Vehbi İşte Einstein, kâinatı izah ederken Newton'un Euclıdes çi geometrisinden ayrılmı «Umumi izafiyet nazari- yesi»ni tesis etmiştir. Bu nazariyeye çok derin riyazi düşünüşler ile meydana gelen çok çetin riyazi — düstürlar ile — erişilmiş- lir» (2) Einstein, Newton ve kendi nazari- yazdığı bir makalede dir: nazarıyesıne açılan rah- nelerden biri utlak mekân tasav- vurunun hususi izafiyet nazariyesi ile ortadan kalkmasıdır» Gerçekten Einstein'in bu muğlak na- zariyesi yepyeni bir kâinat anlayı- şı getirmiştir, merikalı meşhur atom fiziği pro- fesörü Harold Urvey'e sormuşlar: p izafiyet nazariyesi - w ee —< Einstein'in mış —< Vallahi, henüz anlayamadım Urvey, izafiyet Fakat bu söz- Şüphesiz Harold nazariyesini anlamıştır. leriyle nazariyenin derinlik ve muğ- laklığını anlatmak istemiştir. () (2) (3) — A. Adnan - Adıvar İlim ve Din Üniversite emleketimizin üç büyük — şehrinde M t üniversite Ve yüksek okul- larda her sene on bini aşan talebe top- luluğu tahsil görmektedir. 64 vilâyeti- mizden bu şehirlere akan talebelerin en büyük 1ht1yaçlarından biri a kak ki "yurt" meselesidir Halen Ankara, Istanbul ve izmirde ekserisi maarife bagh bir kısmı husu- si müesseselere ait olmak üzere 50 ye yakın talebe yurdu mevcuttur. Bu yurtlar arasında ücret bakımından niş AKİS. 12 HAZİRAN 1954 Koç Yurdu İşte — en moderni betsizlikler olduğu gibi aynı zamanda konfor ve rahatlık bakımından da hay li fark mevcuttur. Bütün yurtlar ha- len ihtiyacı karşılayamadığından, bir kısım talebeler mustarip durumdadır. Bazı yurtlar ihtiyacı karşılamak i- çin, "odalara yatak ilâvesi", "koridor- lara karyola koymak" gibi bir takım gayri sıhhi tedbirlerle işin içinden çık maktadır. Bu yüzden bilhassa sene başlarında bir çok talebe ister istemez bu şartlara razı olup, sırf bir yer te- mini için külfet altına girmektedir. Her sene talebe mevcudu artmak- tadır. Bu talebelerin barınması — için yurtların genişletilmesi veya yenileri- nın açılması lâzımdır. Aksi halde iki üç sene sonra bu "yurt" meselesi tale- belerin başına büyük bir dert olacak- H alen mevcut yurtların durumuna gelince: bunların hemen hiç biri normal evsafa maalesef uygun değil- dir. Çoklarında, ancak yatmak kabil- dir. O kadar... Halbuki yurttan esas gaye, talebeye ders çalışmak için ra- hat ve sakin bir müessese olmaktır. getiren ancak bir İstanbul Teknik yurtları — diye vasıf- Koç Bu hususiyeti yerine kaç yurt sayabiliriz: Unıversıte — Amerikan ve bunlar "en moderni" landırabılecegımız Ankara Vehbi Yurdu!. Bu dâva halledilirse talebe bekle- diği rahata kavuşacak ve tahsil ran- dımanı artacaktır Terbiye Suçlu çocuklar Balı Almanyanın üniversite şehri 'olan 110.000 nüfusu Freiburg 1945 senesinin sonlarına doğru çocuklar i- çin pek uygun olmayan bir yerdi. Bombalar ve top mermileri şehrin so- kaklarına yığılmış, mensucat ve ince KÜLTÜR SAHASINDA alet endüstrisini sekteye uğratmış, ev- lerini yerle bir etmişti. Çocuklar ko- yun sürüleri gibi çakıl taşlı sokaklarda dolaşıyorlar, — evleri soyuyorlar, kara orsa — için giyecek ve yiyecek çalı- yorlardı. 1947 de Freiburg'da okullar- yaş arasında önmüş, isyankâr çocuklar muazzam gruplar halinde Freiburg mahkemele- rine getiriliyor, sorguya çekiliyor ve sevkediliyordu. Şehrin kafasını sallıyordu. Fakat gençlik, mahkemesinin hâkimi, 44 yaşındaki Dr. Karl Harringer bu meseleyi halletmek için kati karar verdi Hakim Harringer basit bir fikirle işe başladı. Hiçbir "ahlâksız" hakikatte "ahlâksız" i Harbi bu çocukları dedi. İlk adımı, layıp hapse kurmak oldu. Orada her çocuğa halkın temin ettiği yemek, bir çift ayakkabı ve giyecek verildi. Çocukların konuş- ma mevzuu artık, sürüm ve harp de- ğil, spor, müzik, dans ve kitap olmuş- tu. Çocuklar rahata kavuşuyorlardı. Her geçen gün onları biraz daha fay- dalı konuşmağa sevkediyordu. Artık Hâkim Harringer'i sadece bu iş meşgul ediyordu. Boş bir Tiyatro bınasını içtimat Ioplantı merkezi ha- komediler temsil etmeleri için getirtti. Harringer ayrıca yardım cemiyetleri- ri dolaşıp yiyecek ve giyecek temin Gtti. Bir memur şehrin en muktedir di- lencisinin Harringer olduğuna — şüphe bulunmadığını — söylüyordu. — Hâkim, mütebessim, "bu çocuklardan her şey elde etmeğe hak kazanmak için onla- ra ilkönce her şeyi vermeliyiz" diye cevap verdi. Bugün Freiburg polisler sakin ge- celer geçiriyorlar. PHâkim Harrin- ger'in çocuklar kampında şimdi sadece ehemmiyetsiz altına alınmış 300 kişi var. unlar kendilerine iftiharla "Harringer evlât- ları" diyorlar ve belediye tarafından bahşedilen büyük bir binayı toplantı salonu olarak kullanıyorlar. ocuklar artık başı boş dolaşıp serserilik etmiyor, başlarında gençlik teşkilâtı üyeleri ve üniversite talebe- leri bulunan 15 er kişilik gruplar ha- linde tarihi âbideleri, fabrikaları — ve mektepleri ziyaret edıyorlar Geceleri de ping - po maçları, konserler unıversıte kızlarıyle dans i- at, bütün şehirliler için daha tatlı, daha güzel bir şekil tır. almışt