TÜLİ'den Haberler Bundan bir kaç sene evvel İzmirde pek eğlenceli bir hâdise etmiş, akisleri bütün yurtta duyul- muş, resmi açıklamalar yapmak lü- zumu hasıl olmuştu. Efendim, o tarihlerde Cumhurbaş- kanı olan Celal Bayarın bir kız yeğe- ni İzmirde evlenmişti. Yalnız, dama- dın alışılmamış bir ismi vardı: Al- musVreskala! Hemen, bir propagan- da başlamıştı: R ,Bayarın yeğe- ni bir rumla evlen U tarz nl azalığa konusunda ihtisasları bulunduğundan dolayı D. P. büyükleri ve bilhassa Celal Bayar pek telaşlanmıştı. Öyle ya, bir yan- dan ümmetçilik propagandası yapı- yorlardı, bir yandan kızlarını gâvuru"na veriyorlardı. Halk naza- rında itibarları mı kalacaktı? Bu propagandayı yapan da, her halde "Alçak Halkçılar" olmalıydı.. Bunun üzerine bir resmi o açıkla- ma yayınlanmış, Almus Vreskala be- yin türkoğlutürk olduğu ilan edilmiş- ti. Hatta lengüistik bilgi de verilmiş, "Almus bey"in yaman bir akıncının ismi olduğu, Vreskalanın da bir böl- geden ibaret bulunduğu açıklanmış, böylece meraklar tatmin edilmişti. Geçen hafta, Almus Vreskala adı bir defa daha gazetelere geçti. An- cak bu sefer yanında, daha tanınmış bir başka isim de vardı: Bir sinema yıldızının ismi. Bayan Vreskala, ga- rip isimli eşini izmirde bir garson- yerde sinema yıldızımız Cavidan'Do- ra ile bastırmıştı! Sonradan öğrenil- diğine göre, böyle bir başka baskın da Çeşmede yapılmıştı. Aşıklar Adliyeye ( getirildiklerin- de, öyle pek fütur duymadılar. Ga- zeteciler resimlerini çekti, bu resimleri bastı. Cavidan Dora, bir küçük Vreskala dünyaya mek .üzere bulunduğunu, müstakbel çocuğunun babasıyla ( seviştiklerini ve evleneceklerini beyan etti. Res- mi Bayan Vreskalanın anlayışsızlı- gından şikâyet etti. Adliyede, kendi- leri serbest bırakıldılar. Şimdi, istikbale ait tatlı hayaller kurmaktadırlar. Bilinmeyen, resmi Bayan Vreskalanm bu (o hususta ne düşündüğüdür. Geçenlerde, İstanbulun sosyete ber- beri Jakta -Sahi, bu Jak efendi AKiS/26 Cavidan Dora Cennetteki elma senede kaç liralık gelir beyan eder ve kaç lira vergi öder? Eğer bu açıkla- nırsa, göklerdeki bütün kargalar kahkahadan kırılacaklardır. e Alaka- lıların dikkatine arzolunur!- pek eğ- lenceli bir hâdise cereyan etti. Sosyete hanımları sırada bekler- ken içeri uzun boylu, alımlı oesmer üzerine, nefis yeşil gözlü bir hanım girdi. Bir bekleyenlere baktı, bir sa- atine baktı, tekrar bekleyenlere bak- tı, tekrar saatine baktı. "Ah, işim ne kadar acele.." diye söylendi İki ayağının bir pabuçta olduğunu bil- dirdi. Nihayet bekleyen hanımlar, sı- ralarını Ferhunde Verdiye vermeye razı oldular. Bir süredir Parisin sa- nat muhitlerinde resim sahasındaki tabii hasletlerini geliştirmekte olan Ferhunde Verdi saçlarını yaptırdı, tam çıkarken Jak sordu: "— Affedersiniz, bu kadar acele işiniz ne?" Yeşil gözlü güzel, çok tabii bir e- Reyiz cevap verdi: — Hizmetçimle buluşacağım da..' Jak bile öfkelendi. — Ah, dedi, simdi bir dedikodu yazarı burada bulunma lıydı..” Dedikodu yazarı oradaydı! Bir süre önce gelip Ankaraya yer- leşmiş bulunan Füsun Manyas, Başkentteki işini terkederek yeni" den İstanıbula gitti. Genç ve güzel dulun kararında, eski eşinin basma gelen felaketin bir tesiri var sanılı-