YURTTA OLUP BİTENLER Çalışma Vekâleti binasında, duvarları tahta kaplama zarif çalışma odasında: menin hızı o kadar büyük ki, yetişmekte güçlük çekiyoruz, de. İşçi ve iş yeri meseleleri bahis mev zuu idi. ra Vekil, yanında duran ista- tistikleri açtı. Bu istatistiklerde kalkı— nan bir memleket gözle görülür bir şekilde ortadaydı. Bayii uzun zaman var ki bu "kal- kınma" kelimesi İktidar propaganda— larının ağzından lügatimizin en sevim- siz kelimelerinden biri haline gelmış— tir. — Ekmek yok! dersiniz, — Memleket kalkınıyor, derler, — Şeker yok! dersiniz — Memleket kalkmıyor, derler, — Şu yok, dersiniz, — Memleket kalkmıyor, Fakat, duvarları tahta kaplama 0- dadaki istatistikte — beliren kalkınma, bu neviden değildir. derler. İstatistik, yurttaki işçi ve iş yeri sayısına ait bulunuyordu. İlki Ankara, Aydın, Balıkesir, Bursa, Diyarbakır, Edirne, Erzurum Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Kayseri; Kocaeli; Konya; Sam Seyhan Sivas, Trabzon ve Zonguldagı ihtiva ediyordu 1948 senesınde buralardaki iş yeri sayısı mecmuu , iİşçi mevcudu 1953'de ise birincisi 1k1ncısı 461 113'e yükselmiş- tir. Memleketin iş kapasitesinin yük- seldiğine bundan iyi bir delil, kolay kolay bulunamaz. İş yerlerinin sayısı 1954 şubatında ise 17615 dir Vekılının, tedbir almakta yetişilemediğini bildirdiği tempo işte bu tempoydu. Buna rağmen memleke- tin şurasında veya burasında yükselen işçi hastahaneleri, bakım evleri, barın- dırma yurtları, genişleyen ihtiyarlık hastalık kaza si- mevzulardan biri olan işçiye ev temi- ni meselesi elde bulunan, terakkiler kaydedilen — ama, her türlü reklâmın dışında, resmi propagandanın haricin- de — işler arasındadır Pek çok kimse bilmez ki işçiler, ev sahibi olmak üzere aralarında bir yapı kooperatifi kurdular mı, Vekâlet onlara, gereken paranın 95 90 nını © 4 faizle kredi olarak bulur. Bu para, biriken ihtiyarlık — sigortası fonundan alınıp verilir. Kolaylık burada bitmez. Ev yaptır— demektir? Onlara üstelik, ucuz fiyat- la arsa temini için de Vekâlet husu- si gayret sarfeder. gerçi bu arsalar Floryada, deniz kıyısında değildir; a- ma nerede olursa olsun, hakiki ihtiyaç 10 onların kimse sahiplerine — dağıtılacağından, emrine tahsis edileceğinden şüphelenmez. Sigorta işlerinin iyi yürütülmesin- de bir sebep nazariyatla f'ıılıyatın yan yana faaliyet göstermesi, dım etmesidir. Gerçi bizzat Akademik kariyerden geldiği için ilmin kıymetini takdir etmektedir, ama kendisinden de evvel İşçi Sigorta- ları Genel Kuruluna üniversitede iş uku sosyal ekonomi, sigorta ve iş hıfzıssıhhaları derilerini okutan öğre- tim üyeleri kanunen — katılmışlardır. Bunların yanında Vekâletin, iş veren- lerin temsilcileri vardır. S imdi Vekâlet, yeni teşebbüslere gi- 5 Trişmiştir. Hayreddin Erkmen bey- nelmilel konferansa katılmak üzere daha oldukça kısa bir zaman evvel talebe olarak bulunduğu Cenevreye gittiğinde Beynelmilel İş Bürosu (B. I. T.) reisile temas etmiş ve hayırlı kararlara varmıştır Bunlardan en mühimi şudur: Ekim ayında İstanbulda, Tophane- deki İş ve İşçi Bulma Kurumunda bir Çalışma Enstitüsü faaliyete geçecektir. Bu enstitünün gayesi etüd ve personel yetiştirmektir, ilk önce milli bir ma- hiyet taşıyacak, fakat 1955'de Orta Şarka şamil beynelmilel bir müessese haline getirilecektir Enstitü tâ başından beri B. İ. T. ile beraber çalışacak, onun yardımınd ve mütehassıslarından faydalanacaktır. İstanbulda ayrıca bir iş gücü faali- yet merkezinin bulunduğu da hatırlar- dan çıkarılmamalıdır, ütün bunlara rağmen memleketteki iş ve işçi davası halledilmiş, ortada mesele kalmamış mıdır? Haşa! Bunu iddiaya hiç kimse cesaret e- demez. Her şey bir kenara, ancak se- çimden seçime ortaya çıkarılan ve se- çim aralarında sakalı şerif gibi maka- mı mahsusunda muhafaza edilen grev hakkı mevzuu henüz ele bile alınma- mıştır. Alınması da yarın veya öbür gün olacak bir iş değildir Fakat gene de işçi vatandaşlarımızı- zın, milletin bir çok sınıfından, meselâ hâkimlerimizden, — profesörlerimizden, memurlarımızdan — talihli olduklarım inkâr haksızlık sayılır. Ücretleri yüksek olduğundan veya ev yaptırmak ıstedıklerınde yuzde 90 kredi alabildiklerinden değ Bir hâkim, bir profesor veya bir memur — gibi değil Bakan, alimallah Başbakan onları yerinden edemez, ek- meğiyle — oynayamaz, siyasi kanaatin- den dolayı bugünden yarına işinden ata Işçıler kanunların himayesinde bu- lunan, teminatları mevcut talihli va- tandaşlarımızdır. Kapaktaki Adam Hayrettin Erkmen eçim kampanyalarının en kızıştığı günlerde, partilerarası münasebetlerin en gergin olduğu an- zamanlarda iki taraftan da bazı a- damlar vardı, hiç kimse tecavüze yeltenmiyordu. Bunlardan biri Hayreddin Erk- mendi. Çalışma — Vekilleri bir zamanlar kabinelerin sonunda yer alırlardı. İşletmeler Vekâleti kuruldu ve Ça- lışma Vekilleri "son numara" ol- maktan kurtuldular. Ama kabinede- ki âdet yaş olsaydı, sonuncu san Hayreddin Erkmene düşerdi. Çalış- ma Vekili, Vekil olduğu zaman 37 sine basıyordu. Bugün 38 indedir ve bekârdır. Hayreddin Erkmen Giresunda dogudu Sene 1416. Şimdi de Giresun Mebusudur, Lise tahsilini Trabzon- da yaptı, Mülkiyeyi bitirdi. Ama o kadarla kalmadı: Cenevreye gitti, dok torasıyla beraber İIktisad fakültesini tamamladı, Lozana geçti, Hukuk fa- kültesinin diplomasını aldı İlk iye Mali- ye Vekâleti Tetkik Heyetinde — ra- portörlüktür, oradan — üniversiteye geçti, İktisat fakültesine asistan oldu 1950 de mebus seçildiği zaman o va- zifedeydi. Eğer Vekiller "siyasi vekil", "tek- nik vekil" diye ayrılsalardı Hayred- din Erkmen ikincilerin en iyilerin- den biri olurdu. — Başvekilin hususi tayyaresinde bir Paris dönüşünden sonra — Avrupa — konseyinde dele- geydi — kendisine Çalışma Vekâleti tevdi olunduğu zaman işine canla başla sarıldı. Nice vekil, şu cumhuriyet tari- hinde, aynı hüsnüniyeti — göstermiş- tir ve sadece bu —hüsnüniyeti saye- sinde bir de iyi nam — bırakmıştır. Onların ekserisinden farklı — olarak Hayreddin Erkmen'de kâfi malümat ve kültür de vardı. İnsan yaptığını aşkla, imanla ve bilgiyle yaparsa el- . Çalışma Ve- başarısı ve topladığı sevgi, sempati bunun neticesidir. Bir vekâlette işler sessiz ve ala- yişsiz, ama iyi gidiyor. Bir vekilin resmi veya beyanatı, yahut seyahate çıktığı haberi her gün gazetelerde yer almıyor; ama vekil, ismi etra- fında daimi surette gürültü kopan- lanlardan da fazla muvaffak olu- yor. Hem de bir suça köşkte otur- duğu halde, kendisine taş atılmadan Hayreddin Başvekil Menderesin bizzat bulup çıkardığı ve politika hayatımıza hediye ettiği genç kıymetlerden biridir. AKİS, 31 TEMMUZ 1954