Bir Garip Sıkı Yönetim Anlayışı! Be: kimselerdeki garip Sıkı Yöne- tim anlayışını, Mecliste M.P. söz- cüsü dile getirdi. .M.P. sözcüsünün hazırladığı metin Bölükbaşının "bü- yük himmet"ine mazhar olduğu için Bölükbaşıya ait olduğunu söylemek gerekir. Sözcü, Ulus gazetesinden şikâyet etti. Ama, Ulusun şu veya bu Sıkı Yönetim yasağını ihlâl etmiş bulun- duğunu Oo söylemedi. o Sıkı Yönetim Komutanlığı, Ulusun Bölükbaşı aley- hindeki yazılarına müsaade etmek suretiyle C.H.P. organını o imtiyazlı duruma sokmuştu! Sıkı Yönetimin bir çok şeyi ko- ruduğunu düşünmek kabildir. .Ama Bölukbaşıyı veya o çeşit- bir zat-ı şe- Ifi korumakla mükellef bulunduğu- nu her halde herkes ilk defa olarak işitmektedir. Sıkı Yönetimin bir ta- kım gerçeklerin ortaya çıkmasını ve- fa bazı kimselerin hoşuna gitmeye- cek şeylerin yazılmasını önlemek i- çin konulduğunu düşünmek megalo- mani illetini biraz fazla ileriye gö- türmek değil midir? Sıkı Yönetimin AKİS'e o imtiyaz tanıdığı yolunda bir iddia da, koca Başbakan Yardımcısı Ekrem Alica- nın iddiası olmuştur. Alican bunun şu iki delilini ciddi ciddi vermişti": larıyla gitmektedirler; 2 — Hiç kim- se mahkeme salonunda sigara içe- mezken AKİS mensuplarına bu imti- yaz tanınmaktadır! Bir defa, Mamağa iki AKİS men- subu üç defa gitmiştir. Bunlar her defasında otobüsle gitmişlerdir. Sigara hikâyesine, gelince.. Aman Allah, böyle şeyi akıl alır mı? Ko- ca salonda hiç kimse sigara içmeye- cek, bir AKİS temsilcisi Yeni Har- manı yakıp tüttürecek. Başkası da aynı şeyi yapınca görevliler itiraz edecekler. Adam AKİS temsilcisini gösterecek, "Ya 0?" diyecek. Görev liler "Yoo, o AKİS'i temsil ediyor, o içebilir. (Sen de istersen dumanını kokla!." diyecekler. Ama bu, bir Sıkı Yönetim anla- mayan yayın organlarından ma çabasıdır. Sıkı Yönetim "Oo, bo ye diyorlar! Aman, tarafsız görün- mek için şunları da bir kapatayım.." diyecek. Yazık, Sıkı Yönetimi hiç tanımı- yorlar. AKİS/10 A den kanun eskiydi. Öteki Anayasanın prensipleri gözönünde tutularak Ha- zırlanmıştı, Hükümet yeni bir kanun getirmediği müddetçe Sıkı Yönetim tasarrufları muallâkta kalacaktı. Bu- na, A.P. sözcüsü de tabii katıldı. Demek istenilen şuydu: Biz bu Sıkı Yönetimi kabul ediyoruz ama onun tasarrufları kanuni değildir ki.. Hattâ A.P. sözcüsü ile Talât Asal öy- le konuştular ki sanki Anayasanın Sıkı Yönetim ilanıyla alâkalı 124. Maddesi yeni bir kanun yapılmasını emrediyordu. Bu balonu, C.H.P. sözcüsü bir iğ- ne darbesiyle patlattı. 124. Maddeyi aynen okudu. Maddede, Sıkı Yöneti- min kanunla tanzim edildiği bildirili- yordu. Bir kanun yok değildi ki.. Bu kanunun Anayasaya aykırılığı da Zekâi Dormen - derken göz çıkarmaktan başka işe yarayamadı ve müzakerelerin hava- sını Hükümetin lehinde değiştirdi. Mi tekini Sancar söz aldığında, kazai mercilere intikal etmiş bir hususun Mecliste görüşülmesinin caiz bulun- madiğini hatırlatınca alkışlandı. Buna mukabil kendilerini "kanun tatbikçi- si" olarak takdim eden Talât Asal -her halde "kanun yapıcısı" dernek istemişti- gülüşmelere yol açtı. Sıkı Yönetim, üç şehirde iki ay daha uaatıldı. Savunma "Pazar gezintisi" Geride kalan Pazar akşamı, radyo- ların saat 20 Haber Bültenini din- liyenler Ankara Sıkı Yönetim Komu- Talat Asal Bir çifi hınk deyici kimse tarafından - iddia olunmamış. Anayasa Mahkemesinden böyle bir kararın çıkması bir kenara, böyle bir müracaat dahi yapılmamıştı. O halde? Eksik olan neydi? Coşkun Kırca, kusuru sadece sinirliliğinde o- lan bir edayla Muhalefet tarafından güdülen taktiği açık açık o söyledi, bundan dolayı teessüflerini ( bildirdi, fakat oyunun hiç kimseyi kandırama- yacağını sözlerine ilâve etti. Görüşmelerin alâka çekici bir baş- ka tarafı, bir Mamak Sanığı ile sıh- riyeti bulunan Kadircan Kafimin o sanığın adını da söyleyerek ve onun suçsuz olduğunu ifade ederek Sıkı Yönetimin usullerini tenkit etmesi oldu. Meselelerin bu şekilde şahsileş- tirilmesini, doğrusunu söylemek la- zımsa Meclis hiç iyi karşılamadı. O yüzden Kadircan Kaflı kaş yapayım tanı Cemal Turalın bir "küçük gezi" sinin' hikâyesini de işittiler. Korger neral Tural o gün Ankaradan kalk- mıştı. Memleketin güney - doğu hu- dutlarını, yanında 8. ve 7. Kolordu Komutanları olduğu halde teftiş et- mişti. Oradan Erzuruma, 3. Ordu böl- gesine geçmişti. Orayı da teftiş et- mişti. Gittiği yerlerde, aynı zamanda Genel Kurmay Başkam ve Kara Kuv- vetleri Komutanı Vekili olarak askeri törenle karşılanmıştı. Akşam, tekrar atinde yeniden görevi başındaydı. Pazarını boşa geçirmek istememişti. Radyolarda bu gezinin havadisini dinleyen çok kimse, kara Sıkı Yönetim Komutanı yetiyle bir alâkasını aradı ve tabii bulamadığından dolayı merak etti