18 Şubat 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

18 Şubat 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR HALK ŞİİRİ XIV - XVn ve XVITI Yüzyıllar (Hazırlayan: Cahit Öztelli, Varlık Yayınları, Türk Klâsikleri Serisi: 44 ve 46, 128 ve I10 sayfa, Birer lira). Halk — şiiri, yüzyıllardan beri, büyük halk çoğunluğunun duygularını, düşüncelerini, — acılarını, sevinçlerini dile getırmıştır Yüzyıllar boyunca, halk şairinin sazında ve sözünde, aşk. tabiat, yiğitlik, hiciv, bütün insani davranışlar, en katıksız biçimler için de ifade edilmiştir. Bugün halk şiiri, bir çok bakımlardan yeni şııre kay- naklık etmektedir. Bu zengin şiir da- marından faydalanmasını bilen şair- ler, şiirlerini sağlam temellere daya- mış oluyorlar. Şu var ki, Halk şiiri- mizin ustalarım tek tek seçıp ayır- mak, onların kendilerine ait öz şiir- lerini tesbit etmek, bunları en doğru şekilde verebilmek, son derece güç, uzun, yorucu ve bır o kadar disiplin- li çalışma Isteyen bir iştir. Cahit Öztelli, son yıllardakı çalış- malarıyla titiz bır davra il- mi bir metotla Halk edebıyatım esas h bir tasnife tabi tutmuş ve yeni halk şairleri bulmuştur. Cahit Oztellı nin l)undan önce, "Karacaoğlan", Öro; - Dadaloğ- lu" "Halk Tür kulerı "Der li - Sey- ranı , adlı kitapları — çıkmıştı Son e v yu yıldan XVITI. yuzyıla kadar Halk şiirimizi de, iki kitapta toplayarak yayınlamıştır Bu suretle, halk şiirimizi, XVIII. Yüzyıla kadar dertli toplu gorebılmek mumkun ol- muştur. Kitapların başında, Tekke E- debiyatı, Aşık Edebiyatı, yüzyılın ta- rihi durumu gözden geçirilmiş ve her şair hakkında kısa, fakat özlü bilgi- ler verilmiştir. XIV - XV. Yüzyıl Halk Şıırımıze ayrılan birinci kitap- ta, XVITI. Yüzyıla ayrılan ikinci kıtapta) ise 45 halk şairinin şiirleri toplanmıştır. Bu şiirlerin derlenmesi karşılaştırılması, şiirlerin hakiki sa- hiplerine göre tasnifli mukayeseleri- sin yapılması, en doğru veya dogru- ya en yakın şekilde tanzimi, isi dü- şünülürse, eserlere verilen emeğin derecesi hemen belli olacaktır, Şıırle- rin altında, bilinmeyen kelimeler i- çin, küçük birer sözlük ve gerekli görülen açıklamalar da eklenmek su retiyle. kitaplardan herkesin tam şe- kilde faydalanması temin edilmiş- tir. DOLAYISİYLE (Burhan ARPAD'ın hikayeleri, Ye- ditepe Yayınları: 53, 94 sayfa, 100 ku- Fuş). Burhan Arpad, daha çok bir ga- zeteci olarak bilinir. Ama sanat- la ilgisini kesmeyen bir gazeteci. İs- tanbul Film Dostları Derneği'nin ge- rek kuruluşunda, gerek çalışmaların- da onun önemli bir hissesi vardır. 26 Türk Filimciliği ise, başlı başına dertli bir man Edebiyatından yaptığı tercüme- lerle de, edebiyatla ilgisini devam et- tirmekte oldugunu göstermiştir. “Dolayısiyle" adı altında topladı- ğı ve Yeditepe Yayınları arasında çı- kan hikâye kitabında "Sinema salon- larından gazete ve duvar ilânlarına kadar bir büyük şehrin dört — küsur yılı"nı vermek istemiş. Bu şehir İs- tanbul'dur. — İstanbul'un da, İkinci Dünya Savaştı içindeki “dört küsur yılı"... Zaten hikâyeler o yıllarda ya- zılmış, çeşitli yerlerde yayınlanmıştı. , hikâ âye erin en azından on yıllık bir geçmışı var. Bir büyük şe- hirdeki insanların hayatı, kitabın a- ğırliık noktasını teşkil ediyor. Küçük parçalar içinde bir büyük şehrin umumi karakterini, hayatım vermek düşüncesiyle hareket edildiği belli. bilindiği gibi, konudur. Al- âyeleri, yazıldıgı yılların şartları ıçınde değil de, bugünkü kü- çük hıkayecılığımızın duru n son on yıl içinde aldığı yolu, dikkate ala- rak incelemek ve bir hükme varmak yerinde olur. Böyle olunca da Arpadın hikâyelerinin pek başarılı olmadığı ortaya çıkar. Zira hikâyelerin kuru- luşu, anlatılışı ve dili hiç de tatmin- kâ r Arpa on yıl sonra, yazdı gı hıkayelerı bir kıtap hâlinde topla- lüzumunu ıssettıgıne göre, bunları yeni baştan, bugünün- anlayı- şına uygun bir görüşle elden geçir- işlemeliydi. meli, Yok eğer, hikâye anlayışının, geçen on yıla rağmen değişmediğini söylerse, o takdirde, kendisini, hikâyeciliğimizin bugunku seviyesine göre, biraz fazla arkada kalmış saymak lâzım gelecektir. GÜNLÜK (Salah — Birsel'in sanat yazıları, Yeditepe yayınları: 55, 94 sayfa 100 kuruş). Batı'nın — önde gelen sanat adamla- rı, bir çeşit "Hatıra Defteri" tut- uşlar. Günlük hadiselerin onlarda bıraktıgı tesirleri> düşünceleri gününe not etmişler. Bunların çoğu, öyle yalınkat şeyler değil. Başlı ba- şına bir sanat eseri değerinde olan bu günlük notlar, sanatçının, mese- leler, hadiseler karşısında gerçek dü- şunuş ve davranışlarım tesbit etmiş. Gide'in "Journal"i, bu cinsten bir e- ser. Bizde bu tarza hiç önem veril- memiş. Hemen hemen hiç bir sanat- çımızın tuttuğu bir "Günlük"ü yok. Bu gerçekten bir eksikliktir. An- cak, Batı'da bu işi yapanlar, once asıl eserlerini vermişler, sanat güçle- rini, değerlerini kabul ettirmişler. Iş, artık onların husus! — taraflarını öğ- renmeğe, meseleler karşısında neler duşunduklerını meraka gelm za- man da "Günlük"leri yayınlanmış. Bunlar- Gereken ilgiyi de görmüş. dan hem o sanatçının bir takım hu- susiyetleri öğrenilmiş, hem de türlü konular üzerinde ne düşündükleri bi- Tinmiş. Salâh Bırsel şıırımızde kendısıne mahsus bir h ve yışı olan bir şairdir. Fakat Salah Bırsel Batı- da gördüğümüz örneklere göre, "Gün. lük'ünü yayınlamakta biraz acele etmiştir. Çünkü, Birsel henüz sana- tında dıledıgıne varmamış, her yö- nüyle sanat gücünü —ve eserini ver- memiştir ki, "Günlük"üne sıra gelsin. Esasen bu kıtaptakı parçalar, zaman zaman sanat dergilerinde de çıkmış- tı. Bunlar, bir sanatçının, defterıne ıçin yazılmış, neme, olabılen, yazılar bunlar... "Gün adı altında, bir takım sanat yazılarını toplamıştır Ama ki- tabın adındaki ia, okuyanı bu ko- nu üzerinde ıster istemez düşündürü- or. Kitaptaki parçalarda, hemen he- men bütün sanat hadise ve meselele- rine temas edilmiştir. Birsel, kendi görüşlerini açıkça belırtmıştır Açık- ça ve biraz fazla kesin olarak. Bir takım fikirlerini ve goruşlerını 'mü- nakaşa kabul etmez" tarzda belirti- si okuyanı rahatsız ediyor. Ele alıp, dokunduğu meseleler hakkındaki fi- kirlerinin hepsine katılmak da im- kânsız. Ancak, islenmiş, dikkatli, ıtı- nalı dili bılhassa dikkati çekiyo Sonra okuyana sanat meseleleri ü- zerinde düşünmek imkânını veriyor. Bu suretle de faydasız olmaktan ken- disini kurtarıyor. AKİS, 18 ŞUBAT 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: