Orta Doğu önünde Türkiye İçinde yaşadığımız bölgede cereyan eden hâdiselerin, bizi son derece alâkadar ettiği herkes tarafından bi- linmelidir. Irak İle geniş hududumuz . General Kasımın Irakı bir rus silâh deposu haline getirme gay- retleri tarafımızdan dikkatle takip edilmiştir. Kürt İs- yanı, bilhassa neticesi ve hal tarzı itibariyle bizim için büyük önem taşımaktadır. Bağdada hâkim rejimin tu- tumu, niyetleri, ana politikası ve bunu tatbik yolu, gü- cü Türkiyenin dış politikasında kaale alınan unsurlar- dır. Suriye ile olan hududumuz daha da geniştir ve şek- -i itibariyle iki memleket arasında daha da girift müna- sebetlere imkân vermektedir. Suriyenin kaderi, bilhassa bu memlekete kimin hâkim olduğu noktasından bizi düşündürmektedir. Güneydeki komşumuzun idaresinin türklere düşman bir zihniyetin elinde bulunması bizi te- dirgin eder. Suriyelilerle iktisadi münasebetlerimiz ve birbirimizde karşılıklı mallarımız vardır. Bir rahatsız- lık olmaması, şüphesiz halis temennimizdi Ancak, bizim Orta Doğuya karşı beslememiz tabii olan bu ilgiyi Menderes devrinde tatbik edilen politika ile karıştırmamak lâzımdır. Menderes, arap âlemi için- le bize çok zarar vermiştir. Bir defa düşmanlık kazan- mışızdır, ondan sonra, tuttuğumuz taraf kaybetmiştir. Onun kaybetmemesini temin için bize yakışmayan bir takım tavizler vermek zorunda kalmışızdır ki, şimdi bunların geri alınması o kadar kolay olmamaktadır. Mesela, İsrail ile münasebetlerimizin izah edilir bir tarafı yoktur. Nuri Sait Paşanın kara gözleri için suni şekle sokulan bu münasebetlerin normal hale getiril- mesi zarureti vardır. Arap olmayan, arapların işine ka- rışmak niyetinde bulunmayan Türkiyenin İsraile karşı bir arap politikası takip etmesini istemek hiç kimse- nin hakkı sayılmamak gerekir. Araplarla dostluğumuz, onlara karsı iyi niyetimiz bir şeydir, İsraille veya her hangi bir devletle münasebetimiz bir başka şeydir. Türkiye, Orta Doğudaki hareketlere karşı, kendi menfaatleri açısından gereklivaziyeti almakta, politi- kayı yürütmektedir. Yerleşen idareleri Türkiye tanıma- mazlık etmemektedir. Fiili durumlar bizim tarafımız- dan anlayışla karşılanmaktadır. Biz, Orta Doğunun Arap Bölgesinin "alâkalı bir seyirci"si durumundayız ve bu tutumumuzu devam ettirmek niyetindeyiz. de Türkiyeye bir rol oynatmaya pacaklarını bilemeyen nöbetçilere ka- pıyı açmalarını söyledi. Onlar da bu emre itaat ettiler. Savunma Bakan- lığı böylece ele geçirilmiş oluyordu. Mahalli saatle 6.30'da iki tank. Sa- vunma Bakanlığının 300 metre kadar ilerisindeki radyoevinin önüne geldi. ükümet kuvvetleri burada hiç bir savunma tertibatı almamışlardı. Su- baylar kolayca istasyonu ele geçirdi- ler ve arap dünyasına, Suriyede or- dunun iktidarı ele aldığını ilan etti- ler. Fakat ihtilâl, ilk anda görüldüğü kadar kolayca gerçekleşmedi. Günün ilk saatleri bir mukavemet hareketi- nin başlayabileceği endişesiyle, korku içinde geçti. Çünkü Hava Kuvvetle- rinin ihtilâle iştirak edip etmeyece- ği belli değildi. 1961 Eylülünde Na- sıra karşı yapılan ihtilâlin öncülerin- den olan Muvaffak Assassanın Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı oluşu, bu konudaki şüpheleri iyice arttırıyordu. Nitekim, saat 10 sıralarında rus ya- pısı dört Mig 17 Jet avcı uçağı Şam semalarında ses hızını aşarak tehdit uçuşları yapmaya başladı. Bu uçak- ların Muvaffak Assassanın emriyle harekete geçirildikleri Fakat bu gösteri uzun müddet de- vam etmedi. Saat 11.30 sıralarında Hava Kuvvetleri, ihtilâle katıldığını bildirdi. Onu, kısa bir müddet sonra Deniz Kuvvetleri takip etti. Cuma gününün sonuna doğru ise bütün gar- nizonlardan bağlılık telgrafları alın- mıştı. Suriye İhtilâli Iraktakine nazaran çok daha kolay ve kansız oldu. Sam- daki elçilikler, ilk sıralarda sokak- kalkmak ve arapların kendi aralarındaki çekişmelerde taraf tutmak suretiy- mizde larda çarpışmalar cereyan ettiği ha- berini verdilerse de, sonradan bunun, askerlerin havaya açtıkları ateşin sebebiyet verdiği bir yanılmadan iba- ret olduğu anlaşıldı. İhtilâl boyunca 4 kişi öldü ve 15 kişi yaralandı. Bu, Ortadoğu ihtilâlleri için oldukça par- lak bir bilançodur. Dikkati çeken bir nokta da, eski idarenin sorumluları- na karşı şiddet hareketlerine başvu- amış olmasıdır. ölenler ve yaralananlar arasında, devrilen hükümet mensubu kimse yoktur. Hükümet mensuplarının mu- hakeme edilip edilmeyecekleri konu- sunda da şimdiye kadar hiç bir açık- lama yapılmamıştır. Cuma sabahı Şam sokaklarından gelen silâh sesleriyle uyanan Suriye Başbakanı, ihtilâl yapılmakta oldu- ğunu anlayınca, üzerinde pijamaları ve ayağında terlikleri olduğu halde, evinin altında kiracı olarak bulunan Türkiye Büyük Elçiliğine iltica etti. Böylece kurnaz suriyeli, giderayak; İktidarları sallantıda olan politika- cılara bir ders vermeyi de ihmal et- medi. İhtilâl bekleyen devlet adam- larının, ikametgâhlarını, bir dost memleketin elçiliğine mümkün oklu- Şu kadar yakın tutmalarının f faydası böylece anlaşıldı. Suriyenin bu alt- mış yaşındaki milyoner Başbakanı, şimdi karısı ve iki kızıyla birlikte, Türkiye Büyük Elçiliğinin kendisine ayrılan bir odasında kalmaktadır. Suriye hükümeti eski Başbakanla il- gili olarak Türkiye Büyük Elçiliğin- den herhangi bir talepte de bulunmuş ğildir. Tabii, her konuda bütün hareket serbestimizi eli- bulundurmamız suretiyle.. Cumhurbaşkanı Nazım el Kudsi ilk anlarda bir müddet göz altında tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Eski Silâhlı Kuvvetler Kumandanı Abdülkerim Zahreddin de aynı şekil- de kısa bir süre hapsedildikten son- ra tahliye edildi. Zahreddinin yerini ise, Nasır taraftarı olduğu için bir- kaç haftadan beri hapishanede bulu- nan Albay Louay Attassi aldı. Attas- si, Silâhlı Kuvvetler Kumandanlığı- na, Cuma sabahı Mezza hapishane- sinden alınarak getirilmişti, ihtilâli başlatan sınır bölgesi kumandanı Al- bay Hariri ise güneş batarken orge- general ve Genel Kurmay olmuştu. Baba Partisinin rolü Milk İhtilâl Konseyi, ihtilâlin ikin- ci gününde idareyi, sivillerden kurulu bir hükümete devretti. Hükü- metin başında ellibir yaşındaki, Sor- nne mezunu Salah Bitar bulun- maktadır. Senelerce liselerde fizik öğretmenliği yapan Bitar, daha son- raları, Misel Eflak ile birlikte Suri- yede Baas Partisini kurmuştu. Sam- da ihtilâl yapıldığı sırada Bitar ile Eflâk, Tanganikada. toplanan Üçün- cü Asya - ayanışma Kon- feransı dolayısıyla yurt dışında bu- lunuyorlardı. İhtilal haberini alınca ikisi de hemen geri döndü. Misel Ef lak Iraka, Bitar Suriyeye gitti. Arap Cumhuriyetinin kurulmasından son- ra teşkil edilen kabinede Devlet Ba- kanlığı yapmış olan Bitar, sona eren birliğin yeniden canlandırılması ge- rektiğini öne sürüyordu. İdaresi al- AKİS/21