nema işçileri de emeklerini koyacak- lar ve görev alacaklardır. Vuyukla- ki filmi ise, iki yeni problemi birlik- te getirmektedir: Birincisi, çevrile, tak prodüksiyon değildir ve şartlar ne olursa olsun, yerli yapımcıyı il- gilendirmektedir. İkincisi de, yerli film niteliği taşıyan bir Vuyuklaki filminde, Sine-İş'in Halfon olayı do- layısıyla ileri sürdüğü "türk işçisi- ni çalıştırma mecburiyeti"yle, ya- bancı Oo yatırımlarda Oo uygulanması beklenen ve istenen bu mecburiye- tin -bir yerli filmde- hiç bir zaman uygulanmıyacağının bilindiğidir. Sine-iş ve sorumluları, Oo gelecek günlerde kendilerini o bekleyen bu yeni durum karşısında nasıl bir tu- tum ve çözüm yolu tutacaklardır? Şimdilik işin bu yanı bilinmemekte- dir. Ayrıca, başka bir problem de teknik işçi - senaryocu, rejisör, fo- toğraf direktörü, ışıkçılar, o asistan- lar ve çeşitli ayak işçileri, konusun- da direnen ve hak savunuculuğu ya- pan sendikanın, tüzük yüzünden ara- larına almadıkları sinema oyuncula- rnın bu gibi ve yabancı yatırımlı ortak prodüksiyonlarda emeklerinin korunmasında elinin kolunun o bağ- lanmasıdır. İkinci bir Halfon olayın- da Sine-iş, teknikerlerinin haklarını savunur ve onların da mutlaka gö- rev almaları mecburiyetini koyarken, sinema oyuncularının -ki onların da sinema emekçileri olmadıklarını id- dia etmek herhalde gülünç olur- dı- şarda kalmaları, ilerde o sendikayı zor durumlarda bırakacağa (o benze- mektedir. AKİS/30 Film seyrettim Film: "L' Amant de cing Jours - Tatlı Günler" Rejisör: Philippe de Broca Senaryo: Daniel Boulanger - P. de Broca Oyuncuları Jean Seberg. Micheline Presle, Jean - Pierre Cassel ve François Perier Siyah - Beyaz bir fransız (Ariane - Pilmsonor) filmi. Konu: "Tatlı Günler"in hikayesi dört kişi üzerine kurulu. Françoise Pa- turier'nin romanından alınan senaryoya göre, olaylar, yaşlanmaya yüztut- muş, fakat son derece zengin Madeleine (M. Presle), genç jigolosu Anto- ine (J. P. Cassel) ve yine yaşlanmış ve erkeklik gücü eksilmiş Georges (F. Perier) ile genç, taze ve güzel karısı Claire (J.Seberg) arasında ge- çiyor. Modaevi sahibesi Madeleine'in bir defilesine gelen arkadaşı Claire ile jigolosu Antoine karşılaşıyorlar ve hemencecik birbirlerine karşı bir yakınlık duyuyorlar. Her ikisi de gençtir ve yaşlı kişilerle yaşamaktan usanmışlardır. Karşılıklı yakınlık hızla gelişiyor. Bu yakınlıkla birlikte, geri kalan öbür iki kişinin - Madeleine ile Georges'un- de hikâyeleri ve ha- yatları asıl hikâyeye paralel olarak sürdürülüyor, sonra ustaca birleştiri- liyor. Zamanla Madeleine, jigolosu ile arkadaşı arasındaki bu aşkı öğre- necek, kötü ve çirkin bir burjuva oyununa getirerek öbür üç kişiden söz- de intikamını alacaktır. Oynıyanlar: Başlangıcından bugüne çevirdiği üç filmde de Jean - Pierre Cassel ile çalışan rejisör De Broca, oyuncusunun fiziksel yapısına uygun düşürdüğü rollerle, gerektiğinde bundan yararlanarak, taşlama yoluna rahatlıkla sapabiliyor. Zavallı, fakat çevrenin zorlamasıyla Jigolo olarak hayatını sağlamak zorunda olan Antoine'da J. P. Cassel, Antonio Pietran- geli'nin "Souvenir di İtalia - İtalya Hatıraları'nda, Alberto Sordi'nin jı- golo'sundaki oyununa eş bir başarıya erişiyor. Yanı sıra Jean Seberg, ya- sadığı erkeğini seven, fakat cinsel tutkularına boyun eğen, doyumsuzluğu- nu başka erkeklerde arayan genç Claire'de öteki oyunculardan Micheline Presle veya François Perier kadar rolünün kişiliğine giremiyor. Yıllanmış iki oyuncu Seberg'i yer yer eziyorlar. De Broca'nın en iyi oyuncuları, Fran- çois Perier ile Micheline Presle'dir. İkisi de yaşlanmış ama, cinsel ha- yatları bakımından birbirinin tam zıttı iki ayrı kişiyi (ocanlandırıyorlar. Clâire'in kocası Georges'da kanıksamış ve tükenmiş, Madeleine'de hâlâ jigololarla gününü gün eden iki ayrı kişidir. - Çatışma da onların elinde oyuncaklaşmış Claire ile Antoine'ın birbirlerini tamamlamaları sonucundan doğuyor. Beğendiğim: Yeni Dalga rejisörleri arasında ısrarla komedi türünü seç- miş, olan Philippe De Broca, Boisrond ile şimdilik bu dalın gençler ara- sında en başarılı rejisörlerinden sayılıyor. Yurdumuzda biri özel olarak gösterilen. "Farceur . Şakacı" ile "L'Amant de cing jours - Tatlı Günler" de De Broca'nın işlediği tema birleşiktir: Fransız toplumunun cinsel ya- şayışına duygusal, fakat bir o kadar da taşlamacı ve alaycı bir açıdan ışık tutuyor. Yaşlı kadınlar, tükenmiş erkekler, doyumsuz genç insanlar ve bütün bu kişilerin gerçeklere dayanan hikâyelerinin anlatımında sırtını yaslandırdığı Paris şehri, Kişilerinin dünyalarına rahatlıkla inen ve çatış- kacıya karşılık, gerçekçilik anlayış ve tutumu bakımından daha ileridir. "Şakacı" espri gücünü, çokluk, dış görüntülü davranışlardan alıyordu. konu yönünden beylik bir hikâyeyi işlemesine karşılık -yani. yaşlı kadın, jigolosu, yaşlı erkek ve genç karısı-, lık noktasını Madeleine'nin düzenlediği oyunla Antoine'ın, Claire'in ve ko- cası Georges'un gerçekle karşı karşıya gelmesi anına toplamıştır. O bö- lümden sonra De Broca, başlangıçtan beri gelen alaycı, hafif meşrep fran- sız esprili havasını bir kenara bırakır ve kişilerinin gerçekler karşısındaki davranışlarım -iç ve dış- işlemeye başlar. Sonuç:: Genç Philippe de Broca'nın üçüncü filmi "L'Amant de cing Jours -Tatlı Günler"fransız sinemasının gerçek sakinlerinin Yeni Dalgacılar olduğunu seyirciye bir kere daha doğruluyor. Beğeneceksiniz T. KAKINÇ