1 Kitap okudum Adı: Delik Kara. Şairi: Vural Vahit Suiçmez. Türü: Şiir Baskı: Gün Matbaası, 1962. Kapak: Fikret Otyam. Desenler: Nehar Tüblek. İcindekiler: Daha lise sıralarınday- ken li dergilerde şiir yayınlatan Vural Vahit Suiçmezin, liseden sonra atıldığı gazetecilik mesleğinde 1962 yılına kadar yazdığı şiirleri kitap halinde verme isteğini yenemeyişi de gösteriyor ki, Vural Vahit Şiiri tamamen bırakmış değildir. "Delik Kara" adını verdiği kitabının kapağını Fikret Otyam yapmış, desenlerini de Nehar Tüblek çizmiş. Kitapta dört bölüm var: "De- lik Kara", "Biri", "Seninle İstan- bul", "Çıplak”.., Kitabın arka kapa- ğına şairin kısa biyografisiyle, "De- lik Kara" hakkında birkaç söz konul- muş. Buna göre, "Karanın ortasın- daki delik, şair için ışıklı, güzel gün- lerin beklendiği bir "umut penceresi" dir. Kitabın birinci bölümünde şairin 27 Mayıstan önceki o sıkıntılı günler- de yazdığı şiirler yer aldığına göre -kapakta olduğu gibi-, karanın orta- sındaki küçük, sarı deliğin anlamı çok büyük! Sarı delik, "hürriyeti. “umut penceresi"ni temsil ediyor. Kitapta 36 şiir var. Beğendiğim: "Delik Kara" ve "Be- nim ölümüm" adlı şiirlerle, kitabın düzeni fana sayılmaz. Beğenmediğim: önce kitabın adın- dan başlıyalım: "Delik Kara" hiç de hoş bir ad değil. Arka kapaktaki söz- ler gereksiz. Şiirlere gelince... Şairin sağlam bir dünya görüşü yok. Eski şiir anlayışını yer yer kapalı, çok alışılmış bir söyleyişle sürdürü- yor. Şiirler tek tek etkili olmadığı gi- bi, hepsi birden okunduğunda da faz- la bir etki bırakmıyor okuyan üzerin- de. Oysa, bir şiir kitabından bekle- nen, okuyanı sarsması, o çoğaltması- dır. "Delik Kara"da böyle bir şey yok. Vural Vahit yoğunlukla kolaya kaçmış. Zaten kitabın arka kapağında da şöyle deniliyor: "Böylece ilgisini sa- nattan başka bir alana yönelten sair bir süre için şiirden uzak kalmıştır" Dinler uzak kalınarak şiir yazılabi- lir mi? Sonuç: "Delik Kara", Vural Vahiti kurtaracak bir eser değil. (Başarılı sayılabilecek bir dili olan Suiçmezin işi ciddiye alması şart. H.K. AKİSÇiLER SİZİN İÇİN GÖRDÜLER, DİNLEDİLER, SEÇTİLER Kitaplar Modern Resim Sanatının Gerçek Ceh- resi: Bilim ve teknik alanlarındaki gelişmelere paralel olarak sanat ala- nında da zincirleme hamleler olduğu muhakkaktır. Resim sanatının ner- den gelip nere gittiğini, bu sanata hangi çağda kimlerin neler kattığını merak edenler için Adnan Turaninin hazırlamış olduğu "Modern Resim Sanatının Gerçek Çehresi" adlı kitap oldukça ilginç bir eserdir. 324 say- falık kitap yar yer, ünlü ressamların çizgileriyle süslenmiş. Kitabın sonun- da kitapta adları geçen sanatçıların kısa biyografileri yer almış. Resimlerle uzaktan yakından ilgisi bulunan her kesin okuması gereken bir eser. An- cak, yazarın dili biraz eski. Çil Hüseyin : Bursa İstiklal İlkokulu öğretmenlerinden Mustafa Kaplanın 1963'te yayımlanmış uzunca bir hi- kayesi. ka hikaye kitaplarıyla karşılaştırıl- mak üzere salık verilir. Kaplan, dil- ve anlatıma biraz daha dikkat ede- cek olsa, köyden aldığı konuları ba sarıyla işleyebilir. (İsteme adresi: Mustafa Kaplan - İstiklal İlkokulu Bursa) Dertler Pazarı: öğretmen Mahmut Yağmur, Varlık, Yucel, Kaynak, Ye- ditepe ve Pazar Postası gibi dergi ve gazetelerde çıkan boyca minicik, a- ma özce kocaman yazılarını "Dertler Pazarı" adı altında bir kitapta topla- mış. 1957'de İstanbulda basılan kita- bın başında yazar şöyle diyor: "Bu kitabı, gülüp eğlenmeleri için değil ağlayıp düşünmeleri için aydınları- mıza sunuyorum". "Dertler Pazarı" gerçekten de- dertler pazarı. Makalın "Bizim Köy" de değindiği konulara, Yağmur da "Dertler Pazarı"nda değiniyor. Kö- yün acı gerçekleri, çok güzel bir dil- le, zehir damlaları gibi damlatılıyor okuyanın me Yağmur nelere do kunmamış ki.. "Dertler Pazarı" 1957'de yayım- lanmış olmasına rağmen, daha bu- gün yayımlanmış gibi taze bir kitap. Çünkü ele aldığı konularda hiçbir de işiklik yok. Köy eski köy, köylü es- -i köylü... Köy gerçeklerini okuyarak olsun öğrenmek isteyenlere özellikle salık verilir. Sergi Hakkı Torunoğlu: Sessiz sedasız ça- -ışıp, ilk sergisiyle birden dikkati ü- zerine çeken ressamlardan biri de Hakkı Torunoğlu. Yıllardır resim sancısı çeken, fakat imkansızlıklar yüzünden bir türlü kompozisyona gi- demiyen Torunoğlu, nihayet, son yıl- larda yaptığı eserlerinden 26 kadarı- nı 9 Mart 1963 Cumartesi günü, Türk Kültür Dernekleri Genel Merkezi sa- lonlarında sergiledi ve ilk günden büyük bir ilgiyle karşılandı. Yağlı- boya, suluboya, guaj ve çini mürek- keple çalışılmış 26 parça eserde çe- şitli tarzlar göze çarpmaktadır. Kla- sikle non-figüratif arasında değişen bu çalışmaların bazı örnekleri, To- runoğlunun sağlam bir yol üzerinde olduğunu göstermektedir. Mesela, "Kavgaya Gidiş", "İmece IV", "Ba- le" adlı çini mürekkepleri, bu yolun belirtileri sayılabilir. Sergi 24 Mart 963 gününe kadar açık kalacaktır. Adres: Atatürk Bulvarı, yeni Mec- lis durağı, No. 104 - Ankara) Sinema Kızların Sevgilisi: Jerry Lewis'in son zamanlarda görmeğe alıştığımız ti- pik komedilerinden biri, Lewis, fil- min başından sonuna kadar seyirci leri kahkahadan kırıp geçiriyor. Kız- lar pansiyonunda yegane erkek olan Jerry Lewis, sık sık bavuluna kapa- rak görevini terketmek istemekte ve kızların ısrarı karşısında kararından caymaktadır. Tatlı olaylar zinciri ve esprilerle süslenmiş nefis bir kudela.. "Kızların Sevgilisi"'nde Lewis, seyir- cinin karşısına yepyeni bir iddia ile çıkıyor. Güldürücü mimiklerini espri lerle süslemiş. Son derece güzel çe- kilmiş olan renkli fotoğraflar, güzel kızlar ve nefis dekorlar, filmi süslüyor Zaten Jerry Lewis adı, gişe rekoru- nun kırılması için kafidir Hoş vakit geçirmek ve bol bol gülmek isteyenlere otavsiye edilir. (Ankara) AKİS/25