafif olan, çok daha güvenilir ve doğru, yargılara varma- yı sağlayan âletlerden ibaret peykler göndermeyi tercih etmektedirler. Oy- sa, ki Sovyetlerin elinde -askeri' v maçlarla da o kullanabilmek ü yaptıkları büyük tepki o gücündeki taşıyıcı roketler bulunduğundan bu işi insanlara gördürmek üzere prog- ramlar yapmışlardır. Amerikalılar rusların elindeki roketlerin taşıma gücüne ulaşabilecek SATURN roke- tini 1965 den önce servise koyama- yacaklarını kabul etmektedirler. İkinci sebep, stratejinin seçilişin- dedir. Sovyetlerin amaçlan ile ame- rikalılarınki arasında hayli büyük farklar vardır. Görünüşte ilk hedef "Ayın fethi" olmakla beraber bunun için geçilecek yolların her iki mil- let tarafından başka başka şekiller- de anlaşıldığı da muhakkaktır. Sura- sim da kabul etmek lanındır ki ame- rikalıların uyguladığı metodların da- ha tesirli, fakat geç tesir eden, uzun vadeli ve ağır bir yol olduğu son de- fa yapılan denemelerle açıkça belli olmuştur Gerçekten "MERKÜRİ projesi" adıyla anılan feza araştırmalarında astronot Shepard ve sonra da arka- daşı Grissom tarafından yapılan de- nemelere kesinlikle lüzum bulunma- dığı bugün ifade edilmektedir. önce Gilenn, sonra da Carpenter ve nihayet Schirra tarafından yürütü- len, geçen ay Cooper'in yaptığı de- nemeyle sona erdirilen seri halindeki feza uçuşlarında elde edilen bilgile- rin kaybedilen iki kocaman yıllık za- mana oranla pek o kadar-büyük bir fayda sağlamadığı da fikirler arasındadır. 1981 yılı içerisinde bitirilecek 8 ve- ya en çok 3. feza uçuşu ile de aynı sonuçların sağlanabileceği tezi (o sa- vunulmaktadır. Ama, Amerikan Fe- za ve Havacılık İdaresinin -NASA" nın- o tarihlerde bu gerçeği görebi- lecek, hele görse bile bu yolda tatbi- kata girişebilecek durumda bulunma- dığı da tabiidir. Diğer önemli bir sebep. Birleşik Amerikada tâ "İnfiratçılık" devrin- den kalma birtakım eski kanunların ve bâtıl inanışların (o etkisinden bir türlü kurtulunamamasıdır. Bu yüzden, ne kadar değerli ve faydalı olursa olsun yabancı uyruklu teknisyenlerin ve Amerikanın dışından gelme tek- nik ve ilim adamlarının feza çalış- malarında görev alması büyük bir kesinlikle "yasaklanmış" bulunmak- tadır. Gerçekten B. Amerika hükü- metinin işlerini yapan, feza araştır- maları konusunda çalışan şirketlerin kontratlarında "U.S. citizenship re guired — Amerikan vatandaşlığı şarttır" maddesi "Demoklesin kılıcı" gibi durdukça Amerikan feza çalışa malarının sadece ve sadece -aslında sınırlı olan- Amerikan bilim ve tek- nik kaynaklarına ve münhasıran "Amerikan vatandaşlarına" inhisar etmesi kaçınılmaz bir zaruret halin- de kalacaktır. Buna karşı ruslar, meşru veya meşru, her türlü yollardan fay- Ran. elde ettikleri, demirperde gerisinden hattâ nötralist ülkelerden ların feza araştırmalarında asıl işi görenin herşeyden -hattâ dolardan bile- önce teknik personel gücü ol- duğunu ve eldeki "demode transfer kıymetlerin" artık emekliye (o çekil- meleri zamanı geldiğini idrak etme- leri gerektiğine şüphe yoktur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: