İKİ Adnan Menderes ba- Başbakan kanlıklara son derece memnu- niyet verici bir tamim yapmış bu- lunuyor. Kendisini bu güzel hare- ketinden dolayı samimiyetle tebrik ederiz. Adnan Menderes bütün dev- let dairelerinden gazetelerde yazı- lan hususlarla yakından alâkadar olmalarım istemekte ve "hakikat- lerin kasten tahrifi ve tamamiyle hayal mahsulü olan" havadislerin derhal tekzibini emretmektedir. AKİS'in memnuniyet duyma sebeplerinden biri haftalardan be— ri üzerinde ısrarla durduğu iki me- selenin bu şekilde aydınlanacağı ü- mididir. Hemen şurasını ilâve et- mek gerekir ki AKİS, bahis mev- zuu meseleler hakkında alâkalı mesul makamlar ışık — serpinceye kadar bıkmadan ve — usanmadan neşriyatına devam edecektir. akalı makamlardan biri Ma- liye Bakanlığıdır. 1954 mayısından bu yana iki vatandaşımız Pariste son derece lüks bir hayat sürmek- tedirler. Bunlar Bayan Fatih Rüş- tü Zorlu ve kızıdır. Fatih Rüştü Zorlu mayıs ayında milletvekili se- çilmiş ve böylece NATO nezdinde daimi delegemiz sıfatiyle — aldığı maaş kesilmiştir. Gergi kendisi bu sıfatını muhafaza etmiştir, fakat her toplantıya gidişinde hususi bir kararname çıkmış ve sadece harcı- rah almıştır. Fatih Rüştü Zorlu 1055 bütçesinin komisyondaki mü- zakereleri sırasında bu hususu res- men beyan etmiştir. Zaten kanun bir şahsın hem memuriyet maaşı ve hem de milletvekilliği ödeneği almasını menetmektedir. Halbuki Fatih Rüştü Zorlunun zevcesi ve kızı Pariste ikamete devam etmiş- lerdir. Tabii bu, onların hususi ha- yatını ılgılendırır ve hiç kimsenin karışmaya hakkı olmaz. Eğer memleketimizde seyahat tahdidi bulunmasaydı ve döviz tahsisleri kontrol altında olmasaydı... Bun- lar mevcut olduğuna göre her va- tandaş Fatih Rüştü Zorlunun zev- cesiyle kızının Pariste nereden dö- viz bularak son derece lüks bir ha- yat sürdüklerini, Bayan Zorlunun Dior ve Fath gıbı terzilerde giyin- mek, küçük Zorlunun da “a | mode" kış sporu merkezlerinde ka- yak yapmak imkânını ele geçirdik- lerini öğrenmek hakkına sahiptir. Hele Bayan Zorlunun kullandığı Amerikadan gelen siyah Cadillac- ın menşei mutlaka ortaya çıkma- lıdır. Şimdi, bizzat Başbakanın im- zasını taşıyan tamim — gereğince Maliye Bakanlığını — açıklamada B SUAL bulunmaya davet ediyoruz. l 1 mayısından bu yana Bayan Zorluya ve kızına döviz gönderildiyse bunun miktarı ne- dir? Z gönderilmediyse ve Zo 2 — Dö Zorlu ailesi Fransada Bay rlu-, nun vaktiyle aldığı tahsısattan bi- riken parayla geçiniyorsa dışarıya giden zevatın harcırahlarının kısıl- ması gerekmez mi? Bir tahsisat düşününüz ki üç kişiyi senelerce geçindirdikten sonra tahsisatın ke- silmesini takiben tam iki seneye yakın zaman iki kişiye daha son derece lüks bir hayat temin edi- yor... 3 Ne döviz gönderilmişse, ne Fatıh Rüştü Zorlunun tahsisatı unu temin edecek kadar yüksek- se ya Zorlular Pariste hayatlarını kazanarak yaşamışlardır - o ta dirde Fransız hükümetine vergi ödemişlerdir -, ya da döviz komi- tesi sabık başkanının yabancı memleketlerde parası Vardır - takdirde mesele M. hkıkat Komisyonunu alâkadar eder ve çok şey gösterir. Tabii Maliye Bakanlığı bu üç sualden ilk ikisini cevaplandırır. aliye Bakanlığından bir cevap çıkmadığı takdirde üçüncü sualin cevabım aramak gerekecektir. Alakalı makamlardan öteki Milli avunma — Bakanlığıdır. Eski Milli Savunma Bakanlarından Hu- lusi Köymen mensubu bulunduğu DEİRA Haysıyet Divanı tarafından son derece ağır bir itham altında bırakılmıştır. Zira gene bu parti- nin Erzurum milletvekili Hamid Şevket İnce, Hulusi Köymenin bakan bulundugu sırada Milli Sa- vunma Bakanlığında nüfuz ticare- ti yaparak gayrı meşru menfaat temin etmek suçuyla D.P. den raç olunmuştur. Hamid Şevket In— ce müdafaasında bizzat bakan- la bu hususu goruştugunu bil- dirmiştir. emek Erzurum milletvekiline gayrımeşru men- faat temin eden iş Hulusi Koyme— nin delaletiyle görülmüştür. Haysiyet Divanının kararı sebeplere dayanıyorsa Hulusi Köy- menin Yüce Divana sevki gerekir. Bu iş nedir ve ortada nüfuz tica- reti var mıdır? İşte, i ma bakanlığının açıklaması ge- reken husus!. Ümid ederiz ki bizzat Başbaka- nın imzasını taşıyan tamim Maliye ve Milli Savunma bakanları tara- fından hasır altı edilmeyecektir. lerdi. Ama bu tehlikeli bir oyundu. Buna mukabil Başbakanın yakında millet hizmetine gireceğini bildirdiği eserlerin açılış törenlerini takip ede- cek bir seçim D. P. ye daha fazla şans verirdi. Bu ise, bizi 1957 senesi- ne götürecekti. Hele o zamana ka- merikan yardımı temin edi- lebildiği takdirde iktidarın şansı büs- ütün artacaktı. Seçimlerin öne alı- nacağından emin olanlar dahi bunun 1957 den evvel olamıyacağında müt- tefiktiler. Evet, D. P. nin gün geç- tikçe kuvvetinden kaybettiği bir ha- kikatti. Ancak Başbakan Adnan Menderes son derece nikbindi ve açı- lacak bir kaç fabrikanın durumu dü- zelteceğine samimi surette inanıyor- du. Diğer taraftan iktidarda bulunan kimselerin tavadaki balığı — bırakıp denizdeki balığın pazarlığına giriş- meleri kolay değildi. Fakat dedikoduların bir de maddi kaynağı vardı. D P. Genel İdare Ku- rulu teşkilâta "hazır ol" mahiyetin- de bir gizli tamim yapmıştı. Gizli ta- mimler ele en çabuk geçen tamimler olduğundan bu da duyulmuş ve türlü tefsirlere yol açmıştı. D.P. kuvvetini esaslı şekilde tayin etmek istiyordu. e bir arzunun, bugünkü şartlar içinde seçimlerin öne alınacağı ihti- malinden başka bir şey hatıra getir- mesi imkansızdı Nihayet üçüncü bir faktör, Hür. P. nin durumuydu. Gerçi bu partinin şimdilik D.P. ye bir zarar vereceği endişesi ortadan kalkmıştı. Ancak demokrat liderler — "İspatçılar" ın Mecliste kalmalarım iyi gözle görme- mekteydiler. Iskat hakkı işlememişti. Fakat P. nin otuz mensubu Menderese göre, İsmet İnönünün kâ- ğıtlarını oynuyordu. Buna bir son vermek lâzımdı. Bunun yolu ise, mu- halefete bakılırsa, yeni seçımlerden başka şey değildi. İş en hafta içinde muhale- fetin heyecanlanmasında ve yeni se- çim rivayetlerinin kuvvet kazanma- sında başlıca amil bunlar oldu. Evvelâ ara seçimi Halbuki D.P. çevrelerindeki hazır- lıklar yeni seçimlerin 1956 yılı i- çin düşünülmediğini göstermektedir. Hemen her şey önümüzdeki yazın sonunda yapılacak olan ara seçimle- rinin netıcesıne bağlıdır. Eger onlarda r bir hazimete uğrarsa, bir kaç tedbırle 1958'in beklenmesi yolu- na gidilecektir. Tok, Muhalefet parti- leri ümid ettikleri başarıyı göstere- mezlerse o takdirde D.P. süratle şan- sım deneyecek ve açılış törenlerile be- raber yeni seçimlere gidiverecektir. Fakat her halde 1957'den evvel değil... Zaten bütün ödenekler ödenmeden Meclisin feshini temin etmek son de- rece zordur. Bütün ödenekler ise ge- lecek marttan evvel ödenmiş olmaya- caktır Ancak iktidarın bu plânına kar- şı muhalefet de bir başka plân ha- zırlamaktadır. Gerek C.H.P. ve ge- rekse Hür. P. - hattâ, ne yapacağı pek bilinmemekle beraber C.M.P. ara seçimlerine Seçim Kanununda Menderes IV. hükümetinin progra mında vaad edilen değişiklik yapıldı— AKİS, 17 MART 1956