$ ilif gelirin kaynağını teşkil e- Ücretten bil- çoğunluğunu ilgilendirdiğinden ayrı bır ehem- miyet, kazanmaktadır. Diğer tarat- tan, Ücret, milli ekonomi içinde çe- şitli rolleri ölan bir Tfaktör teşkil etmektedir. Hakikatenr mil onhrca değerle- rin maliyetine, satış fiatına ve bin- netice kârlara ve istihsalle istihlâ- kın da ayartanmasına tesir etmmekte- dir. Meselâ plânlı bir ekonomi için- ücretlerin düşük seviyede tutulma- sı ile ihtiyaç maddeleri istihlâkinın manda mull istihsal vasıtaları istihsaline yatı- rılması suretiyle “sanayileşme” ha- reketlerinin gerçekleştirilmesi münı- kün olmaktadır. Kapitalist istihsal mMmetodunun ya- yılması ve iş bölümünün artması neticesinde her Memlekette meyda- a gelen iç piyasalardan başka bir e “dış pazarlar”ın ortaya çıkması muhtelif endüstri ve hattâ ziraat memleketlerini iç ve dış pazarlarda rekabet fiatlarına mal satmağa zorlamıştır. Bunun için de müteşeb- bislerin çok defa kârlarından feda- kârlık etmektense maliyeti düşür- me yoluna gittikleri görülmüştür. Maliyetin düşürülmesi ya yeni is- tihsal tekniğinin tatbiki, ya da “Üc- retlerin indirilmesi” ile mümkü olmaktadır. Fakat istihsal tekni- ğinin değiştirilmesi yeni istihsal vasıtaları kullanilmasını, ve binneti- ce “munzam” serm yatırımlarır.ı gerektırdlğlnden müÜteşebbislerin he- cih ettikleri müşahede edilmektedir. İş hayatında çalışanlarla çalış- tıfanlar arasında kârla Ücret şek- linde beliren bu münasebet bu farkın doğurduğu iktisadi ve 8us- yal sefalet ve haksızlıklar karşı- sında işçiler ilelebet seyirci kal- mışlar ve sendikalar etrafında gi- riştikleri iktisadi mücadele saye- sinde emeklerinin tam karşılığıtı henüz alamamışlarsa da Ücretleri.tri azçok asgari ihtiyaclarını karşılı- men giderilebilmişse de iktisaden geri kalmıs memleketlerde serbest piyasa mekanızması tam olarak İiş- leyemediği gibi sosyal ve siyast 2n- geller yüzünden de el emeği arzı rtliğini muhafâza etmektedir. E- ması lâzımdır. ÜCRET POLİTİKASI çalışmadan yaşamalarına da iİm- kân olmadığından ve emeklerini günü gününe ve ne Ücretle olursa olsun satmak Zzorunda oldukların- dan “emek arzının serthğı mey- dan eri Mmem- leketlerde. İngıltere gibi birçok ba- kımlardan ileri sayılan bir memle- kette dahi hükümetler tam istılh- dama taraftar olmadıklarından da- ima en sayıda bir “'işsizler Zümresi” bulunmakta ve bunlar da çalışanlara karşı bir “tehdit” ola- rak kullanıldığından Ücretler tabi- atiyle düşük kalmaktadır. Durum, iktisaden geri kalmış ve a ziyade ziraatçı olan memic- ketlerde şüphesız daha ağırdır. Ha- ikaten bu memleketlerde, çalışan- lara karşı “tehdit” olarak kullanı- labilecek ziraat nüfusu fazlası da- ima daha büyük sayıda olduğu gi- bi, bu mMmemleketlerdeki feodal it- tihsal münasebetleri, serbest biyasa Mmekanizmasının yokluğu ve işcile- rin iktisadi ve sosyal haksızlıkla- ra karşı sistemli ve tesirli bir m cadele açamamaları da Uı:retlerm son derece “sefil” bir seviyede kal- maları neticesini doğurmuştur. Ge- ne aynı sebebler yüzündendir ki, bu nev'i memleketlerde işçiler teşkilât- lanmak imkânından tamamen veya kısmen mahrumdurlar. Bu teşkilât- sızlık yüzünden de müstakar bir Pu x “emek” ve “ücret” piyasasının vll- cut bulunmasına imkân olmamak'a ve münferid işçiler veya küçük işçi grupları Ücretlerinin arttırılması vo- lunda mücadele edememektedirler Esasen Batı memleketlerinde Üc- retlerin, nisbeten işcilerin ihtiyac- larım karşılıyabilecek bir seviyeye ulaşması, bunların sendikalar etra- hnda birleşip icabında “grev” mak suretiyle emek Aarzını durdu- rabilmeleri, kollektif mukaveleler ve pazarlıklar yapabilmeleri sayr- sinde mümkün olmuştur. İktisaden geri kalmış memleketlerdeki işçile- rin bir taraftan feodal istihsal mü- nasebetlerinin doğurduğu bağlar ve engeller sebebi ile, diğer taraf- tan da gerekli teşkilâttan ve bir ik- tisadi mücadele vasıtası olan Ko:- lektif mukaveleler ve grev yapmak hakkından mahrum olmaları yü- zünd derece “geri” şartlar ıçlnde yaşadıkıarı bir hakikattır. İktisaden gcn kalmış memle- ketler işçileri bütün bu sebebler yüzünden hak- sızlıklara karşı mll('âdele edememe- leri karsisı eket- emle ler bır q'et polıtıkhıı" tesbit ve çilerinin kendi lerin; serbest ve eşit şartlar altında işverenlerle bir pazarlık mevzuu Yapmfalarına İmkân olmadığı üşi- Adil AŞÇIOĞLU kârdır. Mılletlerarası Çalışma Teş- memleke'lerdeki ve üÜcretlerin işçi- lere Indan şerefi !le mütenasip bır hayat sağlamaktan uzak bulundu- ğunu mütaaddit raporlarında belir:- miş ve bunlara silratle bir hal ça- resi bulunması gerektiği hususitn- da ıisrarla durmuştur. Bu memile- ketler daha ziyade zıraatçı oldukla- 1 işçileri de şehir- lerdeki endüstri işcilerine nazaran Büç teşkilâtlanabildiklerinden, bil- hassa zıraat erinin korunması ön plânda yer almaktadır. Türki- rından ve ziraat yenin dahil bulunduğu bu memle- ketler grubu için “emefin korua- ması” bakımından tesbit edilecek Ücret politikasının temelini de “az- gari Ücret” teşkil etmektedir. Böy- le bir politikadan maksat, kendi itc- retlerım “makul" seviyelere cıkar:- mak imkânından m'(hr.ım bulunan mılyonla ca insanın a bir Ücretle — çalıştırılmalarını devleun işverenlere kanun ile kabul ettirmesinden ibarettir. Bununla beraber bu asgari ücretin tatbikat- ta bir işçinin asgari ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak bir seviye- de tesbit edildiği ve bunun dahi tam olarak uygulanamadığı acı bir ger- çektir. Esasen ziraat işçilerinin ço- ğunluğu teşkil ettıği “iktisaden ge- mıs memleketler” de “asgari Ücret”'in henüz değil ziraat işcılcn- ne, fakat endüstrideki bütün 'şçi- lere dahi tatbik edilmediği görlil- mektedir. Başka bir deyişle “ikti- saden geri kalmış memleketler" şddetle muhtaç bulundukları bir “Ücret politikası'ndan da mahrıım bulunmaktadırlar. Meselâ, memle- ketimizde ziraat işçileri tamamen teşkilâtsız oldukları ve büylik çn- Kgunluğu teşkil ettikleri halde hükü- metimiz henüz bir “Ücret politıka- sı”' teshbit etmemiştir. Endüstri sa- hasında bile işçilerin (lcretlerini “makul” bir seviyeye ulaştıracak bir Ücret politikamız yoktur. Nite- kim aî,'nrl Ücret ancak bazı iş Kol- la e bazı vilâyetler için tesbit edılmıs olduğu gibi, asga cret- er dahi işctinin asgari ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak bulunmak- ta ve maalesef otomotik olarak tatbikine de imkân olmamaktadır. r cok iş kollarında işçciler ancak iş uyuşmazlıkları yolu ile üÜlcretle- rinin “asgari Ücret” seviyesine <i- karılması için aylarca ve bazan yil. Jarca beklemek zorunda kalmakta- dırlar. Bu şartlar altında sktı'zad! ve sosyal haksızlıklar — sürü: mektedir. Buna engel lmak icn hükümetin evvelâ işçilerin ücretle- rini serbestçe tesbit etmelerine im- kân verecek olan teskilâtlarını ku- kuvvetlenmelerine engel olma- ması JAzımdir. ! — > l a n G d aA Au-x!s, ııluuıs gaKY ı VK *