YURTTA OLUP BİTENLER Sıra kapaklarının gürültüleri yük- seldi. Eger Sinan Tekelioğlu olmasaydı, e- ğer onu destekleyen Osman Şevki Çiçekdağ bulunmasaydı celsenin "müf- rid kahraman'"ları başkaları olacaktı Sinan Tekelioğlu (idam mahküm- larına daha ağır ceza verilmesini Mec— lis kürsüsünden talep eden kanunun hâkimlere de teşmilini ıste— di. Tıpkı Sebati Ataman gibi o da şah- si hâtıralarını nakletti; anlaşıldı ki Si- nan Tekelioğlunun hâkimlerden canı pek yanıktır. Teklifi şuydu: — Maaşları 60 liradan yukarı olan hâkimler de, Adliye Vekili tarafından kollarından tutulup, kapı dışarı edile- bilsinler." Bu teklif, derhal, pek çok taraftar buldu. O istikamette kuvv l tehlikeli — bir cereyanın ba! dgı go— rülüyordu. Kraldan ziyade kralcılar, tasarı sahıplerının de ilerisine geçmek istiyorlar relerin kızıştığı bir sırada Hıkmet Bayur kürsüye gel- di ve hukumetın bu husustaki noktai nazarına sordu. Halbuki hükümet, ko- misyondaki görüşmeler sırasında böy- le bir teşmile taraftar olmadığını açık- lamıştı. Kabineye ayrılan yerde Adliye Ve- kili Osman — Şevki Çicekdağın — Fua Köprülüyle istişarede bulunduğu — gö- ruldu Çiçekdağ kürsüye geldi ve: Takdir, Yüksek — Heyetindir" ded'. Meclisin içinde bulunduğu havada, bu, üstü örtülü —şekilde "taraftarız" demekti Muzakerelerı yukardan, hoparlörle : tak p eden Başvekil Adnan nderes, derhal aşağı indi ve bir defa daha ko- nuşmak zorunda kaldı. "Adliye Vekili arkadaşım her ne kadar takdir Yüksek Heyetindir" de- misse de, hükümetin noktai nazarı bunun dogru olmayacağı merkezindey- di. Meclisteki hava değişti, Sinan Te- kelioglunun teklifi Treye konduğunda dığı görüldü Teklif kabul olunmadı. Ama suretle anlaşıldı ki vekil- lerinden bazıları Başvekilin de önün- dedirler. Kanun yürürlüğe girmiş bulunuyor. Vekiller, begenmedikleri adamı i- itiraz kabul etmez şekilde işinden çıka- rabileceklerdir. — Sadece, vekâletlerin- dekileri değil... Meselâ bir Maarif Ve- kili bir ordmaryus profesoru sorgu- suz, sualsiz re'sen kürsüsünden ede- ir. Bir üniversite rektörünün, bırakırız rektörlüğü, profesörlük sıfa- tı — daha doğrusu vazifesi — derhal alınabilecektir. Bu hakkı, demokrat hükümet geli- şi güzel kullanmaz deniliyor. Meselâ Celâl — Yardımcının, - bir profesörün Halk Partisine sempati beslediğini du- yar duymaz o profesörün cübbesini çe- kip alıvermesıne ihtimal olmıyacağı be- lirtiliy Fakat düşünülmüyor ki bir devre sonra Cumhuriyet Halk Partisi iktida- ra gelebilir. ve onların Maarif Vekili Celâl Yardımcı gibi "tolerans" sahibi olmayabilir! zık olmaz mı, üniversitede — sa- yıları az da bulunsa — Demokrat Par- tiye sempati duyan profesörlere! Kanunun tatbikinde karşılaşılacak tek müşkül bu değildir, Tabi durum, vekâletten — vekâlete — değişmektedir. Fakat bilhassa Sağlık Vekâletinne tas- fiyenin kim tarafından — başlatılacağı pek bilinmemektedir. Malüm olduğu üzere bu vekâletin Vekili Dr. Behçet Uz'dur. ehçet Uz, bir C. H. P. kabınesınde de aynı sandalyeyi işgal ediyordu. B u suretle Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasıma kadar sürecek yaz tatiline girmeden evvel Demokrasimiz- le sıkı sıkıya alâkalı üç kanunu çıkar- . Bunlardan birincisi, biz- zat Demokrat Parti icinde şiddetli muhalefete yol açan Seçim Kanunu ta- dilâtı; ikincisi, aynı tepkiyi uyandıran Kırşehir ilçesi kanunu; üçüncüsü de, doğumunun hikâyesini yukarda oku- olduğunuz memurlar kanunudur. Şimdi Ankara boşaldı. İşi bitenler, yazlığa gıttıler Başvekı Menderesın de, yakında ist rahat mek zere başkentten ayrılacağı bildiriliyor. Ahmed Emin Yalmana Ö kanunlar "ikti halefetin, demokrat liderlerin asapları üzerinde yaptığı tahripkâr tesirler"in bir neticesidir. lbette ki pek çok yorulduğunu ga- yet iyi bıldıgımız Adnan Menderesin asabı üzerindeki bu tahripkâr tesirle- rin biran evvel kaybolmasını canı gö- nülden temenni ederiz Ama bilmediğimiz, sinir sistemleri ile alâkası bu derece yalan olan bi rejime hangi İsmin verilmesi gerektiği y DİKTATÖRLÜK, ÜÇ İDDİA D. P. — Mazidir! G.M. P. — Haldir! C. H. P. — İstikbaldir! AKİS, 10 TEMMUZ 1954