B A S Tekzipler Havanda su dövmek azete okumak itiyadında olan va- Gt ndaşlar, eğer sinirleri kaf'ı de- recede sagl değilse, adı sanı du- yulmamış futbol hakemleri veya her seferinde sahneden ıslıklarla uğur- lanan kabiliyetsiz aktörler dan kaleme alınmış bir takım yazı- lara tahammüle kendilerini şimdiden hazırlarlarsa pek iyi ederler. Zira meşhur cevap ve tekzip hakkı o ka- adar suiistimal edilmekte ve savcılar tatbikle mükellef bulundukları Basın Kanununun bu husustaki maddesini o şekilde "anlamak" tadırlar ki tat- bikatta karşılaşılacak en gülünç bir vaziyet artık beklenmiyon bir- şey olamıyacaktır. Savcılar, cevap ve tekzip hakkına müteallik — öyle misaller yaratmışlardır ki gazete o- kuyucuları tunlarda bir futbol ha- keminin spo ya arına, bir aktörün tıyatro münekkidine cevap yetiştir- koymak lâzımdır. hakkini' kullananlar hımmetıyle— ele "fe ter olsun, ister olmasın içlerinde ne varsa boşaltmaktadırlar. Hadi on- lar varsın boşaltsınlar; fakat bu ya- zılan tetkik ve hakikatlara uygun- luk derecesini tespit etmekle vazife- li savcılar, bu yazıları gazetelerde kanun zoruyla, hem de v dar neşrettırmekte hiç bır mahzur görmemektedirler Tatbikattaki mısallere bakılırsa, kendısı hakkı da lı rifetiyle neşrettirmeğe her hangi bir kalecını ha vardır. Hattâ bu kaleci gönderdiği tekzipte ne ikindi lden ne de futbolden olde bahsı tmese ve tutup kendisinin ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu yaz- sa, karşılaştığı cazip transfer tek— lıflennı nakletse, o yazıy: - damın futbolden anlamadıgını 1ddıa etse, gazetenin sahibi, yazı D N müdürü veya başmuharriri hakkıma hakaretler sıralasa, gazete bu yazı- yı neşre mecbur tutulmaktadır. Neş- retmedi mi, hazırdır AKİS okuyucuları tekzip meka- nizmasının savcılarca nasıl işletildi- ğim muhtelif vesilelerle -hele Muam- mer Aksoyun tekzipleri ile- bizzat müşahede etmiş olmalıdırlar. Savcı- ları ikaz mevkiinde olan ilgililerin, aynı müşahedeye henüz vasıl olma- maları ise, sadece hüzün verici bir noktadır. Savcıların tekzip mevzuun- daki anlayışları, artık sadece yazı iş- leri müdürlerine münhasır bir ıstı- rap olmaktan çıkmıştır. Nitekim ge- çen haftanın ortasında, 14 Ocak per- şembe günü, Yenisabah "Tekzip mü- essesesi acınacak hale geldi" — diye başlık atarak feryat etmek zorunda kalmıştır. Yenisabahin tahammülünü taşıran damlalardan biri şudur: Sirkecideki hapis ve para cezaları feci infilâkta yara- lananlara bâzı hastahaneler kapıla- rını kapamışlar, bir hastahane de yaralılardan yatak parası istemiş— tir. Yenisabah, sırf gazetecilik vazi- fesini ifa için durumu aksettırmış ve alakalıların dıkkat ini çekmişti. de zikretmemek ihti yatkarlıgı— nı gostererek Ama gene de yaka- sını tekzip müessesesinin elinden kurtaramamış ve savcının — zoruyla şu tekzibi neşre mecbur kalmaştır: "Yüz kızartacak bir hâdise. Esaslı soruşturma yapmadan yazı yazma doğru değildir. Hususi hastahaneler itham edilmiştir. Bunlardan parasız, menfaatsız, kapılarını ve kalbini a- çarak yaralılara yardım edenler de vardır. Hastahanemize gelen yaralı- lara lüzumlu mudaheleler yapılmış, ağır olanlar yatırılmıştır. na göre neşrini rica ederız Sultan- ahmet, Sağlık Yurdu Yenisabah gazetesi haklı olarak "Biz savcılıktan gelen her tekzibi koymağa mecburuz ama, savcı, her gelen metni bize göndermeğe mecbur değildir. Onun vazifesi sözü geçen gazetede tekzip sahibin mutazar- Tır eden bir haberin çıkıp çıkmadı- 20 ğını araştırmaktır. Varsa, tekzibin kanunun müsaadesi hudutlarını te- cavüz edip etmediğim tâyin etmek- tir. Vazifesi, hakkın — suiistimaline, haksızlıklara, şahıs ve müessesele- rin kendi kendilerim reklâm» tema- yüllerine ve bu fırsattan faydalâna-. rak gazeteleri tahkir etme niyetle- rine mâm olmaktır" diye feryat et- mektedir. yni mevzuda Cumhuriyetin ba- şına gelen hâdise, işin nerelere 'ka- dar vardığını, savcıların tekzip hak- kım ne şekilde anladıklarını bütün açıklığı ile ortaya koymuştur. Cum- huriyet 15 Ocak tarihli nüshasında "savcılık kanalıyla alınmış" bir tek- zibi neşre mecbur kalmıştır. Tekzip piyes yazarı Turgut ÖOzakman tara- fından kaleme alınmıştır ve tiyatro münekkidi Lütfi Ayın bir yazısına cevap teşkil etmektedir. — Tekzibi baştan sona.sabırla okuyanlar bir mühim noktayı —tekzıp hakkının na- sıl suııstımal yacaklardır. yazının masum rettiren savcıya en ufak bir müdafaa duvarı mamaktadır. Turgut Özakman, sır- tım savcıya dayadıktan sonra Cum- huriyette eserinin Ingıhzceye çev- rildiğini haber vererek şah rek- lamını yapmakta, pıyesının sahneye "size tavsiyem, mesleğinizi şah- si politikanıza âlet etmeyin. İlk fir- satta iyi niyetin, dikkatin, bilginin ve samimiyetin kanatları altına sı- ğının, bir daha da başınızı oradan çıkarmayın" diye edebi — nasihatlar vermektedir! İş bununla da kalmamakta, va- tandaşların neşır yoluyla' hakarete kalmas hal de harekete gmkle vafl şu ibarele- ri Cumhuriyet gazetesınde Zorla neş- rettırmekte bir mahzu örmemek- tedi eslegımızın kaıdelerını ha- sıl pervasızca iZi gorec eksiniz" baştansavmacısınız", "Edebi yet toplantılarında uyuduğunuzu iyi bilirim", "Pek kısa, pek sade bir Türkçe metni bile anlamakta âciz gosterıyorsunuz Üç saatlik bir pi- esi anlamamanıza — şaşmamak", "Maksadınız suyu bulandırmak, son- ra da bulanık suda balık aylamak. Neticede kim küçük düşüyor, - kında mısınız?". "Ah keşki, bilgini- zin seviyesinde kalsanız, belki 'ara- da kaynar gidersiniz"-ilh... Şimdi lütfen biraz insaf edilsin Bıraz insaf edilsin ve Savcılara Kanununun ke dlerıne verdıgı selahıyetlerın uçsuz bucaksız olma- dığı, ilgililer tarafından — anlatılsın. Aksi halde cevap ve tekzip hakkı— nın istimalinin havanda su — dövmi gibi beyhude ve gülünç bir hale gel— mesine katlanılsın. AKİS, 24 OCAK 1959