EĞİTİM veren Toker ve arkadaşları -her kong- rede bir grup mutlaka bu adı taşır- bir Seçim Beyannamesi ve Tenkit Ra- poru hazırlamışlardı. o Buna Karşılık Servet Altınay grubu da boş durma- dı. Tokerin iddiasına göre üçer lira- lık aidatları Altınay tarafından ve- rilmek suretiyle 250 kadar genç Der- neğe üye kaydedildi. Böylece Altına- yın seçim şansı garantilenmiş (o olu- yordu. Yeni girecek üyelerin durumla rnın Yönetim Kurulu tarafından tas- dik edilmesi gerekiyordu. Bu husus ihmal edildi. Usulsüz üye kaydı mese lesi, bu arada karşı grubun da kula- gına gitmişti. Selâhaddin Toker he- men bir mahkeme tespiti yaptırdı ve hu tespit işi Kongre gününe kadar gizli tutuldu. Kozlar son dakikada oynanacaktı Toplantı saat 13.30 da açıldıktan Bozer 20 dakika ara verdiğini işte bu sırada bildirdi. Fakat bu da hiç bir fayda temin etmedi. Zira artık toplantı çığrından çıkmıştı. Bunun ü- zerine birkaç üye Hükümet Komi- serine giderek, duruma müdahale et- mesini istediler. Komiser de "Bu şartlar altında Kongrenin devamına müsaade Oo edemiyeceğini" Oo bildirdi. Böylece Kongre belirsiz bir süre için tehir edilmiş oktu. Bağırışmalar, kü- fürler bir müddet de dışarıda devam ettikten sonra, üyeler birer ikişer da- ğıldılar. Derneğin idaresi de böylece Ali Bozerle Kongre Başkanlık Diva nının başına kaldı. Gerçeklerin ışığında Hb iki yılı tamamen birbirle- ini harcamak çabasıyla geçiren Yönetim Kurulunun üzerine eğilmesi Ankara Kolejinin önü Sahipsiz çocuklar sonra Faaliyet Raporu okunurken ha- i. Ufak tefek mi- ten ıskatı teklif edilince salon birden karşi. mn arttı. Toker ve Cc. Adana Milletvekili İbrahim ali birbirinin üzerlerine yürüdü- ler. Araya giren birkaç üye tarafları yatıştırmağa muvaffak oldu. o Faali- yet Raporunun tenkidine geçildi. sefer İhsan Kabadayı usulsüz kartlar ve üye kayıtları meselesini açtı. Tar- tışmalar yeniden başladı. Hava büs- bütün gerginleşmişti. Artık kimse kimseyi dinlemiyor, bağırıp çağırı- yor, gruplar birbirine giriyor ve hat- tâ işi yumruklaşmaya kadar o götü- renler oluyordu. Nihayet Başkan Ali AKİS/18 gereken çok önemli meseleler vardır. Türk Eğitim Derneği bugün tam bir keşmekeş içindedir. Gelir kaynakla- rının pek mahdut olması Derneğin ga- yelerini tahakkuk ettirmesini imkân- sız kılmaktadır. Yılda 120 lirayı geç- meyen üye aidatları, devlet yardımla- rı -50 bin lira-, bağışlarla, arada ter- tip edilen balo ve piyango gibi oOor- ganizasyonların bıraktığı hasılat (o Ö- nemli yekün tutmamakta ve Derne- gin giderlerini karşılıyamamaktadır. Nitekim Derneğin 1962 - 1963 yılı Ge- nel Merkez bütçesinde yıllık 440 bin liralık gelire karşı, 2 milyon 226 bin 273 lira gider gösterilmektedir. Der- neğin içinde bulunduğu mali krizin bir diğer yönü de 2 milyon 500 bin lirayı bulan banka borçlarıdır ve mevcut gelir ve giderler göz önünde tutulursa bu borcun ödenmesinin im- kânsız olduğu kolayca görülmekte- dir. Öte yandan Mümtaz Tarhan ve Medeni Berk zamanında bol keseden temin edilmeğe alışılmış olan beşer yüz bin liralık devlet yardımlarının arkası kesilmiştir. Artık Derneğin kendi yağıyla kavrulması gerekmek- tedir Derneğin en büyük müessesesi olan Ankara Kolejinin durumu oda Derneğin kendisinin durumunundan daha parlak değildir. Bütün Kolejin doğru dürüst teknik imkân ve mal- zemeye sahip tek laboratuarı yok- tur. Öğretmen - bilhassa fen dersle- ri için- problemi bir türlü halledile- memiştir. Yüksek ücretlerle dışarı- dan getirtilen öğretmenler bilgi ba- kımından kifayetsizdirler. Yerli o öğ- retmenler ise ingilizcelerinin (o zayı olması sebebiyle, öğrenciler içki fay- dalı olamamaktadırlar, Halledilmesi gereken bütün bu problemler yıllar boyu bir kenara i- tilmiş, şahsi çekişmeler Derneğin ciddi meselelerine tercih edilmiştir. Artık Türk Eğitim Derneğine bir çe- ki düzen vermenin şırası ogelmiştir. Bunun için de akla başlıca iki ihti- mal gelmektedir: Ya Derneği Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve (o Ro- bert Kolejde olduğu gibi bir Müte- tim Bakanlığına bağlamak! Dernek üyeleri içinde her iki hal çâresini de benimseyenler vardır. Bu yüzden de şimdi herkes, merakla Kongrenin ikinci seansını beklemektedir. Herkesin üzerinde ittifak o ettiği nokta beşbin öğrencinin kaderinin bu çeşit kimseler elinde ve o böyle bayağı kavgaların ortasında bıra- kılamayacağıdır. Bu yüzden, Doçent Ali Bozerin hukuk sahasındaki (o a- ramaları ne netice verirse versin bir eğitim meselesi olarak bu duruma resmi makamların derhal el koyması kaçınılmaz zaruret halindedir. HERKES OKUYOR AKİS - 633