RAD Y O idare Yaz programları Türkiye Radyoları, 12 Mayıs Pa- gününden itibaren yaz pro- gramlarını yayınlamaya başlıyacak- lardır. Bu program devresinin en büyük özelliği Ankara, İstanbul Ve İzmir Radyolarının birbirlerine ayak uydurarak aynı günde bu adımı at- malarıdır. Aslında bundan daha ta- bir birşey olamaz. Fakat bizim rad- yolarımızda plânlama diye bir ko- nunun bilinmediği, iki hafta sonra- ki programların bugünden ayarlana- -adığı düşünülürse, en önemli üç radyomuzun aynı tarihte böyle bir teşebbüse girişmelerini takdirle kar- alamak gerekir. rum, sık sık program değiştirme işinin daha uzun zaman devam ede- ceğini göstermektedir. adyo programlarım gazetelerden izleyen dinleyiciler oObelli (saatlerde yayınlanacağını o öğrendikleri (o pro- gramları radyolarını açınca bula- mamaktadırlar. Bunun sebeplerinin arasında da belki programcının bir başka şehre gitmesi, belki bir anlaş- mazlıktan dolayı işin yarıda bırakıl- ması, belki keyiflerin yerinde olma- yışı vardır. Dinleyiciye verilmesi ge- reken saygı ve önem bir kenara bı- rakılmıştır. Bazen de bu saygı ve ö- nem yerinde olduğu halde, program yapmak için, çalışanlarda takat bu- lunmamaktadır. Çünkü plânsız çalış- madan ötürü iki-üç iş bir kişi tara- Mahmut T. Öngören İsmi Radyolarımızda programların çok önceden planlanmasına niçin verilmez? Bunun sebeplerinin başın- da, önceden tedbir alma fikrinin rad- yo idarelerine bir türlü girememesi gelmektedir. Çünkü herkes son da- kikada çalışmaya alışmıştır. Bu. se- bepten de programlar ekseriyetle şi- şirilmektedir. Programların önceden plânlanmamasının sebeplerinden biri de, yukardan gelen emirlerin yayın saatlerini altüst etmesidir. İdareler- deki başıboşluğa ilâve edilen bu du- var cismi yok... fından aynı anda yapılmış ve görev- lide, m için ne istek, ne de güç kalmı Bütün bu alaturkacılığa rağmen Ankara, İstanbul ve İzmir Radyola- rının, basit de olsa bir işte müşterek çalışmalarını sağlamak ilgililer için büyük bir başarı olmuştur. Yaz programları devresinin bir başka bü- yük başarısı da, İstanbul Radyosun- da yıllardanbenri yayınlanmakta olan konuşmaların kaldırılmasıdır. o Sade- ce İstanbul Radyosu idarecilerinin değil, genel program komitesinin oy birliğiyle verdiği karar o sonucunda bundan böyle hiç bir radyoda her hangi bir konuşma, nekadar başarı- lı olursa olsun, altı aydan fazla ya- yınlanmayacak ve altı aydan beri yınlanan programlar da kaldırılacak- tır. Böylece, İstanbul Radyosunda yıl lardanberi yer etmiş konuşmalar, ar- tık dinleyicinin başka istasyonlar a- ramasına yol açmayacaktır. Bu ko- nuşmalar arasında faydalı (o olanlar yok değildir, fakat alman prensip ka- rarma göre, radyolar bu gibi pro- gramlarında altı ayda bir muhak- kak yeniliğe önem vermek zorunda- dırlar. Bu kararda nekadar süre sebat edileceği ayrı bir merak konusudur. duğu ee artık, herkesçe ( bilin- mektedir İşe adam mı, adama iş mi? biri, Ankara An kararlardan i Radyosunda kurulan "İl Radyo- ları ve Transkripsiyon" servisine ait tir. Bu servis, Anadoludaki il radyo- larına program göndermenin fayda- ları düşünülerek kurulmuştur. Ana- doludaki il radyoları kendi kendile- rine kolayca program yapacak duru- yoları ve Transkripsiyon Servisi" bir türlü çalışmaya o başlayamamıştır. Daha önce Ankara Radyosunda ha- zırlanmış olan müzik programlarının bu servis tarafından bantlara kopya edilerek il radyolarına (o dağıtılması gerekmektedir. Halbuki idarenin er Unda bant yoktur. u sebepten da büyük faydalar sağlıyacağı düşünce- siyle kurulan il radyoları servisi hiç bir ise yaramamaktadır. Önceden planlanmadan, en gerekli ihtiyaçları sağlanmadan, nasıl çalışa cağı kararlaştırılmadan yapılan işle- re radyolarımızda her zaman rast- lamak mümkündür. Aslına bakılırsa, bütün radyolar okarmakarışık bir haldedirler. Dertler, verici istasyon- lardan başlamakta, radyo idarelerine ve oradan da programlara kadar gel- mektedir. Çalışma prensibi ve düze- ni diye birşeye- önem verilmemekte- dir, Vazife yaratmak için kurulma- sına karar verilen Merkez Program Müdürlüğü isimli servis de bu sebep ten radyolara faydalı olamamakta- dır. Doğrusu istenirse, böyle bir ser- visi faydalı görenler ve "nasıl çalı- şırsa çalışsın, yeter ki oradakileri bir vazife bulmuş olalım" diye dü- şünenler Merkez Program Müdürlü- günün ne ise yarayacağım dahi bil- imemekiiilen Sadece Mahmut Tâli OÖngörene bir görev bul-