A T CI LT K Yarışlar Fedakârlığın hudutları e eçen haftanın ortasında Perşem- be günü, İzmirde olup ta Şirin- yer koşu yerine yarış seyretmeye gitmek hâtasında bulunanlar, kenli- lerine gu suali soruyorlardı: "Yarab- bi, bu hali gören yok mu? Yarışları mürakabe etmek, yükselen şikâyet- lere kulak vermek kims enin aklın- dan bile geçmiyor mu? Durum hakikaten bu neviden Si- kâyetlere hak verdirecek kadar kö- nıp kaybettikleri bir eğlence -hatta kumar- olmaktan bile gün geçtikçe uzaklaşıyordu. Eğlencenin ve kuma- rın bile bir takım kaideleri vardı, ya- rışlarda artık bu bile kalmamıştı. Ki- min ne yaptığı, ne edeceği remil at- makla bile çözülemiyecek dururma sokulmuştu. Nizamsızlığın ve usul- süzlüğün köklerini sadece yarışların tertip ve idaresiyle vazifelendiren Jokey Klübünde aramak faydasızdı. Şüphesiz Jokey Klübüne bu amme hizmetinin görülmesini devreden ve fakat işlerin mürakabesiyle vazifeli Yarış otoritesi de olup bitenlerin -bel- ki de biricik - mesulü idi. Yarışlara hâkim olan zihniyeti bü- tün açıklığı ile gösteren yüzlerce mi- sal içinde, geçen Perşembe günü İz- mirde olup biten bir tek hâdise bile “Üzerine dikkatle eğilindiği takdir- de -, Ziraat Bakanlığının müdahale- ve Jokey Klübilnden yarış idare- cllıgı selâhiyetinin geri alınmasına Sadık Giz “İşler yolunda!”* yeter de artardı bile. İzmirde geçen hafta cereyan eden hâdise şuydu: Yarış sabahı, at sahip- lerinin atlarını yarıştan çekme hak- Jarını kuna.nacaklan müddetin sona Yarı zamnamesi koşuva iştirak memurluğuna bildirilmesini âmirdir- yaklaştığı sırada, Üzerinde İkinci Çifte bahisin ikihci ayağının bulun- duğu Beşinci koşuya yazılı atların büyük bir kısmının silindiği görüldü. Geriye Üç tay kalmıştı: Fehmi Sim- saroğlunun Yadigârı, S. Evliyazade- nin Volage'ı ve M. Evliyazadenin Scarlette'i.. Yadigârın koşuya iştirax etmesine mâni bir arızası olduğu hes- kes tarafından biliniyordu. Nitekim biraz sonra antrenör Metin Körmük- çil Yadigzârı koşudan Ççekniek Üzere kayıt memurluğuna mtlracaat. etti. riye sadece iki tay kalıyordu ve bunlar aynı soyadını taşıyan iki ay- rı sahibe ait bulunduğu için * şimdi- ye kadar tatbık edilegğelen teaimnü'e şöre - &. ektiriye mensup bulunu- yorlardı. thterek bahis talimatna- mesinde bu gibi hallerde o koşunun üzerinde bulunan bahislerin iptaline dair sarih bir kavıt mevcultu Mües- ses nizamlara arış idaresi- nin o günkü ıkıncı cıfte bahsi iptal etmesi serekirdi. Fakat böyle olmadı. Zira bir bahsin iptali demek Jokey Klübiinün kasasına girecek 20-25 bin liradan vazgeçmeaşi demekti. Halbu- ki Jokey Klübünün şimdiye kadarki davranısından açıkça anlaşıldığı gibi gayesi, kasasına milmklin oldufu ka- dar çok para koymaktı. Diğer bütiln işler ehemmiyetsizdi, nasıl olsa olur- du! Nitekim bir “formül” bulmakta kusur edilmedi. Yadigârın antrenörü koşudan atını çekmeye “ikna” edildi. Fakat 'atın koşması imkânsızdı; arı- Zası feci bir kazaya ve kayba yol aça- bilirdi. Buna da bir hal çaresi getiril- di: Yadigâr yarışa girecekmiş gibi Ü- zerine bilet satılacak, fakat tamm yarış saatı gelince “'koşamıyaca- ği hakkında” bır veteriner Trapo- ru istihsal edilecek ve Komiser- ler heyetinin Kararıyla — yarıştan çekilecekti. İşler böylece —yoluna giriyordu! Dixker iki tay da bu defa- ya mahsus olarak "ekliri” sayılmıya- caklardı. Rittiin iş. meraklıların cev- lerindeki paraları götürlüp gişelere yatırmasına kalıyordu. Bu da muvat- fakiyetle başarıldı. Olup bitenlerden hahersiz binlerce zavallı götürüp “pa- racık"larını gişelerd zerinde “Tüw- kiye Jokey Klübü”, “İkinci Çifte Ba his" yazılı kâğıt parcalarıyla değiş- tirdiler. Nihayet birinci âyak Kkoşiyjılu ve Yadigğârın “arızalı olması dolayı- sıyla Komiserler heyetinin k*trarıyla yarışa iştirakten men edildiği” halka ilân olundu! Halk oynanan oyunun farkına varmış, fakat iş işten geç- mişti. Hipodrom Müdürlüğünün önü- oplanan protestocuları zahra kuvvetleri Toplantı ve Gösteri Yürü- —ii .-—-—. Esad Budakoğlu Müdahale etmel.siniz yüşleri hakkındaki kanunun hüküm- lerinden kuvvet alarak dağıtıyorlardı. l—Ialk kondımne hazırlanan oyundan i kayıwtmiş. yarış nımmmrı cı”"*nom ama maksad dâ hasıl olmuştıu: Jnh(—v Klübü İkinci cıftc bahıs biletlerini satmış ve satışın © 2ğ'ini “en meşru bir hak" o arak kasasına indirmişti. İ%ın tuhafı, bit tiün bunların Jokey Klübiünün Umunıl Kâtibi Sadık Gizin gözleri önünde ce- reyan etmesiydi. Umumt kâtibin o- lup biteni önlemek rumdan üzüntü duyduğunu söylemek bile imkânsızdı. Zira Sadık Giz, €n u- fak bir müdahalede bile bırlinma- mıştı. Şimdi müdahale etmesi ısrar.a beklenen sadece Ziraat Rakanı Esat Budakoğlu idi. Ziraat BRakanlışı, at neslinin ıslahından ve yarışların ter- tibinden cereyan tarzına ködar he” şeyinden mesul tek şahıstı! Hareket- siZ ve sessiz kalmasının, bütün olup bîtenlorı tasvip ettiğinden mesuliyeti- ni de yüklendiğinden baska mânası olamazdı. Bb '(lı—af eden medir ? na her seye rafmen Jakey Kli- bv'lnlln at nemlinin Wtabımaki cil- di gavretini bir kalemde inkAâr etmek hoksızlıfan en bivüğ'ü olundlu. Jokey Klillbli bu uğurda neler vYapmamızcı, neler!. Runlardan hir tanosi, söhretli &air Necip Wazıl Kısaklireke yvazıdır- Ad'gi “At Senfonisi” isimli eserdi. Böv- le bir eserin yarısrılığımızın vee bil- h'msa at neslinin : nhın la avnavaca- Jokev K'ilhiniin bı volda hic. ama hic bir fedalürhkten kacntadığı da ortadavdı. Meselâ “At Senfonisi”n:n mitellifine ödenen telif hakktı, en de- ğgerli edip'erimizin bile ağzının suyu- nu akıtacak kadar yüksekti: Ber da- ha fazlasını istemek ve beklemek nankörlüklerin en büyliğü değildi de, neydi? AKİS, 11 MAYIS 1957