Doğu - Batı Ike'm fetibhleri G eride bınktığımız Cuma günü sa- 512 HBOürgel Htiava mey- dımnuan kaıxa.n sahane Boueing TUT, AM Cumhurbaşkanı — Elsenho- wer'i İskoçya'ya göturdü. Ike orada Ameorikaya dönmeden gün istirah: Paris yolculuklannm yorgunluğunu ıkaracaktır. Güneşten yanmış bronz Bif çehreye ve teshir edici bir gülüşe salıip olan Eisenhower, İskocya'da, fahri hemşehrisi bulunduğu Londra şehri halkının İkinci Dünya Harbinin muzafler kumandanı General Eisen- hower'e hediye ettiği Culzeau şato- sunda kalacaktır. Şatonun bir golf sahası olduğuna göre, Ike İngiltere- deki evinde sıkılmıyacaktır. Bu fırsat- tan faydalanarak, Ike'ın imtiyazlı dou- tu Macmillan ile Paris görüşmeleri- bılânçosunu yapacağı ve Krut- çef'lo &örüşmelerde Batının tutumu- nu tekrar gozden Beçirecekleri bek- lenmekte, Ame rikı Cumhurbaşkanının Av- rupa: ziyaretİ nruazzam bir zafer ol- muştur. Alman halkı, 1945'de işgal kuvvetlerim'n başında memleketlerine giren başkumandarnı görülmemiş bir Bamiımiyetle bağırlarına bastılar. Mamafih en muazzam karşılaşma, 1 milyon kişinin katıldığı Londrada ce- Teyan etti. Disiplinli Londralılar “Ike Amca"”yı protokolü altüst etme paha- Bınâ alkışladılar, İke'ın Londra konuşmaları Başba- anın Cheguers'teki yazlık evinde ya- pıldı. Birbirlerine “Ike” ve “Mac” diye hitap eden iki eski silâh arkadaşının konuşmaları, AKİS'in geçen hafta bil- dirdiğ! gibi son derece dostane ve an- layışlı bir hava içinde geçti. Konuş- malar gizliydi. Ama İngıliz ve Ameri- an basın sözcüleri evvelce Ribben- 1200 gazeteciyi tatmin için ellerinden geleni vevtılar. Bâzı yerlerde affedil- en, İke'ın hususi hayatını bol bol açıkladılar. Helikopterler vasıta- aryla Cheguers ile Carlton House Ter- race arasında irtibatı muhafaza eden Bözdüler, ekseriva şu tarz suallere Mmuhatap oldular: “Ike nasıl bir yatak- mış Mıydı ? İke yağsız yemek yiyiyor, Mıc de vağsız yemek zarunda mı?” çcüler bu sualleri, büyük bir titiz- llkle cevaplandırdılar. Bazan mehil runda kaldılar. Meselâ müıtıt.l şeklinde bir cadıra benziyen asxıl!zade yatağında Ike'ın evvelce ya- tıp yatmadığını öğrenmek icin, bizzat e'ın malümatına miülracaat etmek gerekti. Tke, Londrada bir asılzade ya- tağında vatacaktı. Fakat daha evvel- ce de bir asılzade vatağında gecelemiş &. e'ın yağsız yemek rejimine 18 Si ; uymak zorunda değildi. Sözcüler, ayrı- ca Ike ve Macın ne yed ğini, ne iç- ini gazetecilere muntazaman ken- dil.klerinden bildirdiler. Bu suretie, meselâ Ike'ın karışık iskaradan son- ac'ın bahçesinden î—*ııı.ıum., p. 1 bü- hurbaşkanının sağlık durumunu en teferruatlı şekilde anlattı. zli konuşmaların yanısıra, mü- tat yemekler, kabuller büyük bir za- man aldı. Başbakanlıktaki resmi Üğ- le vcmngı Amerikan Bilyük Iliçili- ğindeki “th& de, damca”, Lord Mont- gömery'ın de katıldığı ecski silüh ar- kadaşlarına verilen yemek bunlar a- razındaydı, Başbakanlıktaki rezini yemeğ:n, Batılılar için hic bir husu- EFisenhower AVMüst ola» siyet teşki! etmiyen en büyük hususi- vyeti Muhalefetin de davet edilimesiy- di. Başta eski Başbakan Lord Atlee ol- mak üzere, Muhalefet temfilcileri ye- mekte hazırdılar, Ayrıca Amerkan Dışişleri Bakanı Herter, Muhalefet liderleri ile -ki Moskovaya hareket etmek Üzereydiler- uzun uzun göriülş- tü. Bu çok normal hâdisenin üzerinde tabil ki kimse durmadı. Ciddt meseleler hakkında halk ef- kârına daha fazla bilgi vermek icin Ike ve Mac, televizyonda bir knnuı- ma yaptılar. Televizyonun ekra: Downing Street No, 10'daki Başha— kanlık binasının pem ltin ren- ginin. siisled ği bî)vük salontinu gös- terivordu. 6 Mac. s&mokinleri i- çinde yanya.nn oturuyorludı. On mil- DÜNYADA OLUP BİTENLER in - televizyonları muğmla Lallı bir sohbet inde çÜ. 1K televizyon sanuatkârı Dİ am Harold, luzzmdî hıtap elliler larnıd*ılw Mac feransı .| verece vundular. rikaya dâvet.nden s şanın pe Ik 5 diğer e sözlerini — tekrarlıyordu. Yoksa İke ve Müc arasında hemen hemen tamm bir GÖT İ vardı Ike tele- &, nnın dün- mvı san: yfvin m ahıu.ecek bir seviye Londrada protokol!. eriştiği bir devrede, sulhün bir zaru- ret ve mec hımxot olduğunu, “Cenabı hal:kın iği bDeyinlerin” sulhün te- mini yohmua seferber edilmesi gerek- tiğini anlattı. Dilnvanın aslında Do- Bu-Batı şeklinde değil de, zenginler ve fakirler arasında bölündüğünü, yardım edilmezse fâkirlerin “infilâk” edeceğini anlattı. “Bütün insanların malı ölen ve malı olması lâzım gelen hürriyet” üÜzerinde durdu. 41 dile tercüme edilen televizyon konusması büyük bir muvaffakiyetti. Bilhassa ilk defa 1952'de Churehill tarafından ortava atılan Zirve feransı fikrinin en hararetli taraftarı olan İngitterede İke'ın sözleri büyük bir tasvıpla karşılandı. 4KİS, 8 EYLÜL 1959