delil meselâ Falih Rıfkı Atay gibi bir takım partili muharrirlerin bu tema- yüle karşı kalemleriyle savaştıklarıdır. Falih Rıfkı Atay ve arkadaşları Cum- huriyet Halk Partısının Ataturk Partısı lemesi tezini müdafaa etmektedirler. Komisyonda muhtelif fikirler çar- pışırken ve Ulus gazetesi, partinin yaralarından birini teşkil ederken Halkçı gazetesinde neşredilen beya- natta Nihad Erimin şahsi politikasını görmemek kabil değildir. 1950 seçimlerinin hemen akabinde "o çapta bir devlet adamının Meclise girememesini" Celâl Bayar bile "şaya- nı teessüf" bulurken, dört sene içinde bu genç devlet adamı öyle bir yol ta- kip etmiştir ki 1954 seçimlerinin aka- binde "o çapta bir politikacının Mec- lise girememesini" samimiyetlerinden şüphe edilemiyecek Halk Partililer bi- le "şayanı memnuniyet" bulmuşlardır. Bu hazin bir tecellidir ve doğrusu istenilirse bir politika hayatının iflâsı- dır. Komisyonda ve kurultayda "ileri 1s- lahat" fikri galebe çaldığı, Ulus yeni- den çıktığı ve bir evvelki sayılarını 25 kuruşa sattığı Halkçı gazetesi artık para getirmez hale düştüğü takdirde Nihad Erimin istikbalinden endişe e- dilse yeridir. Belki kendisine, Mükerrem Sarol vasıtasiyle iktidar tarafından bir elçi- lik teklıf edildiğine daır ortada dolaş- raftan da kapıyı açık tutmak gayesini gütmektedir Fakat Halk Partisi için mesele, sa- dece isim değiştirmekle hüviyet değiş- tirmenin kabil olup olmayacağıdır. Partinin adı ne olursa olsun, başında İsmet İnönü bulunduğu - takdirde o parti fiilen Cumhuriyet Halk Partisi olarak kalacaktır ve şikâyet edilen hu- suslar ortadan kalkmayacaktır. Başın- t İnönü'nün bulunmadığı bir teşekkulun ise mılletçe ciddiye alınıp alınmayacağı meçhuldü 1954 de siyasi partılerm teşekkülü- ne müsaade edildiği zaman kurulan ilk parti, Demokrat Parti değil, Milli Kalkınma Partisi olmuştur. Fakat bi- rincisinin, başında Celâl Bayar bulun- duğu için muhalefeti sinesinde topla- mış ve davayı kazanmıştır; ikincisi, li- deri Nuri Demirağ olduğundan bir eğ- lence mevzuu halinde kalmaktan kur- tutamamıştır. Demokrat Parti iktidarı karşısında da muhalefet n ancak başında İsmet İnönü bulunan bir siyasi parti içinde toplanabileceğine inananlar ve 1950 - 1954 arasında kullanılan yanlış metod- lar terkedildiği, hâdiseleri — en kü- çüğünden en büyüğüne — oldukları gibi değil, kendi menfaatte uygun se- kilde gösteren "gözlükler" bir tarata bırakıldıgı takdirde böyle bir partinin halkın rağbet ve itibarını — hele De- mokrat liderlerin sinir sistemleri dü- AKİS, 10 TEMMUZ 1954 YURTTA OLUP BİTENLER FAZIL AHMET'TEN HİCİVLER NA'Tİ ŞERİF — Muhterem İsmet İnönü tarafından — Benim artık başım hâlis kazandır Ya Resulüllâh Civarım — İşte gördüm! — kalpazandır Ya Resulüllâh! Hububat-ı. fünundan — bulduğum yok şimdi tek — habbe; Şu anbarlar, bütün ottur, samandır Ya — Resulüllâh! Neler çektim Nihad beyden, neler — çekmekteyim - hâlâ, (Tıraktör) — sanmışım, lâkin sabandır. Ya — Resulüllâh! (Otuz. beşler) - dahi olmuştur. amma "müridânım”" O şahinler de aslen saksağandır Ya Resulüllâh! (Günaltay) kendini (Ankağ) sanır hep kağfı devlette Fakat hayfâki çökmüş bir tavandır Ya Resulüllâh! Kanarken bünyeler tekmil cerihayla onun kân Serapa faydasız bir (Pansıman) dır Ya Resulüllâh! Evet — bazan coşar, kükrer, fakat ciddi bilenlerce Kıtıktan — yapma bir şir.i giyandır Ya ResulüUâh! "Nedir. kârın?" — diyorlar hep senin — elan — Vedat beyden; Benim kârım ©o işten hep ziyandır Ya Resulüllâh! Atar amma y ciritler, oynatıp sözden — küheylânlar, Süvari zannedilmiş bir yayandır. Ya — Resulüllâh! Bizim yaranımızdan şimdi zaten en küçük dülger Gidip sorsan eğer (Mimar. Sinan) dır Ya Resulüllâh! Ezip dövmek için azgın fikirler şimdi her türlü Atak Falih, mükemmel bir. havandır Ya Resulüllâh! Yazar, tekzib eder tekrar yazar bir çok zevat amma Hücumlar ekseriyya pek — yavandır. Ya — Resulüllâh! Şu "Hürriyyet” süsünden bil ki en çok dem vuran ihvan O içten bir vakit en tez cayandır Ya Resulüllâh! İnanmam kimsenin bir kavline ağzıyla kus tutsa; Aman bezdim masaldan çok zamandır. Ya Resulüllâh! Esasen — bizde gördük — dilberi — tâli — siyasette Acaip huylu, oynak bir bayandır. Ya Resulüllâh! Muvafıklık, — Muhaliflik — — bugünden anlamış herkes — Der.i.ikbâli — lâftan nerdühandır. Ya — Resulüllâh! Gezen şişkin rivayetler hakikat namı altında Yalandır. Ya — Resulüllâh! Yoktadır. Ya — Resulüllâh! Bugün alkış> yarın islık, öbür. gün başka efsâne... Cihan zira amansız bir. cihandır. Ya Resulüllâh! Biraz ciddi duranlardan dahi bir hayli yaranım Neden bilmem ki hâlâ şaklabandır Ya Resulüllâh? "Aman. 1lâfzı senin ismi şerifinle müsavidir? "Anınçün âşıkım kârı amandır. Ya Resulüllâh!"” Bugün yok itimadı kimsenin bir — kimse' hakkında Gelip yârânı artık sen inandır Ya Resulüllâh!, FAZIL AHMET AYKAÇ (İstanbul, — 1952)