KÜLTÜR Üniversite Yugoslav Universiteleri Bı urada üniversitelerimizin hoca kadrolarını siyasi ahlâk nizamı i- cinde taze tutanak emeli müstahseni ile yeni kanunit hükümler çıkarmakla meşgul iken Yugoslavya Garp âlemi- nin Üüniversite telakkısıne doğru ge- niş bir adım mış gibi görünüyor. Yugoslav Federal Meclısınm geçen 12 kabul Üniversiteler Meclis alınmaktadır. 3) Üniversiteler, şimdiye kadar hep aynı örnekte olan teşkilât ve tedrisatlarını, bundan son- ra, bulundukları susi şart ve ihtiyaçla mak hakkını kazanıyorlar. 4) sörler üniversite meclisleri tarafından beş yıl (doçentler üç yıl) için seçile- ek ve memuriyetleri mahalli cumhu- riyet meclisleri (yâni Sırbistan Cum- huriyetinde, Sırp, Hırvatistan Cum- huriyetinde halk meclisleri, Slovenya, Bosna ve Makedonya Cumhuriyetle— rinde kendi halk meclisleri) icra kom teleri tarafından tasdik edilecektir; se- çilme veya reddedilme kararları ne gi- bi sebeplere dayandığı açıkça bildirile- rek ilân olunacaktır. Birinci Dünya Harbinden dogmuş vardı: Sır üniversitesi — (Belgrad), Hırvat üniversitesi (Zagreb), Sloven üniversitesi (Lübliana). Bunlar hass o üniversiteleri, kinci Dün Harbinden Bosnada (Sara]evo), dıgerı yada (Üsküp) olmak üzere iki üniver- site daha açıldı. Fakat bütün üniversi- teler sıkı bir merkezi kontrol altına alındı. Teşkilât ve tedrisatta Rus nü- fuzu hâkim olmağa ba şl adı. Her şube- de Marksism — mecburi bir ders oldu. Gerçi üniversite meclislerinde Federal AKİS, 31 TEMMUZ 1954 Gene eski bir gerçeğin hikâyesi BIZ DE Merkezi . Umuminin (1) "acele i- şaretli telgrafından buradaki Ku— lun erkânı pek bir şey anlayamadı- lar. "Alemi Medeniyetin — vicdanı müşterekinde — unulmaz yara açan masum FRR hakkındaki idam hük- müne karşı bir protesto mitingi ya- pılarak neticesinin süratle bildiril- mesi" isteniyordu. Son gelen Ajans haberleri arasında FRR'in idamına dair iki satırlık havadis burada kim- seyi ilgilendirmemişti. Ne FRR'i bi- len vardı, ne de idam hükmünün se- bebini. Zaten bura demiryollarından hayli uz da kalmış bir şehırcıktı İstanbul ga- zeteleri beş günde geliyordu. Merkezi-Umu- protesto ediniz, yapacaklardı? mi miting istiyor; diyordu, Elli, altmış kişiyi toplamak kolaydı. Am uk ek, bir- şeyler soylemek lazımdı Ne söyle- necekti. Ya aradan, biri çıkar da idam edilıyor" . dıye sorarsa ne cevap verıle— çektı Dersi olduğu için geç kalan İda- di Müdürü hele gelebildi. "Neredesin, hazret? Yetiş imda- da!" diye karşıladılar Bu işin içinden ancak o çıkabilir- di. Çünkü hem üdürdü, hem de Fransızca hocası idi Bilgili adamdı. İdadi Müdürü telgrafa şöyle bir göz 1, sonra dikkatle — okudu. Biraz duşu ndükten sonra, elinden geldiği kadar tevazu göstermeğe ça- Z N a CI o papazı demektir. d yerlerde Frenk papazlarının vardır ya. İ nların hocalarına FRERE derler. Fransızca bir isimdir: kardeş, birader mânâ- sına gelir. İşte böyle bir FRER'i haksız olarak idama mahküm et- misler, belki idam bile etmişler. Şim- di biz bu haksızlığı protesto edece. (D Osmanlı Devletini on yıl (1908 . 1918) idare etmiş olan Os- manlı İttihad ve Terakki Cemiyeti- nin — İstanbuldaki — 'genel — kurulu" (2) Türkçe eski yazı imlâsına gö- re yazılmış olan aslının yeni - yazıya çevrilen sekli budur — Eski yazılı me- ü rer" okunabileceği gibi ” t" de okunabilir. SAHASINDA VARDIK Avni BAŞMAN takdirle Ajansı Z Kulüp erkânı bu izahı dinledi, fakat kâfi bulmadı getirttiler, bir daha okudular. Bun- dan da yalnız haberin . İspanyada Barcelonadan verilmiş oldugunu Öğ- rendiler. Başka malümat yoktu arın mitinge gelenlere ne söy- leyeceklerdi? Müdür "Canım, Ielaş etmeyin, o- nun da kolayı var," dedi. Şimdi Abaraba: aşına gidecek, Frenk manas- tırının reisini görecek, malümat a- lıp elecekı raba şı saglam taş yapılı kılı- li hıristiyanlardı, çocukları giderdi. M yalnız alşverş için € hastalıklarını papaslara yahut sıtma için okunmuş yaprağı almak maksadı ile erkek, ka- dın bazı köylüler ve fukara şehirliler kapı ağzına kadar gelirlerdi; başka iç bir müslüman manastıra — ayak basmazdı. Kahve rengi kalın abasına bürü- müş, uzun boylu muhteşem sakallı Hollandalı dadi talyan, öbürü yerli iki rahip arkadaşı ile kendi dille konuştular. konuşmadan — bir şey yalnız bir kaç defa FRER ve RER sözlerini fark edebildi. bunlar da bir Nafile, şey bilmiyorlarmış. Müdür ziyaretine biraz da çeşni vermek için rahipleri, — kendiliğin- den, mitinge davet etmeği unutma- İ, "Muhakkak olan şu ki sizlerden bir FRER haksızlığa kurban edil- miş. Biz yarın halkı toplayacağız caniyane suikasti protesto ede- i de beklerız gelırsmız el- ç katolik rahıbınm yüzleri bir tuhaflaştı. Reis hafif bir gülümse- me, fakat pek nazik bir dil ile özür diledi: Malüm ya onlar ecnebi idi- ler. Bundan başka mensup oldukları tarikatin nizamları da bu gibi hare ketlere katılmalarına katiyen — mü- saade etmiyord İki gün sonra Merkezi Umumiye