yiz" diyor. D.P. liderleri ise "biz size derhal grev hakkı vereceğiz" diyor- lar. İşçi memnun! Reyini D. P. yı veriyor. Aradan alta yıl geçmiştir. D. hükümetinin Çalışma Bakanı Meclis kürsüsünde, D.P. liderlerinin altı yıl önceki vaadlerini inkar edi- yor. İşçiler bekleye dursunlar. İnönü böylece siyasi hayatın cil- velerine bir güzel misal — verdikten sonra, sözü tekrar tartışmaların sık- let merkezim teşkil eden Sendikalar Birliği ziyaretine getirdi.- "Orad masum insanlar mahkemelere gıder— lerse, artık bunun mesuliyeti benim olmıyacaktır. Şayet böyle bir hare- ket varsa, lütfen vazgeçmelerini di- lerim. Onlar masumdurlar. Hakikat leri, meselelerı biliyorlar, yurutmek istiyorlar." C.H.P. Genel Başkanı böylece Birlik merkezindeki yardım vaadlerini Meclis kürsüsünde yerine getırerek sabaha karşı konuşmasını biti Çalışma Bakaranın, konferans gündeminde Kıbrıs meselesi olduğu için işçilerin Milletlerarası Federas- yona katılmasına izin verilmediğini açıklaması ile Çalışma bütçesi üze- rindeki politik tartışmalar bitmiş o luyordu. Muhalefet adamakıllı ağır basmış, iktidar hiç bir mesele üze- rinde tatminkâr bir cevap vereme- mişti. İleri demokrasilerde grev yoktur Bütçe — müzakerelerinden sonra, işçi meseleleri günün konusu olmakta devam etmektedir. Bunun da ağırlık noktasını 'grev hakkı" teşkil ediyor. Fakat İg şüphe yok ki bu konuda en garip fikir son günlerde bir eko- nomi profesörü tarafından beyan e- dilmiştir. Ankara Hukuk Fakültesi İktisat hocası Mahmut Koloğlu 6 mart günü birinci sınıf talebelerinin Ur sualine cevaben tunları söylüyor- du: "İşçiye grev hakkı tanımak hü- kümetin aczini ifade eder. Mademki grevin sonunda anlaşma vardır, grev ilân edilmeden anlaşmaya varılmalı- dır. Grev işçiye refah değil, işçiyle bırlıkte memlekete de kötülük geti- Grev ilan eden işçi ne olur? Evvela bir kaç gün gündeliğinden o lur, sonra yine işbaşı yapar. İstediği şa yet zam ise, bu da patronların ke- sesınden değil, milletin sırtından çı- Çünkü patronlar fiatlara zam yaparlar İleri demokrasilerde grev zaten yoktur, kuvvetli hükümetler bundan kaçınırlar.." Bu izahat üzeri- ne talebeler profesöre, ılerı demok- rasi diye bilinen İngiltere, Fransa gibi memleketlerde neden greve müsaade edıldıgı ni sormuşlar, Profesör Kologlu "onlar ileri demok- rasi değildir" cevabını vermiş, fakat ileri demokrasinin hangi memlekette olduğunu söylemeden sınıftan çıkmış ti. Sendikalar arasında görüş ihtilafı mı? C. H. P. Genel Başkanının İstanbul İşçi Sendikaları Birliğini ziyareti bazı işçi teşekkülleri tarafından tas- vib edilmemişti. Ankara İşçi Sendi- kaları Birliği, Türkiye Yapı İşçileri AKİS, 17 MART 1956 Bir maden işçisi Grev madeni peşinde Federasyonu Başkanları ile Sakarya Eskişehir İsçi Sendikaları Genel Sek- reteri hafta içinde yaptıkları bir ba- sın toplanusında İstanbul Sendikalar Birliğinin siyasi parti liderleriyle te- masının işçilerin menfaatlerine aykı- rı olduğunu bildirmişlerdi. Bu şe mukabil, bir gazetenin Sendikalar Birliğinde çıktı" haberi üzerine Sekreterinin yaptığı açıklamaya gö- re, siyasi parti liderlerinin Birliğe davet edilmesi idare heyeti tarafın- dan işçilerin menfaatleri bakımından faydalı görülerek kararlaştırılmıştı. ndan maksat — işçi meselelerinin partiler üstü bir mesele — olarak ele alınıp bugünkü ihtiyaçlara cevap ve- recek şekilde halledilmesiydi. Bu ha- rekette en ufak bir siyasi gaye gü- dülmediği gibi herhangi bir siyasi partinin tesiri altında da kalınmış değildir. Ortada Sendikalar Kanu- nunun, sendikaların siyasetle iştigal etmiyeceğine dair 5 inci maddesine uymayan bir hareket de yoktu. SAYFİYE ÇALIŞMA 200 e yakın sendikanın bağlı bu- lunduğu ve 160.000 e yakın işçiyi ihata eden Türk-İş Konfederasyonu bu konuda henüz bir açıklamada bu- lunmamıştır. Sendikaların görüşü Bütçe müzakerelerinde — Çalışma bakanı Mümtaz Tarhan tarafından açıklanan görüşe mukabil, ' sendika- cılarımızın kanaatini şöyle hulâsa etmek mümkündür: "Sendikaların bünyesindeki maddi ve manevi ki- fayetsizlikler grev hakkının gecikti- rilmesini değil bir an önce tanınma- sını icab ettirir. Esasen sendikacılı- ğın grev hakkından ayrı mütalaa e- dilmesine de imkân yoktur. Türk iş- çisi bu hak kendisine verildiği tak- dirde bunu milli menfaatlere uygun olarak kullanacak olgunluktadır. Sen dikacılığımızın ileri gidememesinin tek sebebi, on yıldan beri grev hak- kının tanınmamış olmasıdır. İşçilerin büyük ekseriyetinin sendikalar dışın- da bulunması mani bir sebep teşkil etmemelidir. Önce prensip olarak grevi kabul etmek, hakkın istimali- nin işçiye — mi, sendikalara mı, bir- liklere mi tanınacağını bir kanun mevzuu olarak ayrıca ele almak lâ- zımdır." Geriye gidiş mi? İşçiler, sendikacılar, muhalefet par- tileri, bacın grev akkım savuna dursunlar hükümetin yenı bir kara- rı ile sanayi yerlerinde çalışan işçi- lerin hafta tatilleri kaldırılıverdi. Bu suretle işçi en tabii haklarından bi- rini daha kaybetmiş oluyordu. Hal- buki o,.son günlerde işçi meseleleri- nin işçi dayalarının işçi haklarının memleket Ölçüsünde — ele alınması, tartışma konusu olması karşısında ne tatlı hayallere dalmıştı. Bu arada D. P. nin meşhur mil- letvekili Ahmed Gürkan bir tadille ortaya çıkıverdi: Grev hakkı şimdi- lik yalnız gazetelerde çalışanlara ve- rilmeliydi. ürkanın ne de- mek 1stedıgım anlamayacak yoktu. Kıymetli milletvekiline göre işçileri grev mevzuunda gazeteler kışkırtı- yordu. Gazete işçilerine grev hakkı verilsin de, gazete sahipleri günleri- ni görsün nler!, Hey yarabbi! Efendim nerede, Ahmed Gürkan nerede.. ve hatta Mümtaz Tarhan nerede?. LOKANTASI İddiasız dekoru, mükemmel servisi ve müzikli akşam ye- mekleriyle muhterem halkımıza hizmete devam etmek- tedir. Tel. 44 33 44 Oriantal Pasaj - Tünel - Beyoğlu - İstanbul.