Maarif Neyi tetkik? C elâl Yardım Unıversıtelerde tetkikler yapmak üzere, bir heyetle beraber Amerikaya gıdecegı dedi. Bunu soyledıgı zaman Celâl Yar- dımcı Türkiye Cumhuriyeti Hüküme- tinin Maarıf Vekiliydi — hâli da öyle- ir — ve şimdi bu seyahatin hazırlık- larına başlanılmış bulunmaktadır. Mede memleketler topluluguna mensup memleketler vekillerinin te- maslar yapmak konferanslarda bulun— mak, hükümetlerinin görüşlerini izah etmek üzere değil, sadece Amerikaya, Patagonyaya — bile gitmeleri bugünün en tabii hadiselerindendir. Fakat bu memleket vekillerinden biri — "tetkik- lerde bulunmak, yani görüp öğrenmek için bir yabancı diyara gitsin... Bu, ancak geri şark milletlerine hâs — ve sadece onlara yakışan bir hareket tar- zıdır. Yabancı memlekeferde tet- kik, yapılsa yapılsa, vekil olmadan ya- pılır Vekil olduktan sonra ise — böyle hafifliklere cevaz yoktu ekil, bu neviden işler için mutehassıslar 'kulla- nan adamdır. Tab'i kendi sahasında- ki işlere dair vukufu bulunan bir adam değilse... Hâdise İstsnbulda, bir basın toplan- tısında cereyan ediyordu Vekil, sark vilâyetlerimizde kurulacak Atatürk ü- niversitesine ait çalışmaların hangi sa- hada unduğunu — anlatmaktaydı. İfadesine gore başında kendisi bulu- nan bir heyet Amerikan üuiversitele- rinde "tetkik" yapmak, onların kuru- luşlarını inceklemek üzere yakında A- merikaya gidecek, bir müddet orada kalacak, görüp öğrenecek, sonra Ame- rikalı mutehassıslarla beraber Türki- yeye dönecek, Amerikalılar bizim A- tatürk üniversitemizin temellerini ata- caklardır. Sanki bir Vietnam Vekili Fransaya, bir Güyam Vekili İngiltereye gidecek- “Bu. Celal Yardımcının yaptıgı ikin- ci gaftır. Bir gün Mecliste Muhalefet Liderinin hücumuna ugradıgını vakit Devlet Vekiliydi ve Başvekıl a— dına söz almıştı — kendisini: — Ben. politikada acemiyim Bana e diye hücum edıyorsunuz' Siz, bu 1şte kurt olmuşsunu tarzında mudafaa et mişti Çimdi de Türkiye Cumhurıyetı Hü- kümetinin bir Vekili olduğu halde, "tetkik" lerde bulunmak üzere Ameri- kaya gitmeğe hazırlanmaktadır. Şahsına karşı duyduğumuz hisler ne kadar dostane olursa olsun, bu ye- ni gafin milli hisleri acıttığını burada ifade etmek isteriz. Biz, hâlâ görüp öğrenmeğe ihtiyacı, bulunan Vekiller kullanan geri bir şark memleketi ol- maktan çıktık. Yeni montesgieu'lere yeni 'Acem mektupları" yazdıracak değiliz. AKİS. 31 TEMMUZ 1954 Bir Maarif Vekili Amerikanı üni- versitesinde bizzat neyi tetkik eder? ütün medeni milletlerde yapıldığı gi- bi oda, raporlar üzerinde çalışır. Gi- dip üniversitesin kuruluşunu mu ince- leyecektır ders programını mı, kanti- ni mi, binasını mı? Bir defet, bunlar hakkında malümat almak için Atlanti- ği aşmaya katıyen lüzum yoktur. A- merikadaki — kültür ataşemize yazıldı mı, bu hususta en etraflı bilgi bir haf- ta içinde gelir. Yok, profesörlerle temaslar yapmak maksadıyle mutlaka birini gitmesi gerekiyorsa, o zaman da gitmesi uygun son adam Maarif Vekilidir. Bir Veki- lin vazifesi bu mudur? Bir Vekâletin mütehassısı yok mudur? O halde ka- rayollarını incelemek üzere Nafia Ve- kili, vapurları incelemek üzere Mü- nakalât Vekili, tapu dairelerini incele- Celâl Yardımcı Hâlâ mı tetkik? mek üzere Devlet Vekili v.s., v.s., ni- hayet — nasıl hükümet edildiğini örmek üzere bizzat Başvekil çantayı eline alsın ve diyar diyar dolaşsın. Bu yapılacak iş değildir. ve yapıl- maması gerektir. Projeden bir an ev- vel vaz geçilmesini; mutlaka adam göndermek gerekiyorsa bir mütehassi- sin — gönderilmesini, fakat daha iyisi mütehassısların getirtilmesini halisane ve acizane tavsiye ederiz. asıl maksat seyahatse, bunun için Cook acentesine müracaat daha uygun değil midir? Milli Müdafaa Degıştırılen Istıklal Marşı Bır cumartesi günü saat tam 13'de Ankarada, Bakanlıklardan geçenler YURTTA OLUP BİTENLER hayret ve şaşkınlık içinde duraladılar. kulaklarına bir marşın nağmeleri geli- yordu. Bu, âşinân oldukları bir melo- diydi. Fakat ne kadar başka türlü ça- lınıyordu. Doğrusu istenilirse - duraklamağa değil, durmaya mecburdular. Zira, ne kadar değişik tarzda çalınırsa çalınsın eğer yanılmıyorlarsa bu, İstiklâl Mar- şımız di. Acele, çabuk, suratlı bir hale getirilmişti. Sanki bir ürüyüş marşı Ahengi, o agırlıgı tokluğu tamamiyle ortadan kaldırılmış, tempo- su alt üst edilmişti. Hele söylemeye katiyen imkân yoktu. Bandoların geçit resminde — çaldıkları sıra marşlardan biri gibiydi. Yıldırım gibi çalındığın- pek kısa bir müddet içinde bitti. C artesi günleri saat 13'de, karada Bakanlıklarda resmi dairelerin üzerine bayrak çekilir ve bu münase- betle bir merasim yapılır. Milit Mü- dafaa Vekâletine bir askeri bando ge- lir, bayraklar direklerde yükselirken Istıklal Marşımızı çalar. e o gün — ve bugün — bu marşı acaip şekilde çalan o birliktir. Tempo- nun değiştirilmesi için emir, bizzat ye- ni Genel Kurmay Başkanı tarafından verilmiştir ve kendisinin giriştiği "ısla. hat hareketleri" arasındadır İstiklââ marşımızın zaman zaman tenkidlere yol açtığı bir hakikattir. Temposunun fazla ağır olduğu, söyle- mesırım güç bulunduğu da ileri sürül- müştür ve sürülmektedir. Fakat bunu değiştirmeğe bir genel kurmay başka- nının kendini selâhiyetli gormesıne şaşmamak elden gelmez. Değil genel kurmay başkanı, cumhurbaşkanı bıle devletin Tresmi marşına — dokunmak hakkına sahip değildir. Eğer her isteyen marşları ve bay- rakları kendi zevklerine göre ayar- larsa, bu, içinden çıkılmaz bir kesme- kes doğurur, ne milli bayrak kalır, ne ili mars! Bakanlıklarda askeri bandonun hu" susi emirle çaldığı o acaip şey, İstiklâl marşımız olmaktan çok, ama pek çok zaktır. Bu mars bir kanun mevzuu— dur ve ancak Türkiye Büyük Mill Meclisi tarafından tâdil edılebılır Yoksa ona, beğenilse de beğenilmese de hiç kimse ilişemez. Marşı işitenlerin duydukları hüzün ve şaşkınlık buradan ileri gelmekte- Fazla duşunulmeden verilen emrin geri alınması ve İstiklââ marşının askeri bandolar tarafındarı da gerekti- ği gibi çalınması, derhal yerine getiril- mesi icap eden bir husustur. Bu meselenin üzerinde, düzeltilin- ceye kadar, her hafta büyük bir titiz- likle duracag Çalışma Talihli Vatandaşlar , Ankarada — Ve- Ankaradaydı — üzerindeki yeni Hay eddin Erkmen kil olduğu halde Mithat Paşa caddesi