24 Ocak 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

24 Ocak 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Emin Paksüt İle Orhan Öztrakı a- day gösterdi. Adaylar -Orhan Öz- trak hariç- hep ıslahatçılardandı. -Eski Parti Meclisinin "onbirler"i ev- velden anlaşmış gibi - anlaşmamış da değillerdi ya- ortaya on kişilik bir liste çıkardılar. Gülek şaşırdı. Bu on kişiden sa- dece Orhan —Öztrak işine gelirdi. Gözleriyle yeşil çuhalı masanın ge- nde kalan köşelerini araştırdı. Hey- hat! Aradıkları eski Parti Meclisin- deki gibi bol değildi. İlk ikisini ça- buk çabuk, gerisini dura a- daylık için birkaç isim söyledi: Mehmet Ha- Halil "Kâmil Kırıkoğlu, zer, Şevket Raşit Hatiboğlu, Sezai Erkut, Muammer Aksoy, ridun Ergin. Kırıkoğlu ile Hazer malümdu. Ama gerisinin Güleke "sadık" zevat- tan olduğu pek — şüpheliydi. Zaruret m”giup Genel Sekreteri -belki ken- disine — ötekilerden — derece ıtıbarıyle daha az muhaliftirler, -yani ehveni serdirler- mulahazasıyla hiç geçine- mediği bir Hatiboğlunu, bir Halil Se- zai Erkutu dahi aday göstermeğe zorlamıştı. Adaylığı sadece güleko- filer, Kırıkoğlu ile Hazer kabul etti. Gizli oyla seçim yapıldı ve gö- rüldü ki Gülekin adayları. Parti Meclisindeki Gülekofil sayısı, kadar bile taraftar toplıyamamışlardı, şı tarafın 27 reyine mukabil, ancak 6 rey alabilmişlerdi. tulu böylece -9 u Gülek'e sempatik gelmiyen zevattan- andan itibaren Güleki, ertesi gün saat 16.30 a kadar süren bir düşün- dedir. aldı. Genel Sekreter — Yar- dımcısı olarak kimi seçecekti? Hay- di biri, -Gülekofil olmakla beraber iki. tarafın da sempatisini toplayan han Öztürk -muhaliflerinin insa- elinde —kalmıştı. Ya öteki? birbirinden beterdi. Sırrı A- talay, Turgut Güle, Ferit Melen., Ööf, öf! Temaslarına, bu durumda başlı- yan Gülek, önce tanımladıklarını Hürriyetçilerden Emin Paksü de- nedi. O hayır deyince -hiç olmazsa Adanalıları memnun etmek gibi, baş- ka bir netice sağlamak için- Kemal Satıra teklif yaptı. Adanalılar, çok sevdikleri Satırın karşısına. Rıza Te- keli, Kemal Sarıibrahimoğiu gıbı hiç tutmadıkları diğer Adana killerini Aday — çıkardı diye, bayağı gücenmişlerdi. Satırı tutmak, hiç olmazsa bu kırgınlığı giderecek- ti: Kemal Satır ise ezeli muarızının hesabını pek iyi anlamıştı. Teklifi fince kabul etmek istemedi. Fakat kader birliği yaptığı arkadaşlarının ısrarı üzerine evet deme zorunda kaldı. İşte böylece, geçen haftanın so- nundaki Cumartesi günü saat 16.30 da, C. H. P. nin yeni Genel Sekreter, Yardımcıları tesbit edildi. Gülek, o saatte toplanan Merkez İdare Kuru- tana kararını bildirdi. Fakat bu de- 10 fa ortaya yeni bir mesele çıkıyordu..- Genel Sekreter Yardımcılarından bi- ri İdari işleri, öteki propaganda işle- rini yürütecekti. İdari işler, partinin topyekün idaresi demekti. Merkez İdare Kurulundaki dokuzlar, bu mev- kii Orhan Öztraka, yani Güleke bı- rakmak istemiyorlardı. Partinin ida- resinde yeni bir sistemin, daha doğ- rusu bir sistemin, -eskiden sistemi diye bir şey yoktu ki- hâkim olması, Gülekin Kurultayda alay mevzuu yaptığı kafa mesaisinin ayak mesa- isiyle aynı hizaya getirilmesi dı. Başlı başına ayak mesaisinin bir işe yaramadığı, parti merkezinin pe- rişan halinden belli idi. Bir kere Merkezde yazıya cevap vermek gibi bir âdet teessüs etmemişti. Gelen ya- zıya bir tek şartla -Gülekin şahsına Kasım Gülek Adanalı centilmen! hitabetmesi —şartıyla- cevap verili- yordu. Bunu, İstanbul teşkilatında- ki açıkgöz gençler denemişlerdi de. Genel Merkeze aynı tarihte iki yazı yazmışlardı. Biri Kasım Gülekin şah- tebriki, Ööteki teşkilât ilgili bir alümat talebi. Tebrike be ünde cevap gelmişti. Teşkilâtla ilgili olan ise bir senedir hâlâ cevap bekliyordu: E, tabii nel Merkez memurlârı, maktan Öteki işlere yorlardı ki. Genel Merkezden teş- -nasılsa- — çıkan birkaç yazı ise ayrı bir âlemdi. Bunun bir misalini Kurultayda, bir delege ver- mişti. Söylediğine göre, geçim gece- si Merkeze "Seçimleri kazandık di- ye bir telgraf çeken Hatay teşkilâtı- Okuyucu mektupları Aksoyun zihi on sayınızda İlhami Soysal im- S zasile yayınlanan yazıyı, hayret ve teessüfle Okudum. Gereken mu- kabelede bulunarak, halk efkârını niçin cevap mem vyZaruri Gerek kırı olan tek iddia yoktur. "hakikatten hiç bir şahsımı vermıyecegımı belirt- hedef tutan hü- zaman ayrıl- mamak" daima sadık kaldığım ha- yat düsturumdur. ilk cevabımdaki -muayyen şahsı ilgilendiren- iddialarımın — ispatını benden ancak o şahıs istiyebilir Cevabımın üstünden iki yakın çıkacak nüshada yayınlanmak üze- "bir tekzibin hi- n ziyade kıral taraftar- re size bıraktığı kâyesi" adlı dahi bulunurdu. O halde, Söysal'ın, hiçbir yetkisi zın, kıraldan lığı yaparak başkasını 11gılendıren bir husu: nen benden talep etmesi, ne de hukuk kaldelerile. asla bağ- daşamıyan pek garip bir hareket tarzı teşkil etmektedir, Ve "başka- sı hesabına meydan okumalar" şüp- kale alınamaz! İlgili şahıs son cevabımdaki her- hangi bir iddiayı dahi ispat etme- hesiz ki mi isteseydi, -pek eğlenceli idi, pek keyifle okudum demek için gereken fırsat ve zamanı bulduğuna göre-, bu yoldaki taleplerini de İlhami Soysal'a bildirebilirdi. Derginizin başladığı ve devam et- itirdiği bu polemikte taya çıkan bir unsuru (yani bir şahsın hapse girmesini) mar etmenize de meyda sonradan or- ilgili istis- n verme- mek için, o şahsın fikirlerini rahat- ça yayınlayabıldıgının herkesçe ka- lemek" edecek o- zarureti de mevcuttur. Muajt AKİS, ammer Aksoy 24 OCAK 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: