Zorlu Averof Bir ipte iki cambaz lük çekmemiştir ama, aynı me ile ilgili olarak Buyuk Millet Mec— lisinde sorulacak olan soruları ce- vaplandırmak pek kolay olmayacak- tır. Bilhassa kapitülasyonlu istim- lâk andlaşmasından sonra bu gibi mevzularda hayli hassas olmağa başlayan — milletvekilleri, güdümlü mermiler ve uzun menzilli tahrip sılahları bakımından nihat karar yetkisinin hangi devlete ait olduğu- nu bilmek isteyeceklerdir. Sovyet Rusya tarafından yolla- nan aynı mealdekı protesto notala- rına İran ve istanın verdikleri cevaplardan anlaşıldıgına göre, ye- ni askeri andlaşmalar, 28 Temmuz 1958 tarihinde, yani Irak ihtilâlin- den sonra yapılan Londra toplantısı kararlarına uygun olarak hazırlan- maktadır. Bağdat Paktına katılmayı redde- den Amerika, İran, Pakistan ve Tür- kiye ile teker teker imzalıyacağı 1k1 taraflı anlaşmalar sayesinde, Bağda Paktının birara maneviyatı. kırıtan üyelerine gerekli kuvvet — şurubunu getirmiş olacaktır. Ancak anlaşma- ların hakiki gaye sinin sadece Bağ- dat Paktının takviyesinden — ibaret bulundugum pek az kımse inan- tadır. Amerikanın gayesinin, bu memleketlerde asıl füze — üslerinin tesisi olduğu -Türkiye üslerin tesi- sini evvelce kabul etmıştır— söylen- fkârına k ettirmesi güç olan Pakistan ve İran, Amerikanın talebini, — mukabilinde buykbırdışyd Vaadi alma dan herhalde yerine getirmeyecekler- AKİS, 24 OCAK 1959 dir. Müzakerelerin hayli — uzaması muhtemelen bu yüzdendir. Anlaşma- ların Karaside imzalanması beklen- mektedir. Kıbrıs Paris randevusu eçen haftanın son günü Pariste Gbuluşan Türk ve Yunan Dışişle- ri Bakanları, derhal meslektaşların- dan ayrıldılar ve- iki sevdalı — gibi meçhul bir mahalde dılar- İki Dışişleri meğinde de beraberdiler. Buluşmala- ra bu haftanın başında da devam e- dildi. Son iki ay içinde altıncı defa karşı karşıya gelen iki diplomat Pa- rise, resmen Avrupa iktisadi İşbirli- ği Teşkilâtının bakanlar toplantısın- da hazır bulunmak üzere gelmişler- i. Ama asıl maksatları Kıbrıs me- selesinde iki memleket arasında mev- cut son ihtilaflı noktaların müzake- siydi Bakanlığının en gözde elemanlarından Zeki Kune- ralpi de beraberinde getirmişti. Ku- neralp, Kıbrıs meselesinde Zorlunun bir numaralı müşaviri halıne gelmiş- ti. Son aylarda gerek Ave ofla, ge- rekse Pesmezoglu ile yapılan görüş- melerde genç hariciyeci daima hazır bulunmuştu. Pariste Zorlunun savu- nacağı tezi de, bizzat Kuneralp ha- zırlamıştı. Son Yunan tekliflerinin mahzurlu taraflarını hiç bir ihtima- li unutmadan İncelemiş. Bakanlığın hukuk müşavirlerinden — Suat Bilge -ayni zamanda Siyasal Bilgiler Fa- kültesinde doçenttir- ile birlikte me- Zorlu, Dışişleri YURTTA OLUP BİTENLER selenin hukuki taraflarını geçirmişti. Paris müzakereleri — iyimser bir hava içinde cereyan etti. Gerek A- verof, gerek — Zorlu — birbirlerinden tebessümlerini esırgemedıler Bilhas- sa Yunan çevrileri müzakerelerin akıbeti hakkında son derece, ıyım— ser davranmaktadırlar Turkıye 'mu- tedil derecede — iyimser"dir. Enosis, ve taksim kelımelerı unutulmuştur Başlıca ihtilaf mevzuunu — Kıbrısta bir Türk üssünün tesisi teşkil etmek- tedir. Yunanlılar Türk askerinin A- daya' ayak basmasına yana mamak- tadırlar. Maamafi TO çevresin- de bir üs fikri kuwet kazanmakta- dır. gözden İdare Demokrasi dediğin... eçen haftanın sonunda muhitin- de ye arkadaşları arasında ço sevilen ve takdir edilen bir idare a- damı daha vazifesinden istifa etti, Daha geçenlerde B. M, M. Bütçe Ko- misyonunda İçişleri Butçesı müza- kere edilirken bizzat İçişleri Bakam Namık Gedik tarafından örnek diye gosterılen Eskişehir Emniyet Müdü- rü Şevket Asbuzoglunun hikâyesini bilmeyen kalmadı. İçişleri Komisyo- nunda Muhalefet — milletvekillerinin suallerini cevaplandırırken — asayişi iye gösterilen Eskişe- hir Emniyet Müdürü, Bakan Ko- misyondan çıktıktan makama davet edildi ve bir başka yere nakledildiği bildirildi. ayet bu nakil keyfiyetinin teb— liğinden önce, Eskişehirli D. P; | lerden ibaret bir heyet Bekam zıya— ret edip Asbuzoğlunu şikâyet etme- mış olsa nakil keyfiyeti nihayet ida- ri bir tasarruftur, belki daha önce- den kararlaştırılmıştır denebilirdi. Ama hâdise tam tersine bir şekildi cereyan etti. Şayet Eskişehirli Der mokratların niçin şikâyetçi oldukla- rı bilinmese gene mesele yoktu. A- ma Eskişehirli ıdare adamının suçu son derece büyüktü: Asbuzoğlu İnö- nünün Eskışehıre gelişi sırasında en ufak bir asayişsizliğin yaratılması- na meydan vermemle, bütün ışlerı son derece medeni ölçüler içinde gör- müştü! Eh, D. P. lilere göre bundan büyük de suç olmazdı! İşte gecen haftanın sonunda nakil emri karşı- sında, bu naklin partizanca bir zih- nıyetle yapıldığına kanaat — getirdi- ğini söyleyen memlekette partizan usuller kalkın ca tekrar vazifesine dönmek arzu- sunda olduğunu açıklıyordu. Bilfiil partıcılık yaptığı vesikalarla — sabit zmit Valisi Ekmel Çetinelin vazife- si başında durduğu halde, bütün suçu tarafsız olmak olan Asbuzoğ— lunun istifa —zorunda bırakılması gerçekten ıbretle seyredilecek bir zihniyetin işaretidir.