tekrar Bursaya dönüşü küçük Sabi- hanın hayatını düzeltti. Ama o hala, ailesine yük olduğunu düşünüyor ve bir fırsatını bularak parasız yatılı okullardan birine girmeyi kuruyordu. İşte bu sırada, Atanın dinlenmek ü- zere Bursaya geldiğini işitti. Bir ge- ce sabaha kadar düşündükten sonra, Atatürke giderek konuşmaya ve ken- disini bir okula yerleştirmesini rica etmeye karar verdi. Ertesi sabah er- kenden Atanın kaldığı eve gitti. Ka- pıdakiler bir türlü kendisini içeri dı rakmıyorlardı. Sabiha , Atan yanına çıkmak için ısrar ediyordu. Gürültüleri o sırada bahçede gezin- mekte olan Atatürk de duymuş, se- bebini merak etmişti. Beraberinde ki- lere, küçük Sabihayı yanına getir- melerini emretti. Gökçen, Ata ile, ya- şının verdiği bir serbestlik (o içinde, son derece rahat konuştu. O çocuk saflığıyla durumunu anlattı ve so- nunda: — Paşam, ne olur beni bir oku- la yeli okumak istiyorum" de- di. Atatürk bu küçük kızdan hoşlan- mıştı. Ailesinin de iznini aldıktan aonra, Sabihayı Çankayaya getirtti. Böylece küçük Sabiha Atanın ma- nevi kızı olmuş oldu. Sabiha Gökçen, ilkokulu Çanka- yada bitirdikten sonra Arnavutköy Amerikan Kız Kolejine girdi ve bir yıl burada okudu. Fakat Boğazın sert havası ciğerlerine iyi gelmemişti Bu- nun üzerine Üsküdardaki Koleje geç- ti. Ancak, lisenin ilk sınıfında has- talık nüksedince tahsili bırakmak zo- runda kaldı. Viyanada bir sanatoryu- ma nakledildi. Gökçen burada dokuz ay kadar süren sıkı bir tedaviden sonra tamamen iyileşerek Ankaraya döndü. Küçük Sabiha artık bü- Çanka- yümüş, onsekizine girmişti. yada boş geçen günler onu sıkıyordu. Önce ata binmeğe merak sardı, Ata- türkle birlikte saatlerce süren gezin- tilere çıkıyorlardı. Fakat yaradılış i- tibariyle son derece dinamik olan Gökçen sporla da avunamaz olmuştu. Kendisine daha ciddi omeşguliyetler arıyordu. Böylece beş yıl geçti. Ni- hayet, bu sıkıldığı günlerden birinde Ata ile birlikte Sivil Havacılık Oku- lunun açılışı münasebetiyle tertiple- nen bir törene gitti. Açılış için Rus- yadan getirtilmiş olan iki rus, planör gösterileri yapıyor, paraşütle atlıyor- lardı. Bu gösteriler Gökçenin hayatın- da dönüm noktası oldu. Atatürke: Acaba ben de onlar gibi at- yah miyim?" diye sordu. Ata bu sözlerden çok memnun ol- muştu. Derhal rusları yanına çağır- tarak, Sabiha Gökçeni, paraşütle at- lamak üzere, yetiştirmelerini emret- ti. Gökçen hemen ertesi gün planör ve paraşütle çalışmalarına başladı. Böylece Türk Kuşuna girmiş oldu. Yenimahallenin batısında, Er- gazi alanındaki planör kursunu altı ayda bitirerek A ve B brövelerini a- lan Gökçen, gene aynı kursu bitiren yedi arkadaşıyla birlikte (o Rusyaya gitti ve orada bir süre kaldıktan sonra C brövesini de alarak yurda döndü. Bu sefer de Eskişehirdeki Ha- va Harp Okuluna girdi. Burada da iki yıl okudu ve her çeşit uçakla uç- tu. 1938 de askeri bir uçakla Balkan turu yapan Gökçen, Atatürkün ölü- münden birkaç ay önce Türk Kuşu- na Başöğretmen tayin edildi. 1954' e kadar bu görevinde kaldı. Gökçen, 1940 yılında, Hava Yüz- başısı Kemal Esiner ile evlendi. Fa- kat o yıllarda Ankaradaki tifüs sal- gınında eşini kaybetti ve bir daha da evlenmedi. 1954 yılında, bazı siyasi baskılar sonucu Türk Kuşundaki gö- revinden ayrıldı. 1961 yılına kadar uçaklardan ayrı yaşadı. Gökçen, "ha- yatımın en acı devresi işte bu devre- dir" demektedir. 27 Mayısı müteakip kendisine tekrar eski görevi teklif edildiyse de, Gökçen, yaşının ilerlemiş olması se- bebiyle bunu kabul etmedi. Sadece, istediği zaman uçabilmek için izin istedi. Gökçen şimdi her sabah erkenden alana gitmekte ve birkaç saat uç- günlerini sosyal faaliyetlerle, larla, eski hatıraların geçirmektedir. uçuŞ- yadetmekle 24 Yıldızlar Şakacıdır Sevgili AKİS okuyucuları! Bu haf- ta size, Balık Burcunda doğmuş olanların, kaderlerini bildiriyoruz. Ne var ki, sadece Balık Burcunda doğ- muş olmak yetmemektedir, bu konu- da söz sahibi, gazetelerdir, 14 Mart Perşembe günlü gaezteterden bazıla- rı Balık Burcunun dediklerini şöyle yorumladılar: BALIK BURCU Akşam: (20 Şubat - 20 Mart) -—— Zararın kara ortak olduğunu aklınız- dan çıkarmayın. Dünya: (19 Şubat - 20 Mart) — En küçük şeylere alınganlık göste- rirseniz hiç rahat edemezsiniz. Tercüman: (20 Şubat - 20 Mart) — Yalan söylememeğe gayret edin, fa- kat duyduğunuz lâfların bir kısmının yalan olabileceğini de unutmayın. Sıhhatiniz, sinir. Hürriyet: (21 Şubat - 20 Mart) — Bundan iyisi can sağlığı, demekle iş bitmiyor. Ona karşı daima daha iyi ve daima daha müsamahakâr davra- nın ki her şey düzelsin. Yeni Sabah: (20 Şubat - 20 Mart) — Maddi bakımdan ihtiyatlı davran- manızı gerektirecek hallerle karşılaş- mama muhtemel, İhtiyatlı bulunun. Milliyet: (20 Şbat - 20 Mart) — Çok sinirli bir insanla başınız der- de girecek, fakat sabrınız sizi kur- taracak. Hareket: (20 Şubat - 20 Mart) — Yanlış akseden bir haber yüzünden lüzumsuz kıskançlık sahneleri o ola- cak. Yeni Gün: (21 Şubat 20 Mart) — Bu konuda onun tam mânasiyle s- mimi olduğu muhakkak.