DÜNYADA OLUP BİTENLER Suriye Ihtilâl o (Kapaktaki o durum) Milletlerarası meselelerle | ilgilenen n herkesin günlerden beri beklediği ihtilâl nihayet geçen hafta Cuma günü patladı. Suriyede ordu, Başbakan Halidel Azmin sivil hükü- metini devirerek idareyi ele aldı. Böylece Suriye ordusu son ondört yılda sekizinci defa idareye el koy- muş oluyordu. Aslmda, aşağı yukarı her iki yıl- da bir ihtilâl yapılan bir ülkede ikti- darın zorla değiştirilmesi oolayının şaşılacak hiç bir tarafı yoktur. Üste- lik, birkaç aydan beri bu bölge kes- kin bir ihtilâl kokusu ile kaplanmış bulunuyordu. Suriyenin 1961 yılında gene ordunun bir müdahalesiyle Bir- leşik Arap Cumhuriyetinden ayrılma- sından sonra bu memleketin siyasi havası, Mısırın yaptığı kışkırtmala- rın da etkisiyle, süratle bozulmaya yüztutmuştu. Son zamanlarda lise ve üniversite öğrencileri sokağa dö- külmüş, ellerinde Nasırın resimleri olduğu halde, Mısır lehine nümayiş- ler yapmaya başlamışlardı. . Hükü- met bunlara karşı okulları tatil et- mekten başka çare bulamıyordu. Za- ten kabine, birbiri arkasından istifa- de eden bakanlar yüzünden doğru dü- Baş- rüst toplanamaz hale gelmişti. bakan Halid el Azm istifa eden ba- kanların yerine yenilerini bulmaktan âciz kalmıştı. Bu sırada Irakta bir ih- tilâlin çıkışı Suriyedeki durumu İyi- ce karıştırdı. Irakta olup bite Suriyedeki ihtilal (o heveslileri, fevkalâde teşvik ediciydi. Suriye hükümeti, kendini kurta- rabilmek için lIrakla işbirliği (o yap- mak istedi. Büyük bir aceleyle ve her türlü basiret ve itidal ölçüsünün dışında bir takım teklifler öne sür- dü. Bunlar arasında orduların o bir- leştirilmesi ve hemen bir federasyo- na gidilmesi teklifleri de vardı. Fa- kat bu talepler Iraktan beklenen alâ- kayı görmeyince, Suriyenin durumu daha da müşkülleşti. İşte memleket bu hava içindeyken, Iraktaki ihtilâl- den tam bir ay sonra, yine bir Cuma günü Suriyede de beklenen ihtilâl ol- enler, için İhtilâl, Perşembe günü gece ya- rısından itibaren Suriyenin güne kısmındaki Suweida şehrinde başla- dı. İhtilâli başlatan, bu bölgedeki İs- rail sınırının kumandanı Albay Ziyad el Hariri idi. Sarışın, mavi gözlü, o- tuzyedi yaşlarındaki Albay, Halid el Azm hükümetince tehlikeli adam ola- rak tanınıyordu. Hattâ Kahire Rad- yosu üç gün önce, Albayın Suriyede- ki rejime karşi isyan ettiğini bildir- mişti. Gene Kahire Radyosunun ya- yınlarına göre, bu teşebbüsün başa- rıya ulaşamaması üzerine Ziyad Ha- riri, memleketten uzaklaştırılmak i- çin, uzak bir elçiliğe askeri ataşe o- larak tayin edilmiş, fakat o gitmeyi reddetmişti. Bunun üzerine ihtilâfa Cumhurbaşkanı Nazım el Kudsi el koymuş ve isyan eden subayları ya- tıştırmak için Nasır taraftarı olarak bilinen bu subaylara hükümete gir- melerini teklif etmişti. Aynı şekilde bu talep de âsi subaylar tarafından reddedilmişti. İşte, bu gergin havanın daha ya- tışmadığı bir sırada Albay Ziyad Ha- riri, kendisine bağlı zırhlı otomobil- lerle birkaç tank ve küçük bir top- çu birliğinden müteşekkil kuvvetleri toplayarak Süweidadan 60 mil ileri- deki Şama doğru harekete geçirdi. Bütün bir gece aralıksız devam eden yürüyüşten sonra, sabaha doğru Şa- ma ulaştılar. Bu kadar küçük bir kuvvetle ihtilâl yapmaya (kalkışan Albay Hariri, herhalde Samdaki bir- liklere kumanda eden diğer Nasır ta- raftarı subaylara güveniyordu. Bu tahmininde yanılmadığı bir müddet sonra ortaya çıktı. Dikkat! Dikkat!. Albaya bağlı tanklar ve zırhlı oto- mobiller şehre giriş yollarını tut- tular. Haririnin kendisi de bir tanka atlayarak Savunma Bakanlığının ö- nüne kadar geldi. Şaşkınlıktan ne ya- AKİS/20 Şam sokaklarında ihtilalciler Kaynayan Ortadoğu