SİNEMA li vesilelerle belirttiğine göre utan- gaç, kendisini rahatsız edecek kadar çekingen bir tip... Güldüğü zaman ekseriyetle eliyle ağzını örter. Basın- a saç olmayışı, en üzüldüğü — şey olmasına rağmen diğer birçok ak- törlerin aksine sahne ve kamera ha ricinde tepesine takma saç yapıştır- mayı katiyen reddeder. Bir kedi ka- dar sessiz yürür ve konuştuğu Za- man ender olarak bir kimsenin göz- leri içine bakar. Alec Guinness'in ka- karekterini yapan itiyatları arasında rahatsızlık hissettiği yerde iç titre* mesi geçirmesi, evi ile işi haricin- de hemen her yerde kendini rahatsız hissetmesi de vardır.' Hayatı bütün yaratıcılığına rağ- men bir hiçlik olarak kabul eder. E- sasen kendini hayat içerisindeki hiç- likden bir parça olarak anlaması da sanki aktör Guinness'in — sanatının temel taşıdır.. Okadar ki, kendisinin perdedeki varlığı da sanki çevresine kumanda eden bir yokluktan ibaret- tir. Daima içli - dışlı- yaşadığı bu hiçlik tecrübesi onun en esaslı acıla- rından biridir. Bu acıdan kurtulmak için aktör olan "Bir insan kendisin- den kaçmak için aktör olur", der. A- lec Guinness'in sanatı sadece bir ka- çış sevkitabiisine de inhisar ettiri- lemez. Bu daha ziyade kendisini teş- his edebilme yolunda yorulmaz bir araştırmadır. Guinness kendisine diğer kişileri taklid etmekle bulmaya çalışan bir yaradılştır. Bir karakteri onu tak- lid etmekle anlayıp öğrenmeye çalı- şır. Evvelâ karakterin dış gorunuşu— ne, giyimine girer ye ondan sonra İiç ruhuna derinliklerine doğru inme- ye ça lışır. İçten dışa değil dıştan içe doğru gelişen bir oyun tekniği var- dır Bir rolü canlandırma çalışma- larına başladığı zaman artık onu in- edip tamamyayıncaya kadar ade- ta kendisi değildin Rolü yaşar, o- nunla bir olur. gece gündüz onu ha- yal eder. Canlandıracagı karakterin ruhunun peşindedir. Bir kere onu yakaladımı, filmlerindeki o mükem- mel ifadeli yeni bir tip yaşam ava başlar. Guinness'in aktörlükteki ha- kiki kıymeti seyircinin Öönünde ka- rakter yaratması degıl fakat karak- terin o anda uğu herkes gibi yaşadığım — hissettirebilmesidir Alec Guinness birçok kritikleri- nin üzerinde durdukları gibi - oyun stilindeki görünmez hareketlesin ve dile getirilmemiş konuşmaların en kudretli ifadesidir. 44 yaşındaki ak- tör tek kelimeyle kendi oyun stili- nin uUustasıdır. Davıd Lean 1n ıdaresınde Dickkens' in "Büyük "Oliver Twi- st" eserlerındekı farklı tipleri yaratan Alec Guinness tiyatrodan yetişme ve film sanatım daha iti- barsız bulmasına rağmen 1955 yılın- da geldiği Hollywood'u beğendi. Bi dayette Hollywood ona pek kıy- t vermemişti. İngilterede çevirdi- gı fîlmlerle Amerikada tanınmamış- tı. Garip tabiatleri vardı. Otomobile 32 binmektense yürümesini seviyordu. Oturmakta Beverly Hills'de- ki yuruyuşlerınden 'dolayı şüpheli bir şahıs zannedilerek polıs tarafından çevrildiği bir vakidir. "Kwai Köprüsü" çalışmaları 1956 sonlarında başladı. Bıkkınlık verici sevimsiz bir tip dıye vasıflandırdı- ğı rolünü oynamayı Üç defa reddetti. Film Japonlar elinde esir bulunan bir İngiliz birliğinin Seylanda geçen bir macerasıydı. Guinness birliğin moralini ve askerlik ruhunu ayakta tutmak, — onları ruhi öküntüden kurtarmak gayesiyle esaretlerini ge- çirdikleri kampın Japon kumanda- nıyla işbirliği yapan 'bir İngiliz Al- bayı rolünü canlandırıyordu Işbırlı— ği) Japonlar için Öprüsünü inşa etmekten 1barettı. Alec Guinness, rolünün — rejisör David Lean tarafından evvelâ Char- les Laughton'a verileceğini sonradan Öğrenince filmi birkere daha terket- mek istediyse de neticede razı ol- u. Tam üç buçuk ay Siyam orman- larında hakıkı bir hıkayeden alınan filmi binbir müşkilât içerisinde çe- virdiler. Film personeli tarafından "Kanlı, realist bir mükemmeliyetçi" olarak vasıflandırılan Trejisör David Lean eserin iyiliği için Guinness da- hil analarından emdiği sütü burun- larından getirmişti. Bizde son olarak Gregory Peck'in oynadığı "Kanlı Va- di" filmini 1dares1yle tanınan rejisör David Lean gün olmuştu ki filmin sabahtan akşama kadar otuz saniye- lik bir kısmını çekmiş ve sonra bir kayanın üzerine çıkarak film perso- nelinin, "Allanın Belâsı", diye isim- lendirdikleri Kwai Kö rusunun inşa- sını piposunu tüttüre tutture seyret- mişti. Alec Guinness Sinek ve Oscar avcısı Alec Guinness çalışmadığı, nehirde balık avına çıkmadığı zamanlar si- nek öldürmekle meşguldü. Bir kere- sinde bir günde 601 tane öldürerek kendine mahsus bir rekor kırdığım şimdi o günleri hatırlayarak söyle- mektedir. Oğlu ve eşiyle Londranın 40 mil uzağında bir köşkte sakin bir ha- yat yaşayan Alec Guinness halen se- naryosunu — kendisinin hazırladığı "Beygirin Ağzı" isimli bir film çevir- mektedir. Bundan sonra Daphne Du Maurier'in yeni bir romanının filme alınmasında çalışacaktır. Filmler Astarı yüzünden pahalı Ernest Hemingway'in Nobel Arma- ğanı kazanan "İhtiyar Balıkçı ve Deniz" — romanının filme — alınması Warner Bros Stüdyoları için çok pa- halıya mal olan bir meşguliyet hali- ne gelmiştir. Filmin 2 milyon 100.000 dolarlık bütçesi şu sebeplerden daha şimdiden 5 milyon dolara yükselmiş- İ 1) Çok geniş ve masraflı bir film personel kadrosunun filmin esas kı- sımlarını çekmek için Kuba sularına gonderılmesı fakat bunların işe ya- ar çok az çekilmiş filmle geri dön- melerı 2) Filmin rejisörü Fred -Kahra- man Şerif- Zinneman ile filmin yıl- dızı Spencer Tracy ve yazarı Ernest Hemingway arasında çıkan — anlaş- mazlık ve rejisörün işini terketmesi. 3) Orta bir' kayık büyüklügünde siyah bir murnel balığı avlamak için Hemingway'in Peru sularına geniş bir mürettebatla yaptığı geziden e- li boş dönmesi. Bu seyahat Warner'- lere 100.000 dolara patlamıştır. 4) Aç köpek balıklarının roman icabı siyah murnel balığının vücudu- na hücum ederek onu bir kemik bı- rakmalarının filme alınışı tasavvur edildiğinden güç ve masraflı olmuş- tur. Film operatörleri bu sahnelerin tesbiti için demir kafesler içerisinde günlerce deniz altına indirilip çalış- mışlardır. 5) Manzaralı deniz ve ufuk sah- nelerının filmde tesbiti için ozel bir ekme personeli Havay Adala- rına gönderilerek çalışmışlardır. 6)Yakın sahnelerin çekilişi — için futbol sahası genişliğinde bir havuz Warner Stüdyolarında inşa edilip doldurulmuştur. Bunlar haricinde daha birçok masraflar neticesinde filmin — ancak 10 milyon dolar masraftan sonra se- yircinin görebileceği bir hale geti- rileceği tahmin edilmektedir. Lind- bergh'in Atlantık Okyanusunu geçi- şine ait "St. Louis Ruh filmini kârlı bir prodüksiyon olarak sağlaya- mayan prodüktör Leland Hayward'- m bu son filmle de gelir bakımından ikinci bir başarısızlığa uğrayacağın- dan korkulmaktadır AKİS, 10 MAYIS 1968