Ankarada İşçi Mitinginde yumruklar, Neye niyet, neye ktsmet!.. Hazırlanan tasarılara göle ayrı" ca Vergi Usul Kanununda da bazı önemli değişiklikler yapılmıştır. Bun- lardan en önemlisi Türkiyede ilk de- fa olarak uzlaşma müessesesinin va zedilmiş olmasıdır, Böylece vergi ih” tilâflarının, kaza mercilerine intika- linden önce, idare ve mükellef ara- sında halli mümkün olacaktır, Uz" laşma konusu vergi, resim ve harçla” Yının hangileri olacağı ve komisyon” ların yetki sınırı Maliye Bakanlığın- Ca tesbit edilecektir. Mitingler Bulanık suda avlananlar "Takvimler 22 Aralık 1962 yi göste riyordu. Uzunca boylu, zayıf, dalgalı saçlı genç adam bir iki sa niye duraklıyarak binlerce kişilik kalabalığa göz attıktan sonfa: “— Aramıza melek maskeleri ta karak, mevcut düzeni bozmak üzere katılan kızıl uşaklarını ve her taşın altında bir komünist göstermekle ken di maksatlarını gizleyebileceğini s4- nan faşistleri protesto etmek için top lanmış bulunuyoruz” dedi, Ancak sözlerine daha fazla de- vam edemedi, Mikrofona yakın bir gTup önc, biraz kaynaştı, sonra aTa- larından biri: “— Aranızdaki komünistleri te- mizlediniz mi?” diye bağırdı. Bu 8 rada gruptan bir diğeri daha, boğa zını yırtarcasına: “— Faşizmi değil, komünizmi tel in etmek üzere toplandık. Sözlerini geri al” diye haykırdı. Genç adam Ankara Gazeteciler Sendikası Başkanı Beyhan Cenkçiy- di ve bu sözleri artık herkesçe bili” nen ve 22 Aralık 1962 Cumartesi gü” nü Tandoğan Meydanında yapılan İşçi Mitinginde de yer alan Faşist- lerle ilgiliydi. Miting komünizmi ve demokrasiye aykırı her cereyanı tel in amacıyla tertip edilmişti. Ama meydanı dolduran binlerce işçi ara” sına serpiştirilmiş fırsatçı ogruplar havayı kendi lehlerine çevirmek için ellerinden geleni yaptılar, bir karı” şıklık yaratarak mitingi çığırından çıkarmağa uğraştılar, Bu gruplardan en azılısı mikrofonun birkaç metre ilerisinde yer almıştı. Kılıklarından isçi olmadıkları belliydi, Görevleri Faşizmle ilgili her türlü menfi ko” nuşmayı sabote etmekti, Nitekim, Cenkçinin, bu grupun haykırmaları- na kulak tıkayarak sözlerin, devam etmesi ve gerek komünist, gerek fa- şistleri “Dikta heveslileri” olarak vasıflandırması, onları büsbütün çile” den çıkardı, Mikrofonu hoparlöre bağlayan düğme, bu sırada biri ta- rafından çevrildi ve Cenkçinin sözle- Yi duyulmaz oldu. Düğmeyi çeviren adam Yeni İstanbulun fanatik bas- yazarı Gökhan begin mutemed adamı, YURTTA OLUP BİTENLER son seçimlerdeki talihsiz A, P. aday“ larından biri, Türk « İş Genel Sek” reter Yardımcısı Kaya Özdemiroğluy du. Özdemiroğlu mitingin tertibinde ve bu havasında başlıca rollerden birini oynadı. Bursa Biz döviz ararken... (Kapaktaki belde) (Gecen sene Türkiyeden, Hollandaya bir pati şeftali gitti. Şeftaliyi götüren frigorifik kamyon deponun önünde durup da kapağı açıldığında etrafı müthiş bir koku kapladı. Ha» yır, kötü bir koku değil. Nefis bir rayiha! Alâkalılar burunlarını çeke çeke kokladılar, sonra bir tanesi: “— Hayır! Bir şeftalide böyle kc“ ku olmaz, Türkler mutlaka ei koydular. Parfüm kullanmadan rayihayı elde etmek mümkün ike dir, Gelen malı tahlile sevketmeliyiz” dedi. Şeftaliler tahlil edildi. İçinde Bur- sanın güneşinden, Bursanın havasın” dan, Bursanın toprağından, Bursanın suyundan başka tek maddeye Tastlan madı, Bunlar “5/14” diye bilinen cinsten, nefis Bursa şeftalileriydi. Hollandalılar pek şaştılar. Halbuki şu anda, bütün Avrupada aranılan 1 numaralı şeftali türk şeftalisidir. Türk şeftalisi satılmadan başka hiç bir şeftali satılmamaktadır. Avfupa bu şeftalinin tonuna 175 dolar ödes mektedir, Daha fazla ödemeye de hazırdır. Geçen yıl Bursadan, topu 2000 - 2500 ton şeftali ihraç gir di. Halbuki istihsal, 50 - 60 hin ton civarındaydı. Bursa, pazar temin « dilse yılda asgari 300 bin ton şeftali istihsal etmek imkânına sahiptir. Bursa şeftalisinin hususiyeti şekeri" nin fazla, tahammülünün çok olma” sıdır, Dikilen fidan iki senede mah» sul vermektedir. Ondört senede sö külmektedir. Bursada bu imkânlar mevcutken, bu hafta Bursaya sahip olan memle- ketin başkentinde, Ankarada, devleti idare edenler ve onun ekonomisine istikamet verenler Plânlama Dâire- sinde toplantı halindeydiler ve Tür kiyenin 1 numaralı meselesinin ihra- catı teşvik olduğu yolunda karara varıyorlardı. Yatan servetle servet ihtiyacı İ» çinde kıvranan idare, Türkiyenin bü- vik tezadıdır, Tabiatın verdiği 'Rursaya İstanbuldan değil, O Anadoludan gitmek lâzımdır. Zi” ari /am