ASKERLİK Bütçe İngiliz Ordusu Manevrada 1.639.900.000 — İngiliz lirası İngilterenin -1955 bütçe tahmin- leri 8 şubat 1954 de neşredilen beyaz lkı aba nazaran İngilterenin 1955 müdafaa masrafları 1639900000 İn- giliz lirasıdır. Bu yıl bütçesine nazaran 3.140.000 lırahk bır fazlalık gösteriyor. Bu artış Denz, İkmal ve Müdafaa Vekâletlerine ait- tir. Bu bütçede Amerikan yardımı 85 360.000 liradır. Bütçe — taksimin Tommiler yürüyor 536 bin kişi Hepsi İki 19 Nisanda Erzurum B aşvekilimiz bir nutukta da soyledigi niyle güvenmektedir. Or dumuzun kudreti 1950 ye nazaran bugün en az iki misli yüksektir. Onların devrırıde Türk Ordusunun, — zamanına göre bir — iptidailiği — vardı." Bu sözler hazin bir hakıkatın ifa- çok hafif söylemiş ve lümu olan bu hakikati edeb ve terbi- ye ile bu derece üstü kapalı olarak anlatmak istemiştim" demişt Muhalefet lideri, 22 nısanda Kay- serı nutkunda bu sözleri "orduya le— dâvalarının en büyüğüne ait olduğu için bunu incelemekte fay da buluyoruz. Bir tarafta, hükümet reisi, yapılan işlerden bahsederken, ordu bakımından da nereden nereye gehndıgını izah ediyor. Öte tarafta i- sedilmesini orduya dil uzatmak te- lâkki ediyor. Demokraside millet iş- leri — hangi sahaya alt olursa ol- sun — millete olduğu gibi söylenir. Birinci Büyük Millet Meclisinde bizde de bu usul vardı ve harp ha- linde bulunmamıza rağmen orduda görülen noksanlar ve hatalar Millet Meclisinde — şiddetle tenkid edilirdi. da Erkânı Harbiyei Umu- miye Vekili ismet Bey bu konuşma- lardan memnun olmazdı. Meclis, va- zifelerini hakkiyle yapamadıklarına kani olduğu bazı. kumandanları ve dolayısiyle Milli Müdafaa ve Erkâ- i Vekâletlerini tenkid e- Harbiye Vekili de kendini ve haksız yere tenkid edil- diklerine kani olduğu kumandanları müdafaa etmiş, fakat aynı zaman- da Meclise ders de vermek istemiş ve "dedikodu yolunu tutarsak bu tehlıkelı ve çöktürücü bir yol olur" Kendisine o zaman şu ce- “Burada herkesin vardır.... De istemeyiz efendim!;." Birinci, Meclislen sonra bu usul kalktı ve zamanımıza kadar, milli müdafaa işlerinin eksik ve bozuk ta. raflarından, bahsetmek yasak oldu. Batı parlâmentolarında sık sık mü- şahede ediyoruz ki devlet adamları milli müdafaalarının bütün eksikle- rini, bozukluk ve kusurlarını oldu- ğu gibi milletin gözü önüne döküyor- lar. Matbuat her millet dâvasında olduğu gibi bu bir numaralı milli SAHASINDA Zihniyet Seyfi Kurtbek dâvada da tenkid edilecek hususlar görünce hiç çekinmeden onları umu- mi efkârın Önünde deşiyor, ve hi kimse bu tenkid ve açıklamalardan orduya karşı bir hürmetsizlik — mâ- nası çıkarmıyor. O zaman ordunun silâhları eskimiş, malzemesi eksik ve demode, teşkılatı ve eğitimi — ki- idi bu, şüphesiz her şey- ihtiyaçlarım vaktile karşılamamış olan mesul hükümet- lerin hataları, ihmal ve suçları idi. B alkan harbindeki ordularımızın bütün bozuklukları gayet açık olarak tarihe — yazılmıştır. Zamanın üksek kumandanlığı, hükümeti ve subayları en şiddetli tenkidlere uğ- ramıştır. Fakat bunların hiç birisin- den kimse ordunun yüksek vi şahsiyetine ve mukaddes mefhu- muna karşı bir saygısızlık mânası çıkarmamıştır. Ordular hükümetlerin âyinesidir ve hükümetlerin — birinci vazifesi de ordularını zamanın mü- dafaa doktrinlerine uygun kuvvet ve kudret ladığı zaman, harp hazırlığı bakı- mından hakikaten iptidat — denecek durumda idi. Bu hakikati seferber- likte orduya alınan yüzbinlerce er ve yedeksubayı da görmüşlerdi ve kapalı kutu halinde tutulan ordunun noksanlarını böylece bütün millet öğrenmişti. O zamanki müttefikleri- mizin devlet adamları da bu hakikati hâtıralarında yazmışlardı. Bugün bu- nun boyla olduğundan bahsetmek nasıl oluyor da orduya hurmetsızlık Fikrimizce orduya karsı yük saygısızlık ıhtıyaçlarını ve eksiklerini saklamak ve vaktin- de bunları gidermeğe çalışmamakta- dır. Silâh ve teçhizatın eksik ve de- mode olması kahraman subay ve erlerin yüksek vatanperverlik — ve fedakârlık — hassalarından hiçbir şeyi eksiltmez. Onlar; o zaman da bir te- cavüze uğrasaydık, silâhları kâfi ol- sun olmasın vazifelerini kanlarının son damlasına kadar z mu temel düşmanların silâh ve kuvvet- leri kadar ve hattâ mümkünse on- lardan üstün derecede — hazırlamak- tır. Ordu, zamanına göre iptidai bir .halde bırakılırsa bunların mesuliyeti orduya değil hükümete aittir. İşte mu- halefet lideri de bu büyük ve tarihi ihmalin çıkarılmasından memnun olmamış ve demagojik bir hareketle — bunu örtbas etmek iste- miştir. O zamanın devlet adamlarına bu iptidailiği inkâr etmek değil, mümkünse neden o hale geldiğimizin AKİS, 10 TEMMUZ 1954