RA DYO İdare Bir yılın muhasebesi 71962 yılı içinde genç yöneticiler, bel- ki de tamamen tesadüflerin eseri olarak, kendilerini Radyoda bir ala- da buluverdiler. Türkiyenin bütün gazetelerinin tirajlarından fazla tira- jı olan Ankara Radyosu “ortalama 10 milyondan fazla dinleyicisi vardır: onlara teslim edilmişti. Bu müessese iyi ve gerektiği şekilde çalışlırılırsa memlekete çok şey kazandırabilirdi. Ama ne yazık ki, radyoculuk o güne kadar heniz bir meslek hâline gel- memişti. Genç, belki biraz fazla ateşli, ama iyi niyetli bir kuşak, bu talihsiz mü- esseseye hayat vermek için kolları sıvadı. Tahsisat yoktu, Yazar p'o- düktör, yaratıcı prodüktör yoktu, Bir yönetmelik yoktu. Tesisat eskimişti. Personel, çok çalışıp az para almak” tan bıkmış, isteksiz bir hâle gelmişti. Stüdyoların, montaj makinelerinin, spikerlerin, seyyar ses alma cihazla” rının, hattâ büro memurlarının sayısı yetersizdi, Üstelik, yeni bir düzen için hemen herkes hazırlıksızdı. İlgililerin ancak ârıza yaptığı zaman ilgilendik- leri Radyo, parasız, elemansız, im- kânsız ve sahipsizdi. Bütün yıl bo- yunca genç yöneticilerin odalarında sabahlara kadar ışık yandı. Bir yan” dan yönetmelik hazırlanıyor, düzen yenileniyor, kurslar açılıyor, kabili- yetli eleman avına çıkılıyor; bir yan- linmesi isteniyor, dertler açıkça dim leyicilere de duyuruluyordu. Bütün bu “evin içini düzeltme” çalışmaları sırasında J, Gleen'in fe- zadan dönüşünü sadece 7 dakika son- ra türk dinleyicilerine duyurabilmek, hattâ bu arada J. Gleen'in sesini de verebilmek gibi beklenmedik bir ba- şarı bile gösterildi. Yöneticiler çok bil gili, çok tecrübeli değillerdi elbette. Asıl güçlüğe, Devletin o çok ağır dönen kırtasi çarkı karşısında uğru” yorlardı. Siyasi faaliyet eski sürati- ni, kesifliğini kazanınca Radyonun Anayasa ile teminat altına alınmış olan tarafsızlığını sağlamak, gerçek- lestirmek gerekti, Ancak, bunun en mükemmel şekilde başarılmasını sağ: Jayacak yardımcı, yetişmiş eleman pek azdı. Bir kelimenin siyasi çevre” lerde ne türlü ve ne ,kadar karısık tepkiler uyandıracağını müdrik rad” yocu sayısı, bir elin beş parmağı ka- dar ya vardı, ya yoktu, Haberler Ser- visi, Radyonun bünyesi için, alındı. / Ama, yine yeteri kadar eleman yok” tu. Kararname sarihti: Günde ancak üç kişiye ücret ödemek mümkündü. Talihsiz Ankara Radyosu (Günlerce süren sancılanmalardan sonra bu mesele de kısmen halle- lacaktı da... Ama, haberlerde sadece protokolü kaldırmak, Bakan uğurla” ma ve karşılama törenlerinin tafsilâ- tına veda etmek bile aksaklıklara de- ğgerdi!.. Radyonun dili osmanlıca ol- maktan kurtarıldı, türkçeleştirildi. Ankaranın uyanık Müftüsü bile her Perşembe yaptığı konuşmaların dili- ni sadeleştirmeğe itina gösterdi. Her biri kendi sahasında ün ve yer sa” hibi olan şefler, 500 ile 900 lira ara- luk, mahrumiyet, imkânsızlık içinde birgün bir büyük hata olacağı tabif idi. Oldu da... Bir ay içinde, Mecliş Saatinde iki hata yapıldı. Bir millet» vekili, Mehmet Altınsoy, geçen haf- ta içinde birgün, Mecliste gündem dışı söz alarak Radyoyu ağır bir dil le tenkid etti. O kadar ileri gitti ki, rTadyoları komünistlerin idare ettiği» ni bile söyledi, Halbuki aynı Ankaıa Radyosu komünizm aleyhin* de o güne kadar asla duyulmamış bir program yayınlıyordu. Bu, aynı 8“ maçtaki programların üçüncüsü idi. Birçok gazeteler bu konuşmanın er tesi günü, talihsiz Ankara Radyosu* na yaylım ateş açtılar, Birçoğu bu ite hamın gerçek sebebini araştırmadı. Radyo, gazetelerin birinci sayfasına çıktı. Ankara Radyosunun genç yö neticileri geçen haftayı büyük bip hayal kırıklığı ve sinirlilik içinde ge çirdiler, Bir hatanın bu kadar bil“ i Ankara Radyosunda bir Açık Oturum programı Niyet iyi ama, yetmez ki... ” sında cüz'i ücretler alarak, çeşitli a- kımlara direnerek, ezile yıprana çalı” şıyorlardı. Birinci ve ikinci ko“ alisyon Hükümetlerinin Basın — Yayın Bakanları, günlük politikadan baş alıp, Radyonun gerçek derdine teşhis koyamamışlar, dertlere deva bulamamışlardı. Bu çaresizlikler için” de kıvfanan Ankara Radyosu, üste- lik, Anadoludaki 5 il radyosuna prog“ ram yetiştirmek zorundaydı. Eleman sıkıntısma çaTe bulmak için bir Eğitim Merkezi kurmağa karar verildi, Sembolik bir anlamı ol- sun diye de ilk iş olarak “Çocuk Saa- ti'ndeki körpe elemanların yetiştiril- mesi ele alındı. Öküz altında buzağı (leçen hafta içinde, bütün radyocu- ların beklediği oldu, Bunca yok- yütülmesinin sebebini, bütün iyi nfb yetli çabaların birdenbire unutulmuş olmasını anlıyamıyorlar, hazmedemi. yorlardı. “Bizi Dinler misiniz?” adiş dinleyicilerle dertleşme programı müs tad hilâfına 24 Aralık Pazartesi gis nü 19.50'de yayınlandı, Mesele açık» ça, mikrofonda tartışıldı. Yöneticileş umumi efkârın tutmadığı, benimse mediği bir dâvanın yaşıyamıyacağinı biliyorlardı, 'Tahsisat, tesisat, teçhizat, eleman sıkıntısı, yoksulluğu içinde çırpınan Ankara Radyosu bir kere daha genç kusağın savaşına, sahne oldu, 1963'iim Radyoya neler sağlıyacağı, Radyonun kaderi, Bütçe müzakereleri sırasında politikacların tutumlarıyla anlaşıla” caktır, 1992 yılı, radyolar için, kısa” ca denilebilir ki, bir mücadele yılş oldu. AKİS/39