TIB Cerrahi Suni Kalb ve Akciğer odern teknik imkânların ötesine mektedir. İşte kalb cerrahi- sındekı curetkar udah leleri müm u âlet sayesmde kan dolaşımı kalbden ayrıl- makta kalbe gereken amelıyatlar yapılabılmektedır İtalyan tıb — mecmualarından biri (Minerva medica 1953. XLIV. No. 38) bu konuya özel bir sayı ayırmış ve rof. A. Dogliotti f. — Aldı Constantini ve arkadaşlarının — çalış- malariyle ortaya çıkan bu cihazın özel- liklerini yayınlamıştır Böyle bir âle- tin ortaya konulması çok karışık bir iştir. Şu meselelerı halletmek gerek- mektedir. 1) Kanı pıhtılaşmaz bir hale getır— mek. Bu iş için kilo başına 5 heparın kullanılıyor ve hastaya prota— min veriliyor. 2) Kanı, kopuk teşekkulune mey- dan vermeden suni olarak oksijenle- mek. 3) Asido-baz dengesini — sabit tut- mak. 4 Rotatif bir tulumba ile kan dola- ak. için kullanılan bütün gereçleri silicone ile cilalayarak kanın sürtünmesine engel olmak. Bütün bu hususlar gözönüne alınan âlette şu parçalar vardır: a) Vena kânını çekerek oksijenle- me kısmına gönderen bir pompa. 02 gazını tutan ve kanı oksi- jenleyen bır dispozitif. c) Pıhtılaşmaya engel olan ve bu işi garanti altına alan tertibat d) Kanın hararetini sabit tutan ve steriliteyi temin eden kısımlar. Kan iki kanül aracılığiyle kalbden ayrılmak- tadır. Bu kanüllerden biri yukarı boş venaya, öbürü de karotid denilen al- kan damarına takılır. Bu suretle kalb içindeki kan dolaşımı ortadan kaldırıl- mış başka bir deyışle kalb devrandan ayrılmış, kansız ve boş kalması temin edilmiş demektir, anı oksıjenleme tertibatı akci- ğerlerin odevını yapmaktadır. Vena kanı bir pa ile buraya sev- kedilir. Burada oksıjenlenen kan ayrı bir kısma gönderilir. Bu kompartı- inanda da kan C02 gazından kurtulur. Artık aldamar kanı ozelhklerını ka- Kanın büyük dolaşıma atılma işini de elektrikli, ro- tatuvar iki pompa idare etmektedir. Böyle bir cihaz bugün hem fizyolo- jide, hayvan — deneylerinde, hem de insanlar üzerinde yapılan ameliyatlar- da kullanılmaktadır. 20 DÜNYASINDA Kalb ameliyatı Mükemmel bir film sahnesi Bu cihazla hayvanları 30 dakika ha- yatta tutmak ve bu sırada kalbe iste. nilen amelıyatla İ yapmak ve boğul- muş hayvanları — canlandırmak kabil olmuştur. rof Dogliotti, yutma borusunda kanser bulunan bir hastada aynı cihazı kullanmıştır. Yarım saat süre ile ve dakikada 500 cc. mek üzere hastanın kanı kalb dışından bu cihazla vücuda sevkedilmiş, ameliyat haşarı ile sonuçlanmıştır. Yine aynı profesor kalbinin deliklerinden birinde özür bulunan bir hastaya bu cihazla ame- liyat yapmış ve muvaffak olmuştur. Tıb Hâdiseleri Ölüm cezaları karşısında hekim B ir iki yıl kadar önce, ölüm cezaları- nın infaz metodlarını ve bu cezala- rın en insani şekilde tatbik çarelerını incelemek üzere İngilterede bir kom yon kuruldu. Bu komisyon 500 sahıfe— lik bir rapor yayınladı Biz, yazımızı, ok enteresan bulduğumuz 'bu rapor- dan faydalanarak hazırladık. Bilindiği gibi geçen yüzyılda — dü- şünceler daha zıyade, ölüm cezaları- nın kaldırılması üzerinde toplanıyor— du. Hattâ 1889 da İtalyada ölüm ce- zası ilga edilmişti. Bu sırada ba şka devletler de ceza kanunlarından ölüm cezasına ait maddeleri sildiler, İsveç, Norveç, Danimarka, Hollanda, Roman- ya bunlar arasındadır. Fransa Alman- ya, İngiltere ise ölüm cezasını kaldır- mamakta ısrar etmişlerdir. İtalya 1930 da bu cezayı tekrar kabul etmiş, ikinci dünya savaşından sonra yeniden kal- dırmıştır. cezasının lehinde ve aleyhindeki çatışmalar hâlâ da devam etmektedir. Hukukçuların bir kısmının fikirle- rine göre ölüm cezası insanlığın pek geri olduğu günlerden kalma çok şid- detli b r cezadır. Suçluların ıslahı ge- reken bir medeniyet devrinde artık tatbik yeri olmaması lâzımdır. cezası bir yandan da faydasız bir zu- Kümdür. Çünkü bu ceza, hiç bir zaman suç işlenmesinin önüne geçememiştir. Bir bakıma da tehlikeli bir cezadır Hâkim yanılabilir. Ölüm hükmü yeri- ne getirdikten sonra da bu hatadan dönmeğe imkân yoktur. Bu fikirleri bırer birer çurutenler B hi ceza de vardır. Bunlar. 're ç bir medeni ola Ag zaların hepsin- de şddet ve haysıyet kırıcıhk vasfi vardır F olan yaln ölüm cezası degıldır Aynı itiraz obur ceza- ların hepsi için de variddir. Onlar da cürümlerin Önüne — geçemiyorlar. O halde bütün cezaları topyekün kaldır- mak mı lâzımdır? Hâkimin yanılma ihtimali bakımından tehlike arzedl- yorsa bunu önlemek her zaman müm- kündür. Yargıçlar en ufak şüpheleri olduğu zaman ölüm cezası vermeyebı— lirler. Onların vicdanına kimse baskı yapamaz, doktorlar, bilhassa operatör- ler de sanatlarım tatbik ederken her zaman hatalara düşebilirler. Halbuki hekimliği — veya ameliyatı engellemek kımsenın aklından geçmemektedır E- ölüm cezası çok ağır ve tehli- kelı suçlara tatbik edıldıgınden hata ihtimali o nisbette azdır. AKİS, 12 HAZİRAN 1954