Safa Kılıçlıoğlu Gazeteler Bravo Nadir Nadi haftanın sonunda bilhassa Geçen İstanbul gazetelerine bir göz erinden o nad ğ Ama ba mevzuu neşriyata yol a- çan hadıse kara kış değildi. Nitekim cuma günkü Yeni Sabah gazetesinin birinci sayfasının tepesinde sekiz sü- tun üzerine 72 puntoluk simsiyah harflerle yer alan havadis gazetelerin altı sayfadan fazla çıkamayacakları- na ve okuyucuya hediye verme, pi yango tertipleme işlerinin yasak edil diğine dairdi. Aynı gün r gazete- ler de kağıt fiyatlarının yukseltılme- yeni tedbirler dolayısıyla muhtelif fi- kirler, tezler ortaya atan makaleler yayınlamışlardı. Hemen hepsinde bü- yük manşetler göze çarpıyordu. Sa- miidafaa ettikleri şey şey, kendi öz menfaatleriyd tecılıgın bir de ticari cephes duğunu gösteriyordu. bulun- Telaşlananların başında Yeni Sa- bah geliyordu. Altı sayfadan fazla çı ölümden beter n Sefa Kıhçlıoğlu Babıalıye dinamizmi ve modern basın anlayışını getiren bir kaç "patron"dan biriydi. Hakika- ten Yeni Sabah işin başında sahip göründüğü yepyeni ruhla büyük ham leler yapmış ve bunun mükafatını ti- 12 Cihat Baban Çeşitli - şahsiyetler -- — Çeşitli fikirler rajını 100 binin üstüne — çıkarmakla görmüştü. Ama Sefa Kılıçlıoğlunun sinirleri - tıpkı yar-i vefakârı Nihad Erimin sinirleri gibi - dayanıklı çık- mamıştı. Aleyhinde açılan bir - da mahküm olduktan sonra gazete- nin takip ettiği politika Yeni Sabahı “piyango gazeteciliği" ile tu- tunabilir hale duşurmuştu Buna rağ- men tiraj, süratle iniyordu. Şimdi k ve ikramiye da- ğıtmak imkânı da ortadan kalkınca gazete elbette ki sekiz değil, yirmi sekiz sütunluk manşetlerle feryadı bassa yeriydi. Hükümetin kararıyla, Sefa Kılıflıoğlu en derin yerinden yaralanıyordu. O yüzden, Menderesin basın politikasına ver yansın etmek- ten çekinmedi. O Menderes ki bugün- kü sarsıntılı durumuna Sefa Kılıçlı- oğlularını kendisine ideal arkadaşı yapmak yüzünden düşmüştü. O basın politikası ki "balayı devri"nde Yeni Sabaha bütün tahsislerde aslan payı ayırmıştı. Ee. dünya böyledir ve Menderesin dünyayı öğrenmek zama nı çoktan geçmiştir. Tercüman'ı ise piyangoculuğun men'i değil, resmi ilanların kaldırıl- ması ihtimali tedirgin etmişti. Cinai Baban o takdirde ticari ilan inhisarı- nın basının üzerine kâbus gibi çöke- ceğini söylüyordu ve bunda kendisi- ne hak vermemek imkânsızdı. Zira resmi ilanları nasıl Demokrat Parti hususi menfaatini düşünerek tevdi e- diyorsa ticari ilanlar da bir şirket ta- rafından ş ölçülerle — dağıtılıyordu ve Cihad Baban bu şirkete karşı bir kaç sene evvel harp ilân etmişti. Fa- hallederken tıcarı ilanlar için de bazı Ahmet Emin Yalman esasları kabul etmemesi — düşünüle- mezdi bile. Gazete, maliyetinden u- cuza satılan ender mallardan biridir. Bu açık, reklâm gelirinden kapanır. Eğer ticari ilânların bugünkü dağıtı- lış şekli baki kalırsa hakikaten basın yem bir kuvvete esir edilecektir. Za ten su anda ticari ilânlar mevzuunda hü ile mılletvekıllerını - bu harbın safhalarınd n ve ticari İ ların bugünkü korkunç dağıtılış tar- zından önümüzd haftalar içinde haberdar edecektir. Cihad Baban bunu düşünerek res mi ilânların kaldırılmamasını, fakat sistemin ıslah edilmesini istiyordu. Halbuki sistem, prensibinden bozuk- tu ve ıslah edilmesine imkân yoktu. Feryadı basanlardan biri de Ah- med Emin Yalmandı. Daima büyük laf edip küçük politika takip eden Vatan başyazarı kâğıt fiyatlarının arttırılması karşısında — yüreğinden vurulmuşa benziyordu. Ahmed Emin Yalman bundan senelerce evvel gaze- te fiyatlarım 25 kuruşa çıkarmak i- çin gazete sahipleri arasında kam- panya açmış, fakat bu parlak fikre yanaşan pek çıkmamıştı. Ahmed E- minin derdi suydu: Vatan gazetesi satılmıyordu. Üstada göre bunun se- bebi Vatan'ın bir "fikir gazetesi" ol- masıydı. İşte, kor olası okuyucu bu memlekette "fikir gazetesi"ne itibar etmiyordu. Buna mukabil Yeni Sa- bah gibi ikramiye dağıtan, renkli ila veler yapan cerideler harıl harıl satı- lıyordu. Ahmed Emin Yalman o mev- zuda —bugünkü tedbirlerin alınması için iktidarın başlarına devamlı tel- AKİS, 18 ŞUBAT 1956