Futbol Başlangıç, ve galibiyet eçen hafta içinde Türk — milli futbol takımı Hollanda ile oy- namak üzere Yeşilköyden hareket e- derken, maç için fikrini soran ba- sın mensuplarına Futbol Federasyo— nu Reısı Orhan Şerek Apak "Nikbi- nim" diyordu. Ancak aynı anda ne basın ne de futbolla alâkalı çevre- ler reisle ayni fikirdeydiler. Milli ekibin çalışmaları yetersiz bulunmuş, seçimindeki tutum tenkid — edilmiş, bu arada bir evvelki federasyonun başarısız tek seçicisi de mensup ol- duğu gazetede gerek Federasyonun ve gerekse milli takımın bugun durumunu pek şiddetli bir lisanla "in- celemişti". Fakat iş bu kadarla bit- miyordu. Arkadan, daha başka mâ- nada bir tenkit penceresi de açıl- mıştı. Futbolla ilgililer Hollanda fut- bol ekibini bugünkü durumda Üüs- tün kabul etmişler, Amsterdam ga- zeteleri maç şartlarım inceledikten sonra Hollandayı favori göstermiş- ler, AKİS'in bir evvelki — sayısının spor yazısı da "Hollanda daha iyi hazırlanmıştır. Kazanacaktır" cüm- lesiyle bitmişti. Bütün — bunlardan sonra Futbol Federasyonu Reısı A- pakın hareketinden önce "Ümitli- yim. Gerçi ekibimiz istediğim kadar hazırlanmadı. Genç milli takım maç- larının uzun süren programı arkadaş- larımı ve beni A kadromuzdan hay- li uzakta bıraktı. Ancak Hollandaya karşı alacağımız netice, azami dik- kat ve gayretimizin mahsulü — ola- caktır. Bu maçta eksiklerimizi gö- receğiz ve ilerde bunları tamamla- yarak çok daha kıymetli neticeler alacağız" e u- dedıgı zaman basın V â ci reislik devresi içindeki maçtı ve Apakın dikkâti — üzerinde toplayan ilk icraatıydı. Reisin — ilk çalışma devresinden kalan kuvvet- li referansı vardı. İşte gerek basın susarak ve gerekse umumi efkâr bekleyerek reisin ilk imtihanını me- rakla takip etmek yolunu seçmişler, hayli zaman sonunda “şanssız" bir hüvi- yete bürünen Türk takımının alaca- ğı neticeyi beklemeğe başlamışlar- dı. ilk milli Türk ekibinin kötü şansı, ekip için son derece mühim Basri ve Lefter gi- bi — oyuncuların — arızalanmalarıyla başlamış, antrenör meselesinde de- vam etmiştir. Fakat bütün bunlara ragmen Federasyon reisinin "Nikbi- nim" diyerek yola çıkması - gözden kaçmayacak kadar önemliydi. — Bu durum Apak ilk reislik devresin- de "olanları" yakından bilen herke- si düşündürüyor, akla önce, 1-0 ka- zanılan İspanya milli maçı geliyor- u. Daha sonra sırada Ankarada- ki Beste - Ankara müsabakası da enteresan hazırlıklarla gecen. s P O R Vardı. İnanılıyorduki Hollanda-Tür- kıye milli maçı bir taktik harbi ola- ve bu harp içinde, gittikçe iyi futbol oynayan sert ve sağlam Hol- la da ekibi, kendi sahası — Amster- m'da Tur_k milli ekibi ile mücadele edecektir. İşte bu hayli zor şartlar- da bir milli maç hazırlayan Orhan Şeref Apakın da imtihanıydı. Hâdi- seler zincir sırasında gelişmiştir. Apakın milli ekibi seçmekle vazi- felendirdiği teknik komite kadroyu kurmuş ve reise teslim etmişti. Ant- renör Remondini gerek işlerden ge- rekse ekibin teknik vücudundan hay- li uzaktaydı. Artık Apak, hem —de "nikbinim" diyen Apak, onbir fut- bolcusu ile Hollanda karşısındaydı. Reis, plânlarını kuracak askerleri bu Eşfak Aykaç Eli şakağında plânları sahada tatbik edeceklerdı Çok önceden hazırlanan bu plân ba- sit fakat tesirliydi. Türk Mıllı ekibi bir defans tabyası ile, oynayacak fakat bunun yanı sıra hucu gücü- i de azaltmamağa çalışacaktı. İlk ısabetlı tatktik görüşü Kadrinin sağ- iç yerine alınmasıyla başlamış, bır oral mücadelesini kazanan Lefte rYızasına rağmen hırsla oynayaca gını bildirmiş, Apakın askerlerı mü- cadeleye hazır olmuşlar Radyoların Türkiyeye getirdiği haberler heyecanlı ve ümit vericiydi. Ekip ilk yarıda bir penaltı golü 11 geri kalmış, fakat hemen rakibi kalayarak Metinin bir çift sayısıyla taktik harbini lehine çevirmişti. Doğ- rusu aranırsa galibiyete inanma- yanlar çoktu. Ancak — Hollandalılar ve İngiliz hakem ilk inananlardan ve Türkiyenin başarısını ilk alkışla- yanlardandı. Rakip antrenör "fev- kalâde bır taktik" den bahsedıyor se- yirciler "centilmen ve — görülmemiş mücadele hırslı Türkleri" — anlatı- yor, —İngiliz hakem, "hak edenin" kazandığını — söylüyorlardı. — Orhan Şerefin taktiği ve bu taktiği savu- nan askerleri başarıyı kazanmışlar- dı. Futbol tarıhındekı taktik galibi- yetler pek çoktur. Ancak — defansif tabyalarla kazanılan maçlar az, hem de diğerlerinden hayli güçtür. Son yılların en büyük defans taktiği- ni İtalyanlar Budapeştede Macaris- tana karşı kurmuşlar, isabetle seç- tikleri şekilde oyunu son çeyreğe adar golsüz getirebilmişler fakat maçı 2-0 kaybetmekten kurtulama- mışlardır. Çizmecilerin fikri, bugün karşı karşıya kaldığımız duruma uymaz. Onlar, taktiklerini bir müca- dele veya hırsa değil, dikkatle se- çilmiş teknik bir müdafaa gücüne bina etmişler. Ancak yanıldıkları nokta Macarların hırsıdır. Halkın teşvikiyle son çeyrekte bütün gü- cüyle saldıran Macar ekibi maçı ka- zanmış enerji ve hırsa dayanmayan defans müdafaalarının çökeceğini göstermiştir. —Hollanda — karşısında başarılı bir savunma hattı kurduk- tan sonra ustaca hücum edebilen ve kazanç sağlayan Türk ekibinin bu galibiyeti daha başka neler anlatmış- . İş başına geldikten sonra Türk 'futbolunun bir mektep olarak geliş- mesi için çalışacağını bildiren ve bu yolda fayda sağlayacağına inanılan Orhan Şeref Apak. uzun vadeli prog- ramlarını tatbik sahasına koyarken, doğrusu aranırsa Hollanda maçı do- layısıyla mühim tehlikeleri bertaraf etmiş bulunmaktadır. Sonuçları mu- hakkak alkışlanacak çalışmasını yap- madan bir Hollanda yenilgisi ile hak- h, haksız pek çok tenkitle karşıla- şacağı bilinen Apak, bugünden itiba- ren hakiki mesaisine başlayacak nok- taya ulaşmıştır. Yersiz, zamansız ve lüzumsuz yazılanlar, söylenenler bit- miş, hakiki fakat yapıcı tenkit baş- lamıştır. Önümüzdeki Hollanda ma- çı ile aydınlığa kavuşan bir yol var- dır. Türkiyenin inanarak Federasyon Reisliğine seçtiği Orhan Şerek pak, futbolcu haklarını koruyan ta- limatnamelerin, futbola müsait stad- ların kuvvetli genç takımların, iddi- ve Avrupa çapındaki milli maç- larin yapılabilmesi için şimdi daha emniyetle çalışacak ve daha iyi ne- ticelere ulaşacaktır. Spor basını ka- dar umumi efkârda daha ümitlidir. Artık Federasyon Reisi Apak ve o- nun onbir askerini daha mühim işler beklemektedir. Gaye — milli maçlar kazanmak değildir. Artık, iyi futbol oynamak, sayılı futbol oynayanların arasına katılmak ilk hedeftir ve yü- rüyüş başlamıştır.