Defileler Rağbet gören bir defile Geçen haftanın son iki günü, Ata- türk Kız Enstitüsünde büyük bir faalıyet ve heyecan göze çarpıyor- du. İki gün üst üste tertip edilen de- ülelerde, bilet ve davetiye sahipleri- ne yer temin etmek kolay birşey de- ğildi. Nitekim aşağıdaki büyük ant- re, yukardaki geniş salon, aralıklar ve merdiven başı, erkan saatlerden itibaren, dolmuş ve taşmıştı. Fakat intizamı temine çalışsa öğretmenler- le, cansiperane — gayretler sarfeden gayet nazik talebe kızlar herkesi memnun etmenin yolunu buldular. Cumartesi günkü defile Eskişehir ve Gerze felâketzedeleri yararına tertip edilmişti. Seyirciler arasında çok şık hanımlar nazarı dikkati cel- bediyordu. Defileden görünüş Yerli — mankenler Defile hoş bir müzik ve gecelik- lerin teşhırı ile başladı. Çok işli ağır sabal ar. celikler vardı fakat hafif, zarıf olanlar, Manisa besıııdeıı yapılmış beyaz bir gecelik, bürümcek gibi bir kumaşla — hazırlanmış — bir sabahlık, pazenden sarı bir pijama, halkın daha çok alakasını çekiyordu. Uzun, dökük sa: e ir kız, bu gece kıyafetlerini muvaffakıyetle teş ir etti Fakat en çok alkış topliıyan man kenler nefis şapkalar ve süslü enta- rilerle ortaya çıkan mınımınıler oldu. Şirin jestlerle halkın önünde dönü- yor, hiç utanmadan, gayet serbest dolaşıyorlardı. lbise ve tayyörlerin teshirine başlanırken salona giren kısa siyah saçlı, güzel hareketli ince kız defile- 24 KA DIN Huy Canın Altındadır Duyduğumuza göre, Ankaralı bir çok hanım, birleşerek, memle- ket hesabına hayırlı bir teşebbüse geçmeye karar vermişler: yalnız yerli malı giyinmek ve giyimde her türlü israfı önliyecek tedbir- ler, kararlar almak. nüz tasarı halindeki bu pro- je konuşulurkeıı hanımların ara- sında gayet hoş çatışmalar olmuş. Mesela üç sene müddetle hiç yeni bırşey diktirmemek, eskilerle ida- e etmek projesi kuvvetlı tepkiler yaratmış Hanımların birisi isyan ederek, elindeki — çantayı göster- mış — Ben üç sene bu çantayı na- sıl taşırım" Şımdıden demode ol- maya başladı". Bu sözler de, tabii gene ısyan- la karşılanmış ve hücuma ugramış demode de ne demekmi ısraftan, kaprıslerden değil m Başka bır hanım kürkü lüks addeden zihniyetten hoşlanma mış. Öyle ya, her sene çıfter çıfter mantolar yaptırmak mı, yoksa ko- lay kolay demode olmayan, eskı meyen, ısıtan, iyi bir kürk almak mı daha ekonomikmiş Doğrusu bu itirazlara kısmen hak vermemek imkânsızdır. Ka- dın yaradılış itibarile süsü sever. Bundan başka kadın, bugüne ka- dar, hayattaki — muvaffakiyetini harici manzarası ile elde etmeye alışmıştır Hiç birimiz inkar ede- meyiz ki, bir salonda en çek alâ- kayı cezbeden kadın iyi giyinmiş, oş ve güzel — kadındır. Bugunku guzellık telakkileri ise, giyim -am ile o kadar yakından alakalı— dır ki "giyim ve moda" kadının can kurtaranı, en buyuk dostu, ümidi ve maalesef, bazan de, ga- yesi olmuştur. Işte bunun içindir , kadının giyimi — ile yapılacak mücadele en güç mücadelelerden biridir. Bu demek değildir ki gi- yim israfını önliyecek bir cemiyet kurulamaz ve bunun faydaları ol- maz. ş.? kurtulmak Öyle zannediyorum ki, bir za- manlar Zonguldaklı hanımlar da- yanmayan ipek çoraba boykot et- mişler ve uzun zaman dayanmış- lardı. Bugün boykota bek eden nice giyim ve tuvalet malzemesi mevcut: mesela pahalılaştığı nis- pette uçucu olan şu tırnak cilala- rı. Ojesiz, fakat bakımlı bir el ka- dinin şıklığını bozmaz, olsa olsa onun kesesını ve tırnaklarını din- lendir! E mucadele yapılabilir; yal- nız çok sıkı tahditler, yasaklarla Jale CANDAN değil, bazı tedbirlerle, teşvik edici cazip buluşlarla mücadele yapıla- bilir. İsrafı önliyecek olan bu ce- miyet karşımıza çok sert bir prog- ramla değil, reddedemıyecegımız tekliflerle çıkmalıdır. Reddedilmiyecek teklif deyin- ce aklıma ilk gelen şu olda: Kanı- lacak cemiyet, arasına birkaç fab- rikatör de alsa. Neden obuasın? Fabrikatörlerin de* bizim kadar memleket — menfaatlerine kıymet verdikleri muhakkaktır. Şimdi bir fabrıkator çıkar da, meselâ bizi şu "pahalı naylon" dan, "sarkan jerse'den iki günde akan "krep saten"den kurtaracak sağlam, ca- zip, mümkün mertebe elverişli bir çamaşırlık kumaş teklıf ederse bu nu nasıl reddede Cazip buluş deyınce bir arka- daş şana teklif etti: Bu cemiyet sık sık kadınlarımızı ucuz giyin- meye teşvik eden defileler tertip edebilir. Meselâ ev kadınlarının arasında en ucuz, en güzel kıya- feti hazırhyan kadına bir mükafat verilebilir, bir müsabaka açılabi- lir. Kadınlar Birliğinin çok şirin, güzel lokali bu iş için birebirdir. m mütehassıslarına — göre, alınacak tedbirler arasında en mü- himi memlekette giyim bilgisi sa- vaşı yapmak ve bu hususta zevk sevıyesını yukseltmektır aten giyim israfını ön- lemek için yapılacak en mühim şey budur. Bir kadın — demode olmuş bir çanta ile dolaşmak istemezse haklıdır ama üç senede demode 0- lacak bir çantayı seçmiş olmakla kabahatlidir. Şık bir hanım tanı- rım; on senelik çantaları, beş se- nelik tayyörleri ile dolaşır. İyi se- çilmiş modeller, eskiyinceye ka- dar kolay kolay demode olmazlar. Ama tabii iyi seçmek şarttır. Ne- dense biz ekseri değişik dediğimiz acaipliklere lüzumundan fazla he- ves ederiz Giyim bilgisi, muhakkak ki, kadını bir çok israflardan koruya- caktır. Hep düşünürüm sanat mek- teplerimizde dikiş, nakış ve türlü marifetler öğretilir de, "giyim bil- gisi" nerede ne ve nasıl giyinilece- ği öğretilmez. Az yapıp çok göster dururken neden hep çok ya- pıp az gösteririz? Teşvik, bilhassa zengin ve şık giyinen kadınlarımızın böyle bir işe önavak olmaları ile kabildir. Herhalde daha yapılacak birçok şeyler vardır ve cemiyeti kuracak elan kadınlarımız bunları düşün- müşlerdir. Onlar isterlerse bize çu- val bile giydirirler; yalnız "çuval modası"nı çıkarabilmek lazımdır. AKİS, 17 MART 1956