açılmış bulunan muhtelif atölye ve stüdyolar daha faydalı olmaktadır- lar. Bu atölyeler gönüllü teşekküller tarafından değil, ticari müesseseler tarafından açılmıştır. Bunları şahıs- lar işletmektedir. Çocuklar, omuay- n bir ücret mukabili bu atölye ve stüdyolara yassılmakta ve Oo haftada bir, bazen iki veya üç kere bu atöl- yelere gelmekte, merak ettikleri bir konu üzerinde, akranları ile beraber, zevkli bir şekilde çalışmaktadırlar. Ticarethaneler, işlerini yürütebil- mek için, çok az bir para almak, bü- tün ailelere hitabetmek zorundadır- lar. Aksi halde, yüksek ücretlerle is yapamazlar. Bunlar, aileleri ve ço- cukları memnun edebilmek için her zaman yeniliklere gitmek ve mü- kemleşmek gerektiğine inanmışlar. Atölyeler çocuklar ve gençler i- çin çekici olmalıdırlar ki rağbet gör- sünler. Bunu ancak maddi imkânları olan müesseseler sağlıyabilirler. A- tölyelerin okul binalarının dışında ol- ması da, çocuklar için büyük bir avan taj teşkil etmektedir. Birçok okullar, okul binaları içinde parasız yaz atöl- yeleri açmışlar, fakat ticari seseler kadar başarı lardır. Çünkü çocuklar, ders yılı so- nunda okullardan bıkmakta, değişik- lik aramaktadırlar. Bundan atölyelerin kışın, da devam arttır. Faydalı teşekküller Gönüllü teşekküllerde gocuklar ar- kadaşlık; edip, program uygulama- ya âdeta zorla davet edilmektedir- ler. Halbuki bu atölyelere çocuklar kendi zevklerine göre girmekte, bu- rada müşterek zevki olan çocuklar- la çalışmakta, arkadaşlıklarını bun- dan sonra kendileri, isteyerek ve plân lıyarak kurmaktadırlar. Bu arkadaş- lıklar şuurlu ve devamlı olmakta, ço- cuklar, tabii şekilde, birbirlerine sev- Aylık fir ve sanat derriiinin 25. niyısı Hamdi Konur, Ülker m1 Faoy Kirby. Talip in, Mi, Kemal Yılman, âÂzra <a Hüseyin Özel, RBefut Özken ve dah buskn İmztlu- tin yazı Ve plirleriyle çıktı, P.K. 473 — Ankafa (AKİS - 344) Akçn A pay gi ve saygı duymaktadırlar. Atölyeler ve belirli bir iş için ku- rulmuş kulüpler ekseriya iki kısım halindedir. Bunlardan bir kısmı, 4-14 yaşları arasındaki çocuklar, diğer kısmi ise büyüklerle meşgul olmak- tadır. Avrupada bugün, bu amaçla kurulmuş ve çocuklara güzel sanat, küçük sanat aşkı aşılayan, onlara ken di kendilerini keşfetmelerini öğreten Zincirleri SOSYAL HAYAT pek çok atölye vardır. Bunların ara- sında plâstik sanat atölyelerini, sera- mik, resim, klâsik müzik, tarih ku- lüplerini belirtmek mümkündür. Ma- rangozluk, makine, eletrik işleri atöl- yeleri, gezi kulüpleri de çoktur. Sı- kılan ve sıkılgan çocuklar, yalnız, bedbaht çocuklar ve bütün çocuklar bu atölyelerden çok çok faydalan- maktadırlar. kırmalıyız Gglişme çabasındaki memleketlerin büyük ekonomik, sosyal ve kültürel meseleler karşısında bulundukları bilinen bir gerçektir. Bu meselelerin an cak devlet yöneticiliğiyle halledilebileceği de açıktır. Çünkü bu mesele- lerin çoğu, bazı reformlar isteyen, bir sistemin değiştirilmesine bağlı ana dâvalarla ilgilidir. Ne var ki, kişiye gene de bazı ödevler düşmektedir. ii herşeyden çok zihniyet değişikliği gerektiren bir toplumsal ha- rekett Birçok memleketlerde, çalışma anlayışı değişmedikçe insanların bir kısmı toplumu yiyen birer parazit olmaktan kurtulamazlar. İleri dediği- miz toplumlarda ekmek parası sağlıyan birçok işler, lumsal bakımdan geri kalmış memleketlerde, iktisaden ve top- insanlar için, tenezzül edil- miyecek küçük işlerdir. İleri toplumlarda insanlar, hayatlarını kazanmak için her işi rahatça yaparlar. Çocuk bekler, bulaşık yıkar, gazeteleri ev- lere dağıtır, ER ğe dolaşıp, a kovulmak pahasına, satılacak malların reklâm yve bahçelerinde sebze ve meyve toplar, bahçelerinde yetiştirdiklerini evlerinin önünde, küçük sepetler için- de satarlar. Eziyetli ve az verimli birçok işleri küçümsemedikleri gibi bunları yapmaktan üşenmeler de. Hayata atılan her insan, zengin veya fakir, bu çetin mücadele yolundan geçer. işçi gibi çalışır. İşçi, Çocuk, babasının fabrikasında iyi çalışması sayesinde ln işin sahibi olabilecek gine inanır, işinin başına her sabah bu aşkla koşar İktisaden geri kalmış memleketlerde ise iş sahası çok dardır. Aranan hep masa başı işleri, muteber sayılan işlerdir. Bu memleketlerde insanlar, ekseriya, övünmek için para harcama altsanma duygusunun etkisi altın- dadırlar. Para, verimli yatırımlara değil, boş masraflara, havaya gider. Bu derdin çaresi ilk önce ailede, okulda aranmalı, kaygusu içinde ve yepyeni bir zihniyetle, niyetiyle yetiştirilmelidir. Gerçek hürriyet, ak" ilkesine dayanır. lik "işten utanmam çocuklar iş eğitimi anlamında memleketler arasındaki en büyük ayırıcı fark, bence bu farktır. n bayram tatilinde Antalya, turist akınına uğradı. Oteller doldu, So taştı.- Geç vakit otobüslerden inenlerin, ellerinde bavullar, yer aradıkları görülüyordu, o sırada, bu tarihi ve dünyanın cenneti memlekette fevka- lâde bir olay cereyan etti: Ev kadınları, ristlere açtılar. Sokakta kalan turistin yüzü güldü, evler şenlendi, ilk defa evlerini tu- turist toplu halde, ile yerli halk arasında daha büyük bir m e oldu. Daha fazla turisti barındırmak imkânını kazanan şehirde “pansiyon - ev" di. Bunn sahası açılıver- Geçen yılki bir ev mayı ar bilen" bir zihniyet yıkılır yıkılmaz, herşey gerçekten değişiverdi. Görülüyor ki, ev kadınının tutumu bir turistik şehre yol kadar, büyük tesisler kadar fayda sağlıyabilmektedir. Gelişebilmek için birçok sahalarda, bizi tutan geleneksel zincirleri kır- mak zorundayız AKİS/33