OLUP BİTENLER YURTTA Kurultayın Müsademe.i da, ufak da olsa, ilk günkü başkanı se- çimi hâdisesinin rolü mutlaka buluna- çaktır. ltıraz edenler ne istiyorlardı? İtiraz edenler istiyorlardı kı Genel Başkan tün adayları eket teker ve sadece "kabul edenler şek- linde reye koysun, sonra en fazla reyi toplayan Kurultan başkanı olsun. Bu n münakaşalara yol açtı, ko- uşuldu konuşuldu, konuşuldu, niha- yet bir teklifin reye konulması ile kö- künden halledildi. — Kurultay başkan seçiminin yeni- lenmesini istiyor mu, istemiyor mu? ir bir ekseriyet menfi rey verdi, bu suretle seçimle gelen Barutçu, ple— bisitle mevkiini tahkim etti, Kurultay heyeti umumiyesi Ge nel Başkanın ar- kasından gitti ve çalışmalara — başla- nıldı. Alkış!anan kısımlar Oıce Genel Başkan nutkunu oku- du. Bu uzun bir nutuktu ve tabii yeni harflerle yazılmıştı. İsmet İnönü belki de harf inkılâbını yapanlardan hayatta olanlar arasında milletin kul- lanmasını — istedikleri harllerı bizzat kullanan tek adamdır. Ne eski türkçe, okur ne eski türkçe yazar. Fakat ışık karşıdan geldiği için, e- lindeki kâğıtları görmekte müşkülât çekiyordu. — Biraz ışık! dedi. Kurultaydan sesler yükseldi: — Genel Başkana biraz ışık!.. Hareket oldu, fakat arkadan ışık vermek imkânı bulunamadı. Sadece, karşıdan gelen ışıklar bıraz ayarlandı. Lider nutkunu, yı r alkışlar ara- sında tamamlad urultayı en ziyade alâkalandıran şahıs meselelerinin haricinde — davaların ne olduğu, delegelerin neden koridorları efkârdan - çıkar memnun, neden şikâyetçi bulundukla- rı bu nutuk sırasında belli oldu. El- bette ki en çok alkışlanan kısımlar en fazta tutulan taraflardır ve bunla- rın başında muazzam bır tezahüratla karşılanan artık meşhu z inkılâpların bekçısıyız cüm- lesi gelmekted O kadar ki ertesi gün Ahmed E- mini Yalman bile bunun, gönüllere fe- rahlık verdiğini yazıyordu. İki numaralı alkışa, Kırşehire reva görülen muamelenin protestosu ladı. Sadece delegeler değil, dinleyiciler nutkun o kısmında uzun tezahürat yaptılar. Bu sırada Osman Bölükbaşı, salonun siyasi partiler tem- silcilerine ayrılan kısmında oturuyor- u. Aynı yerde Demokrat Partiden ise Nusret Kirişcioğlu vardı. Üç numaralı alkışı Yargıtay, Da- nıştay ve profesör teminatlarının kal- dırılmış olmasını tenkid eden kısımlar aldı. Dört numaralı alkışlar, Yüksek Seçim Kurulunun iktidar büyüklerinin seçim sırasında hareketlerini — haksız gören ılamlarına gitti. Bu mevzuda İnönü şöyle de — Geçen seçımde Yüksek — Seçim Kurulunun ilâmları iktidarı cok kız- dırmış olduğu anlaşılıyor. Halbuki bu ilâmlar memleketimize şeref vermiş- tir (Sürekli alkışlar). Bu şerefin en büyük payı da, İktidarda bulunduğu için onun hakkı idi. İktidar, hiddete kapılmakla manen en buyuk zararı kendine yapmıştır. Beşinci alkışları da memurlar hak- kındaki kanundan bahseden kısmında toplandı Fakat "Biz inkılâpların bekçisiyiz" cümlesi ve Kırşehir meselesi diğerle- rinden bir kaç boy ilerdeydi. Nutukta öyle bilinmeyen bir mevzu yoktu. Genel Başkanı Parti için mese- lelerden de bahsetmemişti. Nutuk için kullanılacak en iyi tâbir "acı, — fakat mutedil" olmalı. Bakalım, iktidarın cevabı* ne olacak.. Her halde Kurultayın ilk gününden Zaferin belli başlı şikâyeti. Celâl Ba- yar Amerikaya giderken kendisine, g- yabında ozle hakaret eden bir genç üniversıtelı kızın Divan kâtipliklerin- den birine seçilmesi oldu. Zafer bun- da, devlete hakaret görüyor ve yazısı- nın sonunda bir sopanın ucunu göste- rerek "Buna asla musaade etmeyece- giz" diyordu. Kurultay salonu Ankara - Temmuz saat 12 AKİS, 31 TEMMUZ 1954