KADINLAR ARASINDA Davalarımız Köylü kadınlarımız Yeryüzünde yalnız didinip mihnet dınlarımızı göstermekte tereddüt et- Gozlerını hayata açtığı andan koy mezarlığındaki kuçucuk yerıne göç edinceye kadar bütün ömrü boyunca durup dinlenmeyen bu vefalı ve cefalı mahlükların yaşama şartlarını çok ya- kından tetkik etmeyenlere iddia biraz mübalâğalı gelse de, hakikatin içyüzü- nü bilenlerin mutabık olduklarından şüphe edilemi Köylü kadının talıhsızlık damgası an bu tarzda yapılmaktadır) ebenin aileye verdig' ilk haberle — vurulur: Kız be esi Sakim bır düşüncenin kurbanı, her doğan çocuğun erkek olacağı hulyasını besleyen zavallı babanın hemen Z asılmıştır. Çok defa yavrunun cinsiye- tinin aile facialarına yol açtığı bile vâkidir. günahkâr mevkiine düşürülür. bu hâdise bazan büsbütün evden a- tılmasına, yahut bir "ortak" getiril- mesine lüzum gösteren ciddi, hayati bir mesele halinde mütaleaya — başla- nır!... Lohusa döşeğindeki hasta ka- dının bedbahtlığını, iç acılarını bir an düşünmek bile kalbimizi sızlatma- ya kâfidir. ız çocuğu üç, dört yaşlarına ge- K lir gelmez ilk vazifelerin mesuli- yeti ile karşı karşıyadır: sonra doğan kardeşe dadılık etmek. Artık mini mini eller beşik sallama- ya, sübek temizlemeye, daracık zayıf maya başlamıştır. Bir iki yıl daha geçince işler çe- i nda büyüklere ve isten göz gözü görmiyen ocaktaki saçta pazlama çe- virmek, bakır kapları derede ovmak gibi... Şehirdeki akranların, evde sarı saçlı, pırıl pırıl gözlü bebekler, türlü oyuncaklarla oynayıp çocuk filimleri seyrettikleri, parklarda keyifli keyif- li — salıncak sallandıkları — devirdir b Köylü kızı ismini bile duymadı- arkasında oturup eline ucu çivili bir değnekle — güneşte — kavrula kavrüla döner durur, kâh "çepin çepinleye- rek" akşamı eder, böylece seneler senelere bağlanıp gider. Köylü kızı on dört, on beş yaşına basınca artık baba ocağının — misafiri sayılır. Günü gelince münasip talibe devredilen kaderinin çizdiği yolu tamamlamak üzere ha- yatının ikinci yarısını yaşamaya baş- lar. Kocası zengince ise yattığı — yatak 24 Soroptimist kulüpleri S oroptimist iki lâtince - kelimeden alınmıştır Hemşire mânasına ge- len "Sorar" ve en iyi mânasına ge- len "Optima" kelimeleri... Bunun serbest tercumesı de "Kadınlar için en iyisi" şeklinde kabul edilmekte- dir. Soroptimist kulüpleri iş ve mes- lekleri temsil eden kadınlar için bey- nelmilel hizmet — müesseselerinden biridir. Üyelik yalnız davetledir ve profes- yonel hayatta müstakil olarak çalı- şan kadınlara inhisar — etmektedir. Bır kulübe her meslekten ancak bir kadın alınabilir. Bunun da, hem ça- lışmakta olduğu meslegınde yüksek standardlara ulaşmış olması, başarı göstermesi ve mesleğini en iyi şe- kilde temsıl etmesı hem de şahsi ha- yatında bakımından numune olabilecek bir insan olması lâzımdır Soroptimistlerİn gayeleri şunlar- dır: Kadınların, profesyonel haya- tın kıymetini daha iyi anlamalarına yardım etmek, profesyonel standard- ları iıslah etmek, üyeler arasında egoist olmayan bır ark daşl ya- ratmak iyi sosyal faalıyetlerı des- teklem i soroptimistler arasında munasebet kurmak ve sulh maksadiyle muhtelif memleketlerde- ki kadınlar arasında dostluk — tesis etmektir. Dostlukta samimiyet, başa- rı saadeti, hizmet yüceliği meslek su, Vvatan ve insanlık sevgisi soroptımıstlıgın idealleridir. İlk soroptimist kulübü 1921 de Kalifornia'nın kland şehrinde te- sis edildi. 1923 de Londra Kulübü, 1924 de Paris Kulübü açıldı. O za- mandan bugüne kadar dünyanın her köşesinde, meslek hayatında muvaf- fak olmuş kadınlar soroptimist ku- lüplerinin üyeleri olmuşlardır. 28 de Kanada ve Birleşik Dev- letlerdeki soroptimist kulüpleri bir araya gelerek "Amerika Federasyo- nu u meydana getirmişler, yine aynı tarihte Avrupa kulüpleri de "“Avrupa Federasyonu" nu teşkil et- mişlerdir. Bu iki federasyonun he- men birleşmesinden Beynelmilel Bir- lik meydana gelmiştir. Avrupadaki süratli gelişme 1934 senesinde teşkilâtın iki - federasyona ayrılmasını sağlamıştır; "Avrupa Federasyonu ile Büyük Britanya ve İrlanda Federasyonu üç federasyon bir arada "Beynelmılel Soroptimist Birlği" ni meydana ge- tirmiştir; Her memleketin ayrı ayrı şehirlerindeki kulüpler o memleke- < nedir? Bedia Çobanoğlu (Türkiye — Soroptimist — Kulüpleri Sekreteri ve — Veznedarı) tin Birliğine bağlıdır. Soroptimistli- ği memleketımıze ilk getiren Müfide Ferit Tek, onun, bizdeki ilk kurucu- da o lmuş, İstanbuldaki kulübü açmıştır. Daha sonra Ankara mir kulüpleri — açılmış ve resmen Türkiye Soroptimist Kulüpleri ligi teşekkül ederek Reisliğe sek Mühendis Hürriyet Sırmaçek se- çilmiştir 952 senesinde Kopenhag'da imza- 1lanan Beynelmilel Konvansiyonda soroptim istin bünyesi biraz değiştiril- di. SIA (Soroptimist International Association) adı altında bir dünya sekreterliği kuruldu. Bunun başında ir reisi, âtibi, v.s. vardır. Her dört sened bir SIA, sıra ile Ameri- kada, Ingılterede ve Avrupada bir beynelmilel kongre yapar. Bu kon- grede dünya soroptimistleri reisi se- çilir. Bundan sonraki SIA toplantısı 1956 da New Yorkta yapılacaktır. Bu kongrede dört senelik bir prog- ram şeklinde hazırlanmakta olan "Sakat Çocuklar ücrim Çocuk- lar"” ve "Gayrı eşru Çocuklar" üzerinde — muhtelif - memleketlerin hazırladığı etüdler münakaşa edile- cektir. SIA Birleşmiş Milletlerle Unesco himayesindeki gayri resmi müessese- lerden biridir. Bütün nasyonal iş- lerde — sıkı bir tarafsızlık gutmek politik, dini ve ırki mevzular üze- rinde münakaşadan kaçınmak SIA- nın politikasıdır. halline uğraştığı ilgili olarak her sosyal programları vardır. Beynelmilel kongrede muh- telif memleketlerde yapılan dört se- nelık faaliyet raporları okunur onu takip edecek diğer dört senelık g ram — üzerinde kararlar verilir. Kulupler kongrenin tesbit ettiği sa- halar üzerinde çalışmakla — beraber kendilerinin seçecekleri mevzularda da faaliyet göstermekte serbesttirler. Kulüp bayatı ve toplantılar, üye- lerin, diğer kadınların yaptıkları iş- leri takdir etmelerine yardım eder. İşe yarama, anlayış ve bağlılık his- lerini uyarır. Kulüpleri içinde ve kulüpleri vasıtasiyle üyeler, bugün- kü kadının mesuliyetlerini idrâk e- derler ve modern cemiyette kadı- nın elde etmesi gereken kakların, aldığı Vazıfelerın besledıgı 1steklerın daha iyi idare edilmesinde rol oynarlar. On l rdan gördükleri ilgi —nisbetinde, işlerindeki başarıda hız alırlar. Soroptimizmin, bazı problemlerle kulübün — bazı AKİS. 10 TEMMUZ 1954